Muş’taki Devlet Kurumlarının İslâmî Islahat Çabaları: 2011-2020 Dönemi
Muş’taki Devlet Kurumlarının İslâmî
Islahat Çabaları: 2011-2020 Dönemi
Önceki bir yazımızda Doğu
Anadolu illerimizden birisi olan Muş’taki Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) İslâmî
ıslahat çabaları (2011-2020) ele alınmıştı. Bu yazıda ise aynı dönemde Muş’taki
devlet kurumlarının ıslahat çabaları değerlendirilecektir. Araştırmada gözlem
metodu ile Muş Alparslan Üniversitesinin (MŞÜ), görüşme yöntemiyle de Muş
Müftülüğü ve Muş Belediyesi Bilgi Evlerinin ıslahat çabaları sergilenmiştir. MŞÜ’nün
ıslahat çabalarına tanıklığımızın fazla olması nedeniyle o bölüm diğer iki
kuruma göre daha ayrıntılı ele alınmıştır.
Tespit edebildiğimiz
kadarıyla başlıkta belirtilen zaman aralığının öncesi de dahil Muş’taki devlet
kurumlarının ıslah çabaları konusunda kaleme alınmış herhangi bir makale, tez
ya da kitap yoktur. Bu açıdan bu araştırma bir ilktir. Araştırma; MŞÜ, Muş
Müftülüğü ve Muş Belediyesinin ıslah içerikli faaliyetleriyle sınırlıdır. Bu
nedenle Muş’taki resmi kurumların tüm ıslahat çabalarının, belirteceğimiz
kurumlarınkiyle ve onların belirttiğimiz faaliyetleriyle sınırlı olduğu
sanılmamalıdır. Söz edilen üç kurumun ıslahat çabalarını belirtmeden önce
başlıktaki gibi bir tanımlamanın teorik zeminini tartışmak özellikle inanç ve
pratiklerini vahye göre düzenleyenler açısından faydalı olacaktır.
Teorik Çerçeve
Salah kelime kökünden türeyen ıslah (çoğulu
ıslahat) kelimesi; düzeltmek, iyileştirmek, faydalı hale getirmek anlamlarına
gelir. Kur’an terminolojisinde ıslah, bozgunculuğun yani fesadın karşısında yer
alır. İnsanların dünya ve ahirette mutluluğunun yolunu
gösteren Kur'an’da, “ıslah”ın türetildiği ve tüm yararlı şeyleri kapsayan salah[1] kelimesi, çeşitli kalıplarda 180 yerde
geçmektedir.[2] Bu bağlamda Kur’an, pek çok ayetinde
insanların inanç ve pratiklerinde ıslahı teşvik eden ayetler içerir. Islahın
türetildiği salahın, fesadın[3] ve fıskın (yoldan çıkmışlığın) zıt anlamlısı
olduğu söylenmiştir.[4] Yine salah kelimesinden türeyen sulh, iki
toplumun uzlaşması anlamındadır.[5]
Yukarıda belirtilen “ıslah”ın
çerçevesi dikkate alındığında kendisini İslâmî bir devlet olarak tanımlamayan
bir ülke gerçeği ile karşı karşıya olduğumuzdan bu kavramın Türkiye’deki resmi
kurumlarla bir arada olup olamayacağını tartışmak gerekir. Türkiye Anayasanın
2’inci maddesine göre “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve
adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine
bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve
sosyal bir hukuk Devletidir.”[6] Bu tanım dikkate alındığında devlet kurumlarından
İslâmî ıslahat çabaları beklemek zordur. Bununla birlikte yasaların uygulanması
konusunda insan faktörü görmezden gelinemez. Yasaları uygulayanlar, din karşıtı
ise uygulama dindarlara baskı yönünde dindar ya da dine saygılı ise serbestlik
yönünde olabilmektedir. Bu çerçevede yaklaşık 20 yıl öncesine kadar etkili çevrelerce
dini hayata sınırlama getirme imkânı olarak görülen yasalar son dönemlerde
“dindar insanların da yaşam biçimlerinin değeri olduğu yönünde” yorumlanmış ve
İslâmî hassasiyeti olan geniş kitle bir nefes alma imkânı bulmuştur.
