Bir önceki yazıda Hûd suresinin 71. ayeti çerçevesinde Hz. İbrâhim’in eşinin, “sapkınca tutumları nedeniyle Lût kavminin cezalandırılacağı” haberine sevinmiş olabileceğinden bahsedilmişti. Ayrıca çocuk müjdesinin Hz. İbrâhim’e değil de doğrudan hanımına verildiğinden -Hz. İbrâhim’in zaten Hacer’den bir oğlu (Hz. İsmâil) vardı.- ve Hz. İbrâhim’in eşine bir de torun müjdesi verilmesinin aynı zamanda torununu görmek suretiyle “uzun yaşama müjdesi” olduğu şeklinde yorumlandığından söz edilmişti. Bu yazıda ise Hûd 11/72.-76. ayetler bağlamında Hz. İbrâhim’in eşinin mümin olmasına, Allah dilerse geç yaşta çocuk sahibi olabileceğini bilmesine rağmen niye şaşırdığından, meleklerin ona tepkisinden, Lût kavminin cezalandırılacağı bilgisi karşısında Hz. İbrâhim’in meleklere karşı tutumundan ve meleklerin ona yanıtından söz edilecektir. Amaç, klasik ve modern dönem tefsir literatürü ekseninde Lût kavminin cezalandırılmasının öncesinde Hz. İbrâhim, eşi ve melekler arasında konuşulanları söylem analizi yöntemiyle ortaya koymaktır.

Allah’ın yaratmasında hayret

Hz. İbrâhim’in yaşlı hanımı, çocuğu olacağı müjdesi aldığında buna şaşırdı; çünkü ilahi yasa genel itibarıyla ileri yaşlardaki hanımların çocuğunun olmaması şeklinde işliyordu: “Vay hâlime! Ben böyle kocamış bir kadın kocam da bir ihtiyar iken ben doğuracak mıyım? Bu gerçekten şaşırtıcı bir şey!" dedi.” (Hûd 11/72). Hz. İbrâhim’in hanımının “Vay halime!” şeklindeki şaşırması, kendisine beddua ettiği anlamına gelmez. Onun şaşırması, yüce Allah’ın ona iyice ihtiyarlamışken çocuk doğurmasını sağlayamayacağı düşüncesinden değil, nimetin büyüklüğü açısındandır. Alışılmışın dışındaki durumlar genellikle bir şaşkınlıkla karşılanır. Hz. İbrâhim’in hanımının, “Ben böyle kocamış bir kadın kocam da bir ihtiyar iken” diyerek önce meseleyi kendi açısından belirtmesi, kendisinin doğurmasını daha şaşırtıcı bulmasından dolayıdır; çünkü erkeklerin yaşı ileri de olsa çocuklarının olması mümkün olabilir. Yine ayetteki “ben doğuracak mıyım” şeklinde soru cümlesi, yanıtı aranan bir sorudan daha çok hayretler içinde kalma anlamı taşır.

Allah’ın rahmet ve bereketi

Melekler, Allah’ın dilemesi konusunda şaşılacak bir şey olmadığına dikkat çeker: “Dediler ki: Allah'ın emrine şaşıyor musun? Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur.” (Hûd 11/73). Ayetteki “bereketleri” on iki İsrailoğulları boyu diye yorumlanmıştır. Gerçekten de onlardan pek çok peygamber gelmiştir. Yine “Ey ev halkı! Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir.” ifadesi, onlara zaten verilmiş olan nimetlere dikkat çekmiş olabileceği gibi onlar için geleceğe dönük bir dua da olabilir. Geleceğe dönük bir ifade olduğu düşünülürse geç yaşta çocuğu olan Hz. İbrâhim’in eşinin Hz. İsmâil’in annesine kıyasla çok daha fazla bereket ihsanıyla karşılaştığı söylenebilir; çünkü onun peygamber olan oğlunun (İshak) kıyas götürmez bir sayıda çocuğu, torunları peygamber olmuştur.

İbrahimî merhamet ve ilahi hükmün geri çevrilemezliği

Meleklerin gelişinin kendisine dönük ilahi bir uyarı, kavmine bir azap olmadığını anlayan Hz. İbrâhim rahatlamıştır. Aldıkları çocuk müjdesi de ayrı bir ferahlık konusu olmuştur: “İbrâhim'den korku gidip kendisine müjde gelince Lût kavmi hakkında (âdeta) bizimle mücadeleye başladı.” (Hûd 11/74). Hz. İbrâhim’in meleklerle tartışması ilahi emre muhalefet türünden itirazlar içermemektedir. Onun meleklerle tartışması, ayetlerin hayata aktarılması için tartışan âlimlere benzetilmiştir. O, müşrik olan babasının bağışlanmasını istemesi gibi tövbe ederler niyetiyle Lût kavmine de süre verilmesini istemiştir. Bu yüzden kınanmamış aksine övülmüştür: “İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık, kendisini Allah'a vermiş biri idi.” (Hûd 11/75). Hz. İbrâhim’deki bu özelliklere bürünen Müslümanlar da Allah dostu olma adayıdır. Anlaşıldığı kadarıyla Hz. İbrâhim intikamcı bir kimse olmamış, misliyle mukabele etmeye de eğilim göstermemiştir. Yaptığını Allah rızası için yapan ihlaslı bir kul olmuştur.

Lût toplumunun cezalandırılması konusundaki hüküm, onların cezalarının ertelenmemesini gerektirmiştir. Bu nedenle sHz. İbrâhim tarafından Allah’ın merhametine layık olmayanlara merhamet istenmesi melekler tarafından reddedilmiştir: “(Melekler dediler ki): Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap) emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!” (Hûd 11/76). Azabın “geri çevrilmez” oluşu, Lût kavminin sapkınlıkta ısrar etmesinden dolayıdır. Dolayısıyla Hz. İbrâhim’in meleklerle tartışmaya girmesi sonucu değiştirmemiştir.

Sonuç

Görüldüğü gibi Hz. İbrâhim’in eşinin geç yaşta çocuk sahibi olacağına şaşırması, buna Allah’ın gücünün yetmeyeceğini düşündüğünden değil, nimetin büyüklüğünden dolayıdır. Ona bağışlanan İshak ve soyundan İsmâil ile karşılaştırılamayacak sayıda peygamber gelmesi, bunun kanıtıdır. Lût kavminin cezalandırılması konusunda Hz. İbrâhim’in meleklerle tartışması, Yüce Allah tarafından kötü görülmediği gibi onun merhametli oluşuna bağlanmıştır. Bununla birlikte melekler ona, merhametinin ilahi cezalandırma hükmünü değiştirmeyeceğini hatırlatmıştır.

Anahtar kelimeler: Tefsir, İbrâhim, Lût, hayret, merhamet, bereket.