Mûcize Doğa Yasalarının İhlali mi?
Mûcize Doğa Yasalarının İhlali mi?
Murat Kayacan
Mûcize kelimesi
yaygın anlamıyla Kur'an’da geçmez. Allah tarafından gönderilmiş gerçek elçiler olduğunu
kanıtlayan hârikulâde olaylar çok defa ayet
(âyât) kelimesiyle ifade edilmiştir. Mûcizenin,
nübüvvetini ileri süren kişinin doğruluğunu kanıtlayabilmesi için birtakım özellikler
üzerinde durulur ve ondan bir olağanüstülük sergilemesi beklenir. Ek olarak peygamberin
mûcize göstermesinin bir meydan okuma (tehaddî) sonucunda gerçekleşmesi, peygamberin
güvenirliğini zedeleyecek bir şüphe taşımaması ve nübüvvet iddiasının ardından gerçekleşmesi
gibi şartlar da öne sürülür.[1] Taberî (ö. 310/923), tefsirinde[2] bu kelimeyi gerek mu`cize
gerekse el-mu`cize şeklinde olsun büyük oranda ayet kelimesinin sıfatı
olarak kullanmayı tercih etmiştir. Söz konusu kelimenin terim anlamına kavuşması
hicri 4. yüzyıl ile başlatılır.[3]
Bu yazıda ufuk
açıcı tartışmalar içerdiği düşünülen Modern Bilim Felsefe ve Tanrı adlı eser
ekseninde ve betimsel yöntemle Caner Taslaman’ın mûcizeyi bilimsel teori ve felsefi
yaklaşımlar bağlamında nasıl ortaya koyduğu sergilenecektir. Zaman zaman yazarın,
bu kitapla doğrudan ilişkili görülebilecek Kuantum Teorisi, Felsefe ve Tanrı
kitabına da klasik İslâm kaynaklarına da referansta bulunulacaktır.
Mûcizeler din felsefesinde ele alınan önemli bir sorundur.[4] Taslaman, gerçeğe bir yakınlaşma
olan ancak tam olarak gerçeğin resmini vermeyen doğa yasalarının[5] askıya alınması ile ilgili
teistik (yaratıcı Tanrı anlayışını savunan) iddiaların en çok mûcizelerin gerçekleşmesi
hususunda gözüktüğünü ifade eder.[6] Bu bağlamda yanıtlanması
gerekli en önemli sorulardan biri, mûcizenin doğa yasalarının ihlal edilmesi anlamını
taşıyıp taşımadığıdır.[7] Bazı mûcizelerin doğa yasaları
çerçevesinde nasıl oluşmuş olabileceğinin gösterilmesi için entropi yasası[8] ve Zohar’ın “şu ana kadar
ortaya atılan en başarılı fizik kuramı” dediği kuantum kuramının[9] bir arada ele alınması
enteresan bir yaklaşım olacaktır.[10] Kuantum seviyesindeki belirsizliklerin
belirlenmesi suretiyle teizmin savunduğu mûcizeler gibi evrendeki radikal değişimler
bile açıklanabilir.[11] Bu imkân her mûcizeyi açıklamada
yeterli olmayabilir. Asânın yılana dönüşmesi (el-Kasas, 28/31) ihtimali konusunda
kuantum fiziğinin söyleyebileceği bir şey olmasa gerektir.
Ateistlerin birçoğunun, dinin bilime aykırı olduğunu savunduğunu
söyleyen Taslaman, onların en çok ileri sürdükleri görüşlerden birinin dinin mûcizeyi
savunması olduğunu belirtir.[12] Mûcize karşıtlığı sadece
ateistlere özel değildir. Tanrı’ya inanan bazı filozoflar da Tanrı tasavvurlarına
aykırı gördükleri doğa yasalarının ihlali anlamındaki mûcize anlayışına karşı çıkmışlardır.
