Hz. Şuayb’ın Söz ve Eylem Uyumu: İslami Ahlaki İlkeler
Hz. Şuayb’ın tutarlı söylemini Hûd sûresi 11/88. ayeti çerçevesinde değerlendirmeyi amaçlayan bu yazı ile amaçlanan şey, Hz. Şuayb’ın İslami ahlaki ilkelerin uygulanmasındaki rolünü ve bunun İslam’ı anlattığı toplum üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda, metin analizi yöntemi kullanılmış ve söz konusu ayette yer alan Hz. Şuayb’ın sözlerinin ayrıntılı bir incelemesi yapılmıştır. Konu, sadece Hz. Şuayb’ın bu ayette yer alan sözleriyle sınırlı olmakla birlikte kıssanın Kur’an’daki yeri ve tefsir literatüründe bu ayete yaklaşımlar da dikkate alınmıştır. Yazının orijinalliği, söz konusu ayet bağlamında spesifik olarak Hz. Şuayb’ın söz ve eylem uyumu üzerine odaklanmasıdır. Çoğu çalışma genellikle peygamberlerin genel ahlaki ilkelerini ele alırken, söz konusu ayet bağlamında bu çalışma, özellikle Hz. Şuayb’ın ahlaki duruşunu ve bu duruşun İslami ahlaki ilkelerle olan uyumunu incelemektedir.
Hz. Şuayb; çatışmacı bir üsluptan kaçınırken, bilgi ve hakikati merkeze alır ve kendi duruşunu belirgin bir şekilde ortaya koyar. Hedeflerini açıkça belirtir ve Allah’a olan inancını ve O’na tevekkülünü vurgular: “Dedi: Ey kavmim, söyleyin bana, ya ben, Rabbimden bir belge üzerinde isem ve kendinden bana güzel bir rızık vermişse! Sizi yasakladığım şeylerde size muhalefet etmek istemiyorum. Ben, gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum. Benim başarım ancak Allah iledir. Yalnız O’na tevekkül ettim ve yalnız O’na yöneliyorum.” (Hûd 11/88). Ayetteki “belge”, Hz. Şuayb’a verilen ilahi bilgi ve peygamberliktir. Hz. Şuayb’ın söz ettiği “güzel bir rızık” ona nasip olan helal rızıktır. Yani o kavminin tartıda ve ölçüde hile yaparak elde ettikleri haram kazanç ile arasına net bir çizgi çizmektedir. Ayrıca Hz. Şuayb’ın, rızkın yüce Allah’ın “kendinden” geldiğini gündeme getirmesi, onun nimetlerin farkında bir kul olduğunu göstermektedir. Ayetteki muhatap ile tansiyonu düşüren iki şart ifadesinin (bir belge üzerinde isem ve kendinden bana güzel bir rızık vermişse) devamında “Bu kadar nimete şükretmemek yakışık alır mı?” şeklinde gizli bir ifadenin yer aldığı varsayılabilir. Kur’an, bazen böyle muhatabın tahmin edebileceği ifadeleri söylemez. Boşluğu insan zihninin tamamlamasına bırakır. “Sizi yasakladığım şeylerde size muhalefet etmek istemiyorum.” ifadesi, “Kendim için istemediğimi, sizin için de istemem.” demektir. Yani onun sözüyle pratiği uyumludur. Bu ıslah çabası, doğal olarak “adaletle hükmetmeyi” içinde barındırır ve şartlara göre güç kullanmak, dille uyarmak ya da kalple buğz etmek şeklinde olur. Onun “Benim başarım ancak Allah iledir.” demesi, ıslah çabalarının başarıya ermesinde kendi katkısının sınırlı olduğunun bilincinde olduğunu göstermektedir. Hz. Şuayb’ın “Yalnız O’na tevekkül ettim” demesi, muhaliflerinin desiselerinden korkmadığına ilişkin beyanıdır. Zaten sadece yüce Allah’a dayanan kimsenin, üzerine karlar yağacak dağı yoktur. O mütevekkil kul, hep kazanandır. Hz. Şuayb’ın “yalnız O’na yöneliyorum” derken kullandığı zaman kalıbı, dua ederek Allah’a yönelişinin sürekliliğini ifade etmektedir. Bu yönelişin, “Biz Allah’a aitiz ve O’na döneceğiz.” (el-Bakara 2/156) ayetindeki zorunlu dönüşten ayrı olarak imanı seçme tarzında iradi bir yöneliş olduğu ifade edilmiştir.
Sonuç
Hz. Şuayb’ın İslami ahlaki ilkelerle eylem ve sözlerinin uyumuna dair değerlendirme, günümüz insanına değerli dersler sunmaktadır; onun adil ve dürüst olma, haramdan kaçınma, hile ve aldatmaya karşı duruşu gibi prensipleri, adalet ve dürüstlüğün toplumlar ve bireyler için sürekli bir ihtiyaç olduğunu öne çıkarmaktadır. Modern yaşamın hızlı temposunda bile bu ilke, eylemlerimizi düşünürken ve değerlendirirken üzerinde durulması gereken bir kıstas olmaktadır. Hz. Şuayb’ın kendi ve kavmi arasında ahlaki bir çizgi çizme yeteneği, eylemlerimizi değerlendirirken ve eleştirirken objektiflik ve iç disiplinin önemini vurgulamaktadır; bu, çevremizdeki her şeyin sorgulandığı bir dönemde, kendi eylemlerimizi değerlendirme ve düzeltme yeteneğimizin kıymetini hatırlatır. Son olarak, Hz. Şuayb’ın söz ve eylemlerindeki uyum, İslami ahlaki prensiplerin toplum üzerindeki etkisini somutlaştırır ve bu ilkeleri kendi yaşamımıza nasıl uygulayabileceğimiz konusunda bize rehberlik eder; bu nedenle Hz. Şuayb’ın hayatı ve öğretileri hem toplum düzenini sağlamada hem de bireysel ahlaki gelişimimizde güncel ve değerli bir başvuru kaynağıdır.
Anahtar kelimeler: Tefsir, Şuayb, Ahlak, Tutarlılık, Tevekkül