Yukarıda söz edilen anayasal
duruma rağmen, mevcut durum İslâmî ıslahat çabaları ortaya koymaya pek az engel
olmaktadır. Hemen her kurumda Müslüman kimliğiyle tebarüz eden yöneticiler
mevcuttur. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisini tanımlama biçimi,
sürekli gündemde tutulup ıslahat çabaları karşısında psikolojik bir bariyere
dönüştürülmemelidir. Zaten İslâm’ın ilkeleri doğrultusunda yapılan
iyileştirmeler, tüm insanların faydasınadır. Ayrıca referansları İslâm’a
dayanmayan kimselerin yaptıkları iyilik faaliyetleri de ıslahat çabaları
kapsamında görülebilir. Ahiretteki durum ise hâliyle farklı olacaktır.
1.
Muş Alparslan Üniversitesinin
Islahat Çabaları
Bu bölümde MŞÜ’nün ıslah çabalarının genel
seyri verilecek ardından da alt başlıklar halinde önce MŞÜ’nün öğrenci toplulukları
aracılığıyla gerçekleştirdiği ıslahat çabalarına ardından da 15 Temmuz Darbe
Girişimi karşısındaki örnek tavrına değinilecektir.
Muş’ta ıslahat çabalarının göreli olarak
medrese geleneğiyle devam ettiği söylenebilirse de çağın ihtiyaçlarını
karşılayacak düzeyde bir ıslah çabası, 2007 yılında Muş Alparslan
Üniversitesinin kurulmasıyla başlatılabilir. Dolayısıyla o tarihin öncesinde
Muş’ta nitelikli bir ıslah geleneği bulunduğunu söylemek kolay değildir ama
gelecek umut vericidir.
MŞÜ ile aynı yılda 17 üniversite kurulmuştur.
MŞÜ’nün kurucu rektörü 2008-2015 yılları arasında görev yapan Prof. Dr. Nihat
İnanç’tır. Üniversitenin başörtüsü yasağına gösterdiği tutumun, direniş
açısından tartışılmaz bir örnekliği vardır. İnanç, “Göreve başladığımız günden
bu yana gerek başörtülü öğrencilerimiz olsun gerekse giyim tarzı farklı biçimde
olan öğrencilerimiz olsun bütün öğrencilerimize eşit şekilde yaklaşılmıştır.” demesi,
özgür bir üniversite ortamı oluşturma çabası içinde olduğunun göstergesidir.
İnanç, MŞÜ'nün hiçbir biriminde, kılık kıyafet
anlamında hiçbir yasak olmadığına dair şunları söylemiştir: “Bize YÖK
tarafından hiçbir yazı gönderilmedi. Dolayısıyla YÖK'ün bu anlamda bize
herhangi bir yazı gönderilmesine de gerek duymuyoruz. Tüm öğrencilere eşit
davranıyoruz. Yasalar çerçevesinde hareket ettik. Biz 2547 sayılı yasaya göre
hareket ettiğimizi her halükarda ifade ettik. Çünkü bu yasalardaki ek 17’inci
madde der ki: ‘Yürürlükteki yasalara aykırı olmamak kaydıyla kılık kıyafet serbesttir.’
Gerek anayasa noktasında, gerekse kanunlar noktasında zaten herhangi bir
kısıtlama, herhangi bir yasak söz konusu değildir. Göreve başladığımız günden
bugüne kadar, gerek başörtülü öğrencilerimiz olsun gerekse giyim tarzı farklı
biçimde olan öğrencilerimiz olsun bütün öğrencilerimize eşit şekilde
yaklaşılmıştır. O açıdan üniversitemizde hiçbir zaman böyle bir yasak olmadı,
bundan sonra da böyle bir yasak olmayacaktır. 2547 sayılı yasanın ek 17’inci
maddesi gayet açıktır. Biz bunu uyguluyoruz ve uygulamaya da devam edeceğiz.”[7] İnanç’ın bu kararlı tutumunun, diğer
üniversitelerde de yasağın kalkması konusunda bir moral desteği olmuştur ve İslâm’ın
kamusal alanda varlığının somutlaşması açısından değerlidir.