Baruch (de) Spinoza (1632–1677), doğa yasalarının Tanrı’nın doğasının bir sonucu
olduğunu söylemiş ve Tanrı’nın kendi doğasına aykırı hareket etmesini olanaksız
görüp mûcizelere karşı çıkmıştır.[13] Ona göre Tanrı’nın, doğasıyla
uyumlu bu yasalara aykırı hareket ettiğini iddia edenler saçmalamaktadır.[14]
Mûcizelere karşı yukarıdaki itirazlara çeşitli cevaplar
verildiğini söyleyen Taslaman’a göre evrenin yasaları doğa yasalarını da içeren
daha geniş anlamda anlaşılmalıdır. O, bu bağlamda sünnetullah kavramını kullanır.[15] Bir peygamber aracılığıyla
mûcize gösterildiğinde doğa yasalarının askıya alınması, Tanrı’nın yasalarının bir
parçasıdır. Bu anlayış, mekanik kurallarla çalışan bir makinenin bazen durdurulup
bakımının yapılması gibi bir istisnanın gerekliliğini mûcizelerin gösterilmesi için
de kabul eder.[16] Birçok teist gibi Newton’a
göre de Tanrı’nın kendi koyduğu doğa yasalarını ihlal etmesinde bir sorun yoktur.[17] Tanrı istediği anda evrene
müdahalede bulunabilir.[18] Zaten hüküm koyma yetkisine
sahip olan kimse, istisnayı da koyabilendir.
Taslaman, Gottfried Wilhelm (von) Leibniz’in (1646-1716)
“baştan müdahale” anlayışına benzer bir anlayışla doğa yasalarını ihlal etmeyen
bir mûcize anlayışını temellendirmeye çalıştığını belirtmektedir. Buna göre bir
bilardocunun 5-10 hamle sonrasını hesaplaması gibi Tanrı da evrenin başlangıcından
peygamberlerin mûcizelerinin olacağı yeri ve zamanı hesaplayarak ilerideki mûcizeleri
baştan doğa yasaları çerçevesinde gerçekleştirmeyi dilemiştir ve mucizeler böylece
gerçekleşmiştir.[19] Benzer şekilde kuantum
teorisinin, mûcizelerin gerçekleşmesi için gerekli boşlukların doğada ontolojik
olarak var olduğunu gösterdiğini savunan kimi düşünürler de doğa yasalarının ihlal
edilmediği bir mûcize anlayışını savunurlar.[20]
Teizmin; Tanrı’yı evrenin yaratıcısı, bilimsel kanunların
koyucusu ve koruyucusu olarak gördüğünü söyleyen Taslaman, bu anlayışa sahip bir
kimsenin bilimsel oluşumların olasılıklarının belirleyicisi olarak Tanrı’yı görüp
mûcizeleri açıklayabileceğini belirtir. Böylesi bir açıklama, bilimsel yasaların
ihlali anlamını taşımayacaktır.[21]
Taslaman’a göre bir teist için en tutarlı yaklaşım, mûcizelerin
nasıl oluştuğu hususunda (oluşup oluşmadığında değil) agnostik[22] kalmasıdır; çünkü Tanrı’nın
mûcizeleri nasıl gerçekleştirmiş olduğuna dair bilimsel bir bilgiye sahip olmadığımız
gibi Tanrı’nın doğa yasalarını ihlal etmeyeceğine dair Spinozacı teolojik bir ön
kabulü de temellendiremeyiz. “Tanrı doğa yasalarını ihlal etmez.”[23] şeklindeki Spinoza ön kabulü
ile mûcizeleri inkâr, iki kibri içinde taşır. Bu kibirlerden birincisi Tanrı’nın
katındaki tüm yasaları bildiğimize dair teolojik kibir, ikincisi ise doğa yasaları
ile “kendi içinde evrene” dair her türlü bilgiye sahip olduğumuzu iddia eden bilimsel
kibirdir ki bu, özellikle 19. yüzyılın yaygın bir hastalığıydı.[24]
Her şeyden önce Tanrı’nın katındaki yasaların bizim fizik
biliminde gördüğümüz doğa yasaları ile özdeş olduğunu savunmayı büyük saflık olarak
gören Taslaman, tanrısal yasaların fizik yasalarından daha geniş yasalar olduğunu
kabul edersek Tanrı’nın bir eliyle koyduğu yasaları diğer eliyle bozduğuna dair
mûcizelere getirilen teolojik itirazın geçersiz olacağını söyler. Söz gelimi, sarayına
gelen her misafiri kapıdaki nöbetçilerine geri çevirten bir kralın istisnai bazı
konuklarını nöbetçiler içeri aldıklarında kralın kendi koyduğu yasalarını ihlal
ettiğini hiç kimse düşünmeyecektir. Zaten kral böyle bir yasayı ilan etmemiştir.
