İzzeti Yanlış Yerde Aramak: Medyen Kavmi Örneği
Aidiyet duygusu ve grup bağları, toplumların değerlerine ve inanç sistemlerine etki eden önemli unsurlardır. Ancak, aidiyetin merkeze alınmasıyla izzet bazen yanlış yerde aranabilir. Bu noktada, tarihi bir örnek olan Medyen kavmi ve Hz. Şuayb'ın mesajıyla ilgili durum analizi, aidiyetin yanlış yönlendirmelerine ve izzetin gölgelenmesine odaklanmaktadır. Hz. Şuayb, Medyen kavmine yönelik olarak Allah'ın peygamberini ve dinini arkalarına atma tutumlarını sorgulayarak, aidiyetin Allah'ın üstünlüğünü gölgeleyebileceğine dikkat çekmektedir. Bu analiz; ırka, aşirete vs. dayalı aidiyetin yanlış yönlendirmelerine karşı farkındalık oluşturmayı amaçlamaktadır. Bulgular, izzetin yanlış yerde arandığında değeri gölgeleyebileceği yönündedir. Hz. Şuayb'ın çağrısı, toplumu köklü bir zihniyet değişimine teşvik ederek kimliğin Allah'ın üstünlüğü inancı doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Aidiyetin değer üzerindeki etkisi
Yüce Allah’ın değerini gereği gibi takdir edemeyip, Hz. Şuayb’ın aşiretine daha fazla değer veren inkârcı kavminin tutarsızlığına bir soruyla şöyle dikkat çekilmektedir: “Dedi: Ey kavmim, aşiretim size göre Allah'tan daha mı değerlidir ki O’nu arkanıza atılacak bir şey edindiniz? Şüphesiz Rabbim yaptıklarınızı kuşatıcıdır.” (Hûd 11/92). Hz. Şuayb’ın, kavmine “aşiretim size göre Allah'tan daha mı değerlidir” demesi, öğrenme amaçlı değil, kınama amaçlı bir sorudur. Zira Allah’ın daha değerli olduğu kesindir. Bu ifade ile o inkârcıların tutumunun yanlışlığı, pekiştirmeli bir şekilde kınanmış olmaktadır. Ayrıca Hz. Şuayb, bu ifadesiyle izzetin Allah katında aranması gerektiğini söylemiş olmaktadır. Bir kavme aidiyetten dolayı “değerli oluş” iddiası, izzeti yanlış yerde aramaktır. Yaratıcınının değerini doğru takdir edemeyen bir topluluk hangi yetkiyle insanlara neyin değerli / değersiz olduğunu söyleyebilir? İnkârcı kavmin, Hz. Şuayb’ın aşiretine değer vermesi ancak o aşiretin bir üyesi olan Hz. Şuayb’a değer vermemesi, meselenin kabile meselesi değil, din karşıtlığı olduğunu göstermektedir.
İnkârın ve günahların akıbeti
Toplumdaki sosyal düzensizliği sorgulayan ve yanlış inançları eleştiren Hz. Şuayb’ın, kavmine yönelik olarak “aşiretim, Allah'tan daha mı değerlidir ki O’nu arkanıza atılacak bir şey edindiniz?” şeklindeki sorusuyla kastettiği şey, inkârcıların Allah’ın peygamberini ve dinini arkalarına atmalarıdır. Ayetteki “arkanıza atılacak bir şey” sözü; değer vermediğiniz, sırt döndüğünüz şey demektir. İfadedeki fark (Allah’ın peygamberinin / dininin değil, bizzat Allah’ın kendisinin arkaya atılması) suçun büyüklüğüne dikkat çekmek içindir. Yani Allah’ın dinini anlatan Hz. Şuayb’a değer verilmemesi, yüce Allah’a değer verilmemesi demektir. Tersi de doğrudur: Peygambere itaat eden kimse Allah’a itaat etmiş olur (en-Nisâ 4/80). Kavminin inanç ve pratiğini reddettiğini bu ifadelerle belirten Hz. Şuayb, “Şüphesiz Rabbim yaptıklarınızı kuşatıcıdır.” derken inkâr ve günahlarının bir bedeli olacağını onlara bildirmiş olmaktadır. Yani onun daveti, toplumunu köklü bir zihniyet değişimine teşvik etmektedir.
Sonuç
Netice olarak, Medyen kavmi ve Hz. Şuayb'ın kıssası, değeri yanlış yerde aramanın getirdiği felaketlere dikkat çekmektedir. İnkârcı kavim, mümin Hz. Şuayb yerine müşrik aşiretine daha fazla değer vererek Allah'ın üstünlüğünü göz ardı etmiştir. Hz. Şuayb'ın sorusuyla ortaya konulan tutarsızlık, insanların aidiyetlerine dayanarak kendilerini değerli görmelerinin aslında bir yanılgı olduğunu göstermektedir. Bu anlatı, insanların Allah'ın değerini gereği gibi takdir etmeleri gerektiğini hatırlatırken, inkârın ve günahların da ceza içerikli bir karşılığı olduğunu göstermektedir. İnsanların yanlış inançları ve sosyal düzensizlikleriyle yüzleşmeleri, köklü bir zihniyet değişimine yönelmeleri için bir ibret vesilesidir. Allah'ın üstünlüğüne inanmak ve onun gönderdiği kılavuza (peygamber / kitap) uygun hareket etmek, toplumların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak adına önemlidir. Medyen kavmi, sahih inanç ve pratiklerden uzaklaşarak büyük bir kayba uğramıştır. Günümüz insanı bu kıssadan ibret almalı, izzeti Allah’ın yanında ve O’na kulluk etmekte aramalıdır.
Anahtar kelimeler: Tefsir, Kur'an, Allah, İzzet, Aşiret