Muş’ta camilerde medrese tarzı İslâmî ilimlere
dair dersler yapılmaktadır. İslami ilimlere meraklı cami hocaları sabah namazı,
akşam namazı sonrası tefsir, hadis, Arapça, İslam tarihi vs. konularında
orijinali Arapça olan eserler üzerinden cemaatleriyle, gençleriyle
ilgilenmektedir. Bu derslere üniversitedeki öğretim elemanlarının yanında
üniversite öğrencileri de ilgi göstermiş, bu derslerden faydalanmıştır. Bu
kesimlerle üniversite öğretim elemanları arasındaki tanışıklık ve ortak
faaliyetler, istenen düzeye çıkmamış olsa bile gözlenebilir oranda birtakım
faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Sözgelimi Divan-ı Melle diye bilinen ve
Arapça İslami ilimler alanında belli bir yetkinliğe sahip molla ve din
görevlilerinin ilmî etkinliklerine Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Fethi Ahmet Polat da (2015-…) tefsir alanında ders vermiş bu sayede ilmi
müzakereler gerçekleştirilmiştir.
MŞÜ, her iki rektör döneminde
de İslâmî ıslahat çabalarını her öğrencinin hayrına görmüş ve bunlara destek
vermiştir. Başörtüsü zulmünün üniversitelerde kalkması açısından tartışılmaz
örnekliğe sahip MŞÜ, tercihini yasaklardan değil, özgürlüklerden yana
kullanmıştır.
“Arapça İslami ilimlere dair okumalar” medrese
tarzı bir okuma kabul edilirse MŞÜ bu açıdan da güzel çalışmalara imza
atmıştır. Sözgelimi MŞÜ Rektörü -o zamanlar İlahiyat Fakültesi Dekanıydı.- “Taberi[8] okumaları” gerçekleştirmiştir. Yeni adıyla
İslami İlimler Fakültesi öğretim üyelerinden Mahmud Gavsani, Üniversite
camisinde (Sultan Muhammed Alparslan Camisi) medreselerde de okutulan İbn Hişâm
en-Nahvî’nin (ö. 761/1360) nahve dair eseri Katrü’n-Nedâ’yı okuttu.
Ayrıca camide yüzünden Kur’an okuma etkinliği gerçekleştirdi. İmam Nevevî’nin
(ö. 676/1277) Riyazu’s-Salihin’i ve Muhammed Ali es-Sâbûnî’nin (1930-…) Safvetü’t-tefâsîr’ini[9] okuttu. Gavsani’nin bundan belki de daha
önemli katkısı, beş vakit namaz kılanlar dahil camiye cumadan cumaya gidilmesi
yanlışından, görüştüğü kimseleri uzaklaştırma çabasıydı. Bu sayede sayıca az da olsa Üniversite camisinde belli
sayıda bir cemaat oluştu. Bu camide yaklaşık beş ay kadar pazar sabahları
birlikte kahvaltı yapıldı. Bu da “cami merkezli İslam” telakkisinin
güçlenmesine katkı sağladı.
Muş Alparslan Üniversitesi sivil ilim
merkezleri olarak görülebilecek medreslere ve oralarda hocalık yapan mollalara
iade-i itibar olarak görülebilecek “Medrese Geleneği ve Modernleşme Sürecinde
Medreseler” adlı uluslararası bir sempozyum düzenlemiş ve bu girişim medrese
çevrelerinde takdir görmüştür. 5-7 Ekim 2012 tarihlerinde Muş Alparslan
Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bu etkinliğe,[10] yurtiçi ve yurtdışından pek çok öğretim üyesi
ve medrese hocası katılmıştır.
MŞÜ’nün ıslahat çabalarının genel bir seyrini
verdikten sonra Üniversite Öğrenci Topluluklarının ıslah çabalarındaki yerinden
sonra da MŞÜ’nün 15 Temmuz 2016’da Darbe
Girişimi’ne karşı örnek tavrından söz edeceğiz.