Sadece nöbetçilerin genel tavrını gözleyenler, kendi kendilerine kralı bile bağlayacak
yasalar üretmişlerdir. Teistik yaklaşıma göre doğa yasaları kralın hizmetkârlarından
daha da sadık hizmetçilerdir. Bu hizmetkârların tanrısal etkinliği sınırladığını
söylemek teizm adına kabul edilemez. Böylesi bir yaklaşımla kimi durumlarda doğa
yasalarının kendisi veya genel gidişi askıya alınarak mûcizelerin gerçekleşmesi,
tanrısal sistemin bir parçası olarak savunulabilir.[25]
Tanrı’nın mûcizeleri gerçekleştirmesinin doğa yasaları
çerçevesinde kuantum belirsizliklerini belirlemesi ile mümkün olduğunu savunarak
Taslaman’ın yaptığı şey, sadece bir imkânı göstermeye çalışmaktır.[26] Taslaman, doğa bilimlerindeki
gelişmelerle ortaya çıkan evren tablosunun düşük olasılıklar olarak mûcizeleri içinde
barındırdığını ve böylesi bir mûcize anlayışının mûcizelere karşı getirilen “doğa
yasalarına aykırı olma” itirazını geçersiz kılacağını şöyle göstermeye çalışır:[27] Hz. Mûsâ için denizin yarılması
mûcizesinin (eş-Şuarâ 26/63) de evrendeki imkânsıza denecek kadar düşük olasılıklar
bağlamında açıklanması mümkündür.[28] Denizin ortasından çizeceğiniz
hayali bir çizginin sağındaki moleküllerin istisnasız hepsinin daha sağa, soldaki
moleküllerin istisnasız hepsinin daha sola hareket ettiğini düşünebiliriz. Moleküllerin
böylesi bir hareketinde deniz yarılır ve hiçbir bilimsel yasa da ihlal edilmemiş
olur. Bu tarz durumları göremememizin sebebi bunların olup olmaması değil, böyle
bir olasılığın imkânsız denecek kadar düşük olmasıdır. Ama olasılıkların bilinçli
seçicisi olarak Tanrı’yı gören bir anlayış için olasılıkların düşük olması sorun
olmayacaktır.[29] Mûcizenin oluşumu, çok
çok düşük olasılıkların seçimi ile gerçekleştiği için bu anlayış mûcizelerin olağanüstülüğüne
gölge düşürmez.[30] Bazı mûcizeler belki böyle
izah edilebilir ancak her mûcize buna müsait değildir. Söz gelimi Hz. Mûsâ’nın asâsının
yılana dönüşmesi şeklindeki mûcize, Taslaman’ın buradaki izahı gibi açıklanamaz.
