Kimi her şeyi kötü tarafından görür, hep kötü ihtimalleri düşünür. Hâlbuki kötümserlik şeytanın işidir. Müslüman ise Allah’ın yardımını uman kişidir. Bu yazıda kötümser hava yayma çabalarında olanların söylemlerine, çelişkilerine dikkat çekilecek; iyimserliğin faydalarına, imkânlarına vurgu yapılacaktır. Amaç, ıslah çabalarında Müslümanları motive etmektir.

Birtakım kimseler Müslümanların farklı bakış açılarını iyice abartıp, “Hangi İslam’dan söz ediyorsun? Suud İslam’ı mı, Şiî İslam mı yoksa Türk İslam’ı mı?” türü sorular sorar. Amaçları, Müslümanların ihtilafını zirve noktada gösterip kötümserlik havası oluşturmaktır. Hâlbuki gayrimüslimler, aralarındaki ihtilafları açısından Müslümanlardan daha beterdirler. Bunun zaman olarak en yakın ve somut örneği, Rusya-Ukrayna savaşıdır. Her iki taraf da Hristiyandır ancak birbirlerini öldürmektedir.

Kötülüğün ortadan kaldırılması, sürekli kötü durumlardan söz etmek suretiyle Müslümanların şevkini kırmakla mümkün olmaz. Aksine iyilik gündemde tutulmalı ve iyiliği yaygınlaştıranlar motive edilmelidir. Morali yerinde olan kimse, kötülüğe karşı kendisini daha iyi hissedecek ve daha fazla iyiliğe vesile olacaktır. Müslümanlara lazım olan şey, olumsuzluktan bile olumluluk çıkaracak yol arkadaşlarıdır. Şu kısa hikâye söylemek istediğimi ne güzel anlatmaktadır:

Adam iki kova ile su taşıyormuş. Biri çatlak olduğundan adam o kovayla diğerinin yarısı kadar eve su götürebiliyormuş. Sağlam kova gururlu, çatlak kova ise mahzunmuş. Dile gelen çatlak kova, “Benden yeterince verim alamıyorsun, üzülüyorum.” deyince adam, “Üzme kendini bak senin bulunduğun taraftaki yol yem yeşil. Ya öbür taraf!?” demiş.

Yukarıdaki hikâyeden de anlaşılabileceği gibi insan, isterse dezavantajlı bir durumdan avantajlı bir durum çıkarabilir. Dünya, bir açıdan da imkânlar denizidir. Bir açıdan kayıp, başka bir açıdan bir kazanca dönüşebilir. Nimete nankörlük etmemek, şükreden kullardan olmak ve Allah’a tevekkül etmek zorlukları kolaylığa dönüştürecektir. Her zorlukla beraber bir kolaylığın olması (el-İnşirah 94/5-6) iyimser olmak için yeterli bir gerekçedir.

Sonuç olarak başkalarının bizi umutlandırmasını beklemeksizin biz iyimserliği seçmeli ve umudu yeşertmeliyiz. Namık Kemal’in (1840-1888) ifadesiyle “Bize gayret yakışır.” Daha adil, iyi ve güzel bir dünya için lokomotif biz olmalıyız. Hayırlı işlerde çabaladıkça Allah’ın desteğini yanımızda bulabiliriz.