Öğrenci
Topluluğu Faaliyetleri
Bu bölümde Anemon ve Hayırda
Buluşanlar adlı iki öğrenci topluluğunun İslâmî ıslahat çabaları kapsamında
görülebilecek etkinliklerinden söz edilecektir. Bu etkinliklerin bir kısmı Muş
kenti çerçevesinde gerçekleştirilirken bir kısmı ise diğer illeri hatta son
zamanlarda başka ülkeleri de kapsayacak boyutlara ulaşmıştır.
Muş’taki İslami ıslah
çabaları kapsamında görülebilecek diğer bir etkinlik de üniversite öğrenci
topluluklarının faaliyetleridir. Muş İYC’nin yönetiminde görev alan
akademisyenlerden Cahit Karaalp’in rehberliğinde üniversite öğrenci topluluğu
Anemon önemli faaliyetlere imza atmıştır.
Öğrenci Topluluğu, öğrencilere ödüllü hadis-meal yarışmaları
düzenlemiştir. Bununla üniversite öğrencilerine Kur’an ve hadis okutarak İslami
bir bilinç kazandırmaya çalışmıştır. Üniversitede üç yıl boyunca üç yüz
öğrenciye seçkin otuzar kitaptan oluşan bir kütüphane kazandıran Anemon’un
faaliyetleri büyük oranda İslami İlimler Fakültesi ile sınırlı kalmıştır. MŞÜ’deki
ders dışı kültürel faaliyetlere belki de en çok katılan öğrencilerin bu Fakülte
öğrencileri olduğu düşüncesi dikkate alınırsa bu sınırlılık pek de sorun olarak
görülmeyebilir.
MŞÜ’nün en aktif öğrenci
topluluğu, öğretim elemanı Hatip Erdoğmuş yönetimindeki Hayırda Buluşanlar
Öğrenci Topluluğudur (HBT). Öğrencilerin bilinçli, vizyoner, akademik olarak
donanımlı olmalarını önemseyen HBT, MŞÜ’deki tüm öğrencilerin faydalanabileceği
birçok kurs, konferans, şiir yarışması ve atölye çalışmaları düzenlemiştir. Çay
Kitap Simit, Makale Analizi, İngilizce Pratik, Arapça Pratik, Farsça Pratik,
Kur'an’ı Anlamaya Doğru, Film Değerlendirme Atölyesi, Kürtçe Tefsir, Osmanlıca,
KPSS/DGS Matematik, Kudüs İçin Yaz(yarışma), Kur’an Sosyolojisi adlı
etkinlikler bunlardan birkaçıdır. Yine yeryüzünde özellikle mazlum
coğrafyalarda yaşanan hak ihlallerini anlatan sergiler, burdaki insanlar için
kermesler düzenlemiştir. Toplumda çeşitli konularda farkındalık oluşturmak için
toplu kitap okumaları yapmış, stantlar açmıştır.[11]
HBT özellikle köy okullarında
okuyan çocuklar için birçok kampanya başlatmış, Muş'ta altmışa yakın köy
okulunu ziyaret edip altı binden fazla öğrenciye dokunmuş, onlara kitap,
kırtasiye, oyuncak, bot, mont ve çeşitli hediyeler dağıtmıştır. Gönüllülerin
tesbit ettiği yaklaşık otuz aileye belirli periyotlarla gıda, ev eşyası,
yakacak ve nakdi yardımlar ulaştırmıştır, ulaştırmaya da devam etmektedir.
Sokaklarda ve hayvan barınağında yaşayan hayvanları da ihmal etmeyen HBT’nin
bazı gönüllüleri; lokanta, restaurant, kafe ve yurtlarda artan yemekleri toplayıp
kendi imkânlarıyla sokak hayvanlarına ulaştırmaktadır.
MŞÜ’den mezun olan
gönüllüleriyle irtibatı koparmayan HBT, bu mezunları bulundukları illerde de harekete
geçirerek yardımlarını ulusal çapta sürdürmeye başlamıştır. Aydın, Adıyaman,
Bingöl, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep, Hakkari, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş,
Konya, Kütahya ve Muş olmak üzere toplam 13 ilde HBT gönüllüleri ihtiyaç
sahiplerine destek olmuştur.