Tanrı’nın evrendeki etkinlikleri bağlamında mûcize gerçekleştirmesi
ile Tanrı’nın doğa yasalarını belirli özel durumlar için askıya alıp belirli bir
yer ve zamanda olağanüstü olaylar gerçekleştirmesinin kastedilebileceğini söyleyen
Taslaman, doğa yasaları çerçevesinde olması çok düşük olasılıkların belirli bir
yer ve zamanda gerçekleştirmesinin de kastedilebileceğini belirtir. Buna göre hiçbir
bulutun olmadığı ve yağmurun yağmadığı bir yerde Tanrı sevgili bir kulunun duası
gibi bir sebeple yağmur yağdırabilir.[31]
Taslaman, determinist bir evrende mûcizelerin oluşumunun
tanrısal yasaların doğa yasalarından çok daha geniş kapsamlı olduğu için bir sorun
teşkil etmediği kanaatindedir. Benzer şekilde “bir peygamberin gönderilmesi” gibi
özel bir durumda doğa yasalarının askıya alınmasında da bir çelişki yoktur. Yani
Spinoza ve Friedrich Daniel Ernst Schleiermacher’in (1768-1834) düşündüğü gibi Tanrı’nın
kendi koyduğu yasalarla (veya kendi doğasıyla) çelişmesi gibi bir durum söz konusu
değildir. Bu, fabrikada mekanik kanunlar çerçevesinde çalışan makinelerin birkaç
senede bir genel çalışmalarından farklı olarak durdurulup bakıma alınmalarının,
bu makinelerin tâbi olduğu determinist yasalara aykırı olmaması gibi bir durumdur.[32] Eğer doğa yasaları ihlal
edilmeksizin mûcizelerin gerçekleşebileceği gösterilebilirse bununla, “Din, bilimle
çelişir; çünkü doğa yasalarının ihlali anlamında mûcizeyi savunur.” diyenlerin hataları
anlaşılmış olur.[33]
Taslaman, ihtiyatlı yaklaşımlarına karşın, kuantum belirsizliklerinin
mûcizeler gibi tanrısal müdahaleleri doğa yasaları çerçevesinde açıklamaktaki katkısını
çok değerli bulur. Mûcizelerin bilimsel yaklaşıma göre imkânsız olduğunu söyleyerek
teizmi eleştirenlerin modern bilimin sunduğu imkânlardan habersiz olduğunu ifade
eden Taslaman, bu yaklaşımlarının hatalı olduğunu gösterebildiyse kendisini hedefine
ulaşmış sayar. Tanrısal müdahaleyi ve mûcizeleri inkâr, bilimsel olguların bizi
ulaştırdığı bir sonuç değildir ancak ateizme ve natüralizme metafizik bir ön kabul
olarak inanan kişiler, bu felsefi inançları ile bilimsel yaklaşımlarını birleştirirlerse
tanrısal müdahaleyi reddeden bir yaklaşıma sahip olurlar; fakat bu, bilimin değil,
bu kişilerin felsefi metafizik yaklaşımlarının sonucudur. Felsefi metafizik yaklaşımı
onlarınkinden farklı kişiler, tanrısal müdahaleyi modern bilim anlayışı ile uyumlu
bir şekilde birleştiren modeller geliştirip fizik ile teolojik yaklaşımlarını bir
araya getirerek modern bilim çerçevesinde doğanın teolojisinin mümkün olduğunu göstermişlerdir.[34]
Eğer metodolojimiz ile varlık hakkında tatmin edici bilgi
elde edilemiyorsa Taslaman’a göre yapılması gereken şey, bu konuda agnostik bir
tutum benimsemektir. Metodolojinin, varlığın anlaşılması için bir araç olduğunun
ve metodolojiyle keşfedilemeyecek olanların yok sayılmaması gerektiğinin bilinmesi
gerekir. Metodolojinin keşfedemediğinin yok sayılması yanlışı, dünyada sahip olduğumuz
bir arabayla ulaşamayacağımız gök cisimlerini yok saymamıza benzeyen bir durumdur.[35]
Sonuç
Görüldüğü gibi
mûcizeler konusunda evrenin yasalarının doğa yasalarını da içerir şekilde anlaşılmasını
önermek mümkündür. Mûcize gerçekleştiğinde doğa yasalarının askıya alınması, Tanrı’nın
yasalarının bir parçası olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla evrendeki yasalar,
olağanüstülükleri de içerir şekilde algılanabilir. Bununla birlikte mûcizeler, istisnai
durumlar olarak görülse bile yine bir sorun yoktur. Evrenin hâkimi olan Allah, istisna
koyma yetkisine de sahiptir. Mûcizelerin imkânı konusunda kuantum fiziği de yardımcı
olabilir fakat bu yardımın tüm mûcizeleri izah etmek için yeterli olduğunu söylemek
kolay değildir.
Konunun “bilimsel çerçevede” ele alınması, mûcizeleri bilime
onaylatma çabasından dolayı değildir. Bununla birlikte İslâm düşüncesindeki tartışmalardan
birtakım gayrimüslimlerin pek de uzak olmadıklarını görmek dikkat çekicidir. Mûcizelerin
Hz. Muhammed (s) dönemi sonrasındaki yerine gelince Yüce Allah son ümmete kıyamete
kadar gerekli bir mûcize vermeyi dilemiştir. O da Kur'an’dır. Dolayısıyla mûcize
(ayet), kıyamete kadar gündemde kalmayı sürdürecektir.
Kaynakça
Bulut,
Halil İbrahim. “Mûcize”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi.
Erişim 12 Haziran 2020. https://islamansiklopedisi.org.tr/mucize
Cevherî, İsmail b. Hammâd el-. es-Sıhah tâcü’l-luġa ve ṣıḥâḥu’l-ʿArabiyye.
thk. Ahmed Abdulğafûr Attar. 6 Cilt. Beyrut: Daru’l-İlm Li’l-Melâyin, 4. Basım,
1407/1997.
Kayacan, Murat. Kur’an’da Hz. Salih ve Semûd Toplumu -Sosyolojik
Bir Çözümleme-. İstanbul: Ekin Yayınları, 2020.
Medînî, Ebû Mûsâ el-. el-Mecmûʿu’l-muġīs̱ fî ġarîbeyi’l-Ḳurʾân
ve’l-ḥadîs̱. thk. Abdülkerîm el-Azbâvî. 3 Cilt. Cidde: Dârü’l-Medenî
li’t-Tabâa ve’n-Neşr ve’t-Tevzi`, 1408/1988.
Taberî, Muhammed b. Cerîr et-. Camiu’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân.
thk. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî. 26 Cilt. Beyrut: Dâru Hicr Li’t-Tabaa
ve’n-Neşr ve’t-Tevzi` ve’l-İ`lan, 1422/2001.
Taslaman, Caner. Kuantum Teorisi Felsefe ve Tanrı. İstanbul:
İstanbul Yayınevi, 15. Basım, 2015.
Taslaman, Caner. Modern Bilim Felsefe ve Tanrı. İstanbul:
İstanbul Yayınevi, 12. Basım, 2015.
Zohar, Danah. Kuantum Benlik. İstanbul : Sarmal Yayınevi,
1998.
[1] Murat
Kayacan, Kur’an’da Hz. Salih ve Semûd Toplumu -Sosyolojik Bir Çözümleme-
(İstanbul: Ekin Yayınları, 2020), 79-80.
[2] Muhammed
b. Cerîr et-Taberî, Camiu’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân, thk. Abdullah b.
Abdülmuhsin et-Türkî (Beyrut: Dâru Hicr Li’t-Tabaa ve’n-Neşr ve’t-Tevzi`
ve’l-İ`lan, 1422/2001).
[3] Halil
İbrahim Bulut, “Mûcize”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi
(Erişim 12 Haziran 2020).
[4] Caner
Taslaman, Kuantum Teorisi Felsefe ve Tanrı (İstanbul: İstanbul Yayınevi,
2015), 98.
[5] Caner
Taslaman, Modern Bilim Felsefe ve Tanrı (İstanbul : İstanbul Yayınevi,
2015), 99
[6] Caner
Taslaman, Modern Bilim Felsefe ve Tanrı (İstanbul: İstanbul Yayınevi,
2015), 80.