MŞÜ ile sınırlı olarak başlayan, sonra Muş ilini kapsayacak
kadar genişleyen ve diğer illere de yönelen HBT faaliyetleri son olarak
uluslararası boyutta faaliyetlere de yöelmiştir. Bangladeş Arakan arasında,
tampon bölgedeki kamplara yerleştirilen Rohingya Müslümanlarının çok zor
şartlar altında olmaları nedeniyle imkânlarını seferber eden HBT, “Arakanlı
Yetimlerin İftar Sofrasındayız.” adıyla bir kampanya başlatmış, gönüllülerinin
ve hayırseverlerin katkılarıyla kamplarda yaşayan altı yüzden fazla kişiye iftar vermiştir. Kamplara hapsedilmiş, kampın dışına
çıkamayan, bambu ağacından yapılan üç
yetimhanede yaşayan yaklaşık üç yüz yetim çocuğun da iftarlarını karşılamıştır. Bu yardım çalışması büyük ilgi görünce Arakandaki
Müslümanlar için yardımlar gelmeye devam etmiş ve yaklaşık elli yetim çocuğa bayramlık
elbise alınmıştır. HBT, Arakan'dan sonra yaklaşık dokuz yıldır savaşın
yaşandığı, mazlumların çok zor şartlar altında yaşamaya çalıştığı Suriye'nin İdlip
Deyr Hassan Bölgesindeki seksen yetim ve ihtiyaç sahibi ailenin günlük ekmek
ihtiyacını karşılamıştır.
Mezun MŞÜ öğrencileriyle sosyal medya üzerinden irtibatını
ve ortak faaliyetlerini yaygınlaştıran HBT, hayır faaliyetleriyle ıslahat
çabaları açısından diğer öğrenci topluluklarına örnek olmuş, iyilik hayali
kurmanın, iyiliği yaygınlaştırmanın ilk aşaması olduğunu göstermiştir.
MŞÜ’nün 15
Temmuz Direniş Örnekliği
Türkiye’de 15 Temmuz 2016 tarihinde Fethullahçı Terör
Örgütü (FETÖ) tarafından askerî bir darbe girişimi gerçekleşti. Darbeciler bu
kalkışmalarını laik, demokratik, sosyal ve hukuk devleti ilkesi, “Cumhuriyet
kazanımları” için ve Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh!” ilkesi
doğrultusunda yaptıklarını zorla ele geçirdikleri TRT’den duyurdular.[12]
İnsan hakları ve özgürlükler konusundaki
duyarlılıkları genel itibariyle iyi düzeyde olan MŞÜ öğretim elemanlarının bir
kısmı söz konusu darbe girişimini haber alır almaz darbeye direniş için gece yarısı
sokağa çıktı. Üniversite ile şehir merkezi arasında her zaman mevcut panzerli askerî
arama noktasını bilmelerine, orada muhtemel darbeciler tarafından göz altına
alınıp belki de kaybedilme ihtimallerine karşı bunu yaptılar. Kent merkezinde
oturan öğretim elemanlarının bir kısmı ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
henüz çağrı yapmadan, çoktan eylem alanında yerlerini almışlardı.[13]
Peki, bu sadece bazı öğretim elemanlarının risk alarak
gösterdikleri bir duyarlılık mıydı? Hayır. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Fethi
Ahmet Polat, gece yarısı öğretim elemanlarına şu mesajı geçti: “Bugün
demokrasiye ve insan haklarına sahip çıkma günüdür. Tüm insanımız iradesini
ortaya koymalıdır.”
Sabah namazı vaktine kadar darbecilerin başarısız oldukları
hemen hemen netleşmişti; ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İkinci bir
emre kadar, sokakları boş bırakmayın!” diyordu. Bu doğrultuda Muş Alparslan
Üniversitesi Rektörü de öğretim elemanları ve idari personeli de elinden geleni
yaptı. Rektör bir gün, bir hatip olup darbe girişimine karşı yüreklendirici
konuşmalar yapıyor başka bir gün de müezzin olup güzel sesiyle sabah ezanını
okuyor ve hemen her gün Üniversite personeline, “Meydanları sabaha kadar boş
bırakmıyoruz!” mesajları geçiyordu. Sokaklarda halkla yan yana duran bir
rektör, onun arkasında duran akademik ve idari personel, takdire şayan
bir örneklik sergiledi.
Darbe karşıtı eylemlerin organizasyonunda öğretim
elemanları aktif rol üstlendiler. Üniversite’nin Kongre ve Kültür Merkezinde
gerçekleştirilen toplantıda Rektör, öğretim elemanlarının özverili çabalarına,
dikkat çekti.
Muş’taki eylemlerde eksiklikler hızla giderildi. Muş
Alparslan Üniversitesi’nin imkânlarıyla seyyar bir ses düzeni temin edildi. Bu,
eylemlere önemli bir katkıydı; çünkü bu tür organizasyonlarda “Ses düzeni yoksa
eylem de yok!” gibi bir şeydir.
Eylem süresi, çok uzundu. Yaklaşık yatsı namazı vakti
başlıyor ve sabaha kadar sürüyordu. Kitlenin coşkusu gece 01:00 civarına kadar
iyiydi ancak sonrasında katılım, özellikle hafta içinde ertesi günkü mesai
nedeniyle doğal olarak düşüyordu. Ancak Üniversitenin akademik ve idari
personelinin hatta hizmetlilerin, özellikle eylemlerin sabah namazına doğru
olan vakitlerindeki duyarlılığı kayda değerdi.
MŞÜ Rektörü ve personeli, “fildişi kuleleri” ile
özdeşleştirilen akademi tanımlamalarını alt üst etti. Rektör, elemanlarını
sürekli meydanlara yönlendirdi. Bu konuda kendisi de iyi bir örneklik
sergiledi. Zorunlu olarak Muş dışında olduğu günlerde bile hangi ildeyse
oradaki darbe karşıtı gösterilerde “sade bir vatandaş” olarak yerini aldı. Üniversite
zulüm karşısında organizasyon gücünü ve yetkinliğini somut bir biçimde
sergiledi. Ayrıca Üniversite’nin öğretim elemanları, bölgenin darbe karşıtlığı
konusundaki asil tavrını, Zazaca ve Kürtçe olarak da TRT Kurdî ekranlarına
taşıdılar.
Darbe Girişimi’nin hemen ardından kolları sıvayan MŞÜ,
Türkiye’ye yönelik bu işgal girişimini akademik düzeyde “15 Temmuz Darbe
Girişimi ve Türkiye” adlı uluslararası bir sempozyumla ele aldı.[14] 24-26 Mayıs 2017’de gerçekleşen sempozyumda ülke
dışından gelen araştırmacıların sunumlarının yanında, darbeye direnişte önemli
rolü olan İslâmî STK’lerin üst düzey yetkililerinin katıldığı özel bir oturum
da gerçekleştirildi. Bu oturum darbeye direniş kültürü açısından üniversite-STK
işbirliğinin güzel bir örneğini yansıtıyordu.
2.
Muş Müftülüğünün Islahat
Çabaları
Toplumu din konusunda
aydınlatırken dinin iki temel kaynağı olan Kur'an ve Sünnete dayalı sağlam
bilgiyi esas almak, Müslümanların on dört asırlık dinî tecrübesini göz önünde bulundurmak, modern
hayatı ve insanlığın ortak birikimini de göz ardı etmemek amacıyla hareket eden
Diyanet İşleri Başkanlığının[15] illerdeki temsilcisi müftülüklerdir.
Muş Müftülüğünün verdiği
bilgilere göre[16] okul öncesi eğitim alan 4-6 yaş grubu
anaokullarındaki çocuklara yönelik kurslar açarak dersler vermektedir. Mili
Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan protokol
gereğince ‘’Değerler Eğitimi’’ kapsamında ortaokul ve lise öğrencilerine Müftülük
personeli konferanslar vermektedir.
MŞÜ öğrencilerine yönelik
olarak Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda Müftülük uzmanları tarafından
manevi danışmanlık verilmektedir. Bu sayede üniversiteli gençlere din
hizmetleri sunulmuş olmaktadır.