[7] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 41. Mûcizelerin
doğa yasalarının ihlal edilmesi şeklindeki tanımlama felsefe tarihinde David
Hume (1711-1776) ile özdeşleşmiştir bk. Taslaman,
Kuantum Teorisi Felsefe ve Tanrı, 123-124. Mûcizelerin
“doğa yasalarının ihlali” olup olmadığı tartışmasının, Kur'an açısından merkezi
bir rolü yoktur.
[8]
Entropi yasası şöyle ifade edilir: “Evrende her şey kendini minimum enerjiye
çekmek ister.”
[9] Danah
Zohar, Kuantum Benlik (İstanbul : Sarmal Yayınevi, 1998), 18.
[10] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 98.
[11] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 100.
[12] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 42.
[13] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 42.
[14] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 74.
[15] Taslaman, Kuantum Teorisi Felsefe ve
Tanrı, 133. “Sünnet”; yol anlamına gelir bk. İsmail b. Hammâd el-Cevherî, es-Sıhah tâcü’l-luġa ve ṣıḥâḥu’l-ʿArabiyye,
thk. Ahmed Abdulğafûr Attar (Beyrut: Daru’l-İlm Li’l-Melâyin, 1407/1997),
“snn”, 5: 2138. Develere su vermek
anlamında da kullanımı vardır bk. Ebû Mûsâ el-Medînî, el-Mecmûʿu’l-muġīs̱
fî ġarîbeyi’l-Ḳurʾân ve’l-ḥadîs̱, thk. Abdülkerîm el-Azbâvî (Cidde:
Dârü’l-Medenî li’t-Tabâa ve’n-Neşr ve’t-Tevzi`, 1408/1988), “snn”, 2: 137. Kur’an’da toplumsal
yasalar, “sünnetullah” ve eşanlamlı terkipler ve kelimelerle ifade edilir. Sünetullah
deyimi, Kur'an'da beş ayette sekiz defa geçmektedir. Bu terkip içinde yer
alan “sünnetü’l-evvelîn” şeklinde dört, “sünen” şeklindeyse iki
Medenî surede yer almaktadır. Bu kelime ve terkiplerde Allah'ın geçmiş toplumlar üzerindeki sosyal yasalarından söz
edilmektedir.
[16] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 42.
[17] Taslaman,
Kuantum Teorisi Felsefe ve Tanrı, 99.
[18] Taslaman,
Kuantum Teorisi Felsefe ve Tanrı, 135.
[19] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 42-43.
[20] Taslaman,
Kuantum Teorisi Felsefe ve Tanrı, 131.
[21] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 43.
[22] Her
ne kadar agnostik deyince ilâhî ya da olağanüstü varlıkların mevcut oluşunun
kesin olarak bilinemeyeceği düşüncesi akla gelse de Taslaman, bu kelimeyi
“kesin bilinemeyen” anlamında ve bir inançtan ziyade bazı konularda tercih
edilen bir tutum anlamında kullanmaktadır.
[23] Bu
görüşü John Charlton Polkinghorne (1930-2021), Friedrich Daniel Ernst
Schleiermacher (1768-1834), Thomas F. Tracey ve Robert John Russell da
savunmuştur. Ilya Prigogine’den naklen bk. Taslaman,
Kuantum Teorisi Felsefe ve Tanrı, 113.
[24] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 101.
[25] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 101-102.
[26] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 101.
[27] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 43.
[28] Taslaman,
Kuantum Teorisi Felsefe ve Tanrı, 152.
[29] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 44.
[30] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 44; Taslaman, Kuantum Teorisi Felsefe
ve Tanrı, 153.
[31] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 79; Taslaman, Kuantum Teorisi Felsefe
ve Tanrı, 98.
[32] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 80-81.
[33] Taslaman,
Kuantum Teorisi Felsefe ve Tanrı, 132.
[34] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 103.
[35] Taslaman,
Modern Bilim Felsefe ve Tanrı, 116.