Müftülüğün “Aile ve Dini
Rehberlik Bürosu” personeli; Muş Belediyesi Bilgi Evlerinde bayanlara,
kahvehanelerde ise erkeklere yönelik toplantılar yaparak dini değerlerin
yaygınlaşması çabası gütmektedir. Bu faaliyetlerin cami vaazları ve sohbetleri
ile yapılması bilinen bir husustur.
Muş Müftülüğü, yeni yetişen
gençlerin ahlaki açıdan mükemmel olmalarını sağlamayı, bilinçli bireyler
yetiştirmeyi ilke edinmiştir. Aile Dini Rehberlik Bürolarının sayısını
artırarak toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışan Müftülük, her mahalleye 4-6
yaş grubu kurslarının açılması için çabalamaktadır. Ayrıca “İdeal Gençlik” adı
altında gençlere ulaşarak gençlik seminerleri düzenlemeyi hedeflemektedir. Aile
seminerleri düzenleyerek dünyada ve ahirette mutlu ailelerin sayısını artırma gayreti
içindedir.
Kurumlarla yaptığı
protokollere uygun olarak Muş Müftülüğü, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Müdürlüğü, Gençlik Spor İl Müdürlüğü (KYK Yurtları dahil), Belediye Başkanlığı,
Emniyet Müdürlüğü, Muş Cumhuriyet Başsavcılığı (Cezaevi, Denetimli Serbestlik),
hastane ile işbirliği içerisinde ıslah çalışmalarına devam etmektedir.
Muş’ta özellikle mahallelerde
bulunan ve madde bağımlılığına eğilimli gençlerin ıslahı için çalışmalar yapan
Müftülük, o gençlerin topluma kazandırılmasını hedeflemekte toplum içerisinde
birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma gibi manevi değerlerin güçlenmesi
cehdi içindedir.
Maddi durumu zayıf ailelere ulaşarak
maddi ve manevi destek veren Müftülük, gönüllü din görevlilerinin kendi
çabalarıyla yoksullara ayrıca Suriye’den gelip Muş’a yerleşen mazlumlara
götürdükleri yardımları sitesinde haberleştirerek[17] diğer din görevlilerini de bu hayır çabalarına
teşvik etmektedir.
Muş Müftülüğü, yaptığı
çalışmalar sonucunda topluma yararlı bireylerin yetişmesinin ve yetişkin
bireylerin de bilinçlendirilmesinin milli birliğin sağlanmasına da katkı
sağladığı kanaatindedir.
3.
Muş Belediyesi Bilgi Evlerinin
Islahat Çabaları
Muş Belediyesi Bilgi Evleri, sosyal belediyecilik
gereği tüm vatandaşların özellikle kadın
çocuk ve gençlerin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına halkın inancına uygun olarak cevap vermek, vatandaşların
yeteneklerini keşfetmesini, geliştirmesini, kamusal alana katılımını artırmak
için kurulmuştur. Belediyenin bu kurumu aracalığıyla İslâmî ıslahat çabaları
yürütmesinde İmam Hatip Lisesi sonra da İlahiyat programı mezunu olan ardından
da Diyanet-Sen Muş Şube Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Memur-Sen İl Başkanlığı
yapmış olan Muş Belediye Başkanı Feyat Asya’nın rolü büyüktür. Feyat Asya,
sosyal belediyeciliği paydaş kurumlarla organize etmeye değer vermiştir.
Bilgi Evleri yetkilisi Zeliha Kartal’ın verdiği
bilgilere göre[18] Muş’un dört mahallesinde faaliyet gösteren
Bilgi Evlerinin kütüphaneleri her yaştan vatandaşlara açıktır. Mescitleri de
ibadet etmek isteyen herkesin hizmetinde olduğu Bilgi Evleri, haftanın yedi günü açıktır. Meslek edindirme
kursları, dil kursları, okuma yazma kursları, Kur'an kursları, siyer, tefsir,[19] fıkıh, mukabele programları devam etmektedir.
Bu programlara daha çok kadınlar rağbet etmektedir.
Ayrıca Bilgi Evlerinde gençler ve çocuklar için
okula destek etüt programları, dil kursları onların talebine göre verilmiş, üniversite
öğrencilerinin derslerine (Toplum Hizmet Dersi gibi) valilik onayı ile uygulama
alanı sunulmuştur. Vatandaşlara şehir içi ve dışı gezi programları
düzenlenmektedir. Sinema günleri, müzik konserleri, okur-yazar buluşmaları,
şiir dinletileri gibi etkinlikler ufuk
açıcı olmaktadır. İslami hassasiyeti olan STK’lerin basın açıklaması kermes,
iftar programlarına destek veren Bilgi Evleri aynı zamanda danışmanlık ve
rehberlik hizmeti veren bilgi evleri personelinin isteyenlerine yüksek lisans
ve kurs gibi kendilerini geliştirecekleri programlar için idari izin vererek onların
kendilerini geliştirmelerine imkân tanımaktadır.
Bilgi Evleri, Muş halkının manevi ve kültürel
değerlerini gözeterek daha fazla hizmeti daha fazla vatandaşa ulaştırma, manevi
ve kültürel değeri olan taleplerini kamu kurumlarından isteme konularında
vatandaşları cesaretlendirme çabası içinde olmuştur. Bu çabalar sonuç vermiş ve
Muş Müftülüğünden alınan desteklerle Bilgi Evleri, bu ihtiyaca cevap vermiştir.
Sözgelimi, Müftülük ile iş birliği yapılarak her yaştan bireye Kur'an kursu
açılmış kurslar yaz kış devam etmiştir. Müftülüğün Aile Dini Rehberlik Bürosu
çalışanları ile kadınlar, danışmanlık hizmeti almıştır.
Yapılan protokole uygun olarak Halk Eğitim
Müdürlüğü, Bilgi Evlerinde talebe göre
kurslar açabilmiştir. Sosyal Destek Projesi (SODES) kapsamında ücretli meslek
edindirme kursları açılmış, bu sayede kursiyerler hem ücret almış hem meslek
öğrenmişlerdir.
MŞÜ öğretim elemanlarıyla Muş halkını bir araya
getiren Bilgi Evleri, tefsir ve siyer dersleri organize etmiş, MŞÜ’nün Ümmet
Coğrafyası Sergisi, Hijyen Sergisi vb. etkinliklerine ev sahipliği yapmıştır. STK’lerin
Suriye, Kudüs gibi konularda düzenlediği
etkinliklere araç ve personelle destek verilmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar
İl Müdürlüğü (ASPİM), Emniyet Müdürlüğü gibi kurumların ailenin korunması, Muş
halkının güvenliğinin sağlanması vb. konularda bilgilendirme ve eğitim
seminerleri düzenlemelerine imkân sağlanmıştır.
Değerlendirme ve Sonuç
MŞÜ’nün Muş’taki İslâmî
ıslahat çabalarına katkısının görünen yüzlerinden birisi de öğrenci topluluğu
faaliyetleridir. Bu etkinlikler, öğrencilerin dünya ve ahiretlerinde mutluluğu
yakalamalarını hedeflemiş, onlara nispeten küçük Muş ilinde sosyal ve kültürel
imkânlar oluşturmuş ve onların ders dışı faaliyetlerle de desteklenmesini
hedeflemiştir. Öğrenci faaliyetlerinin “sosyal sorumluluk” kazandırıcı
olanları, öğrencilerin toplumsal sorunlara sadece Muş’la sınırlı bakmamalarını
sağlamış, öğrenciler imkânsızlıkların başka il ve ülkelerdeki muhtaçlara sahip
çıkmaya engel oluşturmadığını göstermiştir.
“Yurtta sulh cihanda sulh!” şeklindeki Kemalist ilke
doğrultusunda 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen FETÖ darbe girişimine karşı
MŞÜ akademik ve idari kadrosu sessiz kalmamış, erkenden verdiği tepkiyi uzun
soluklu olarak sürdürmüştür. Pratik darbe karşıtlığı, darbenin püskürtülmesinin
ardından uluslararası bir sempozyum organize edilerek bilimsel açıdan
tartışılmış ve bu tartışmalar kitaplaştırılarak literatüre katkı sağlanmıştır.
Muş Müftülüğü genç yaşlı demeden diğer devlet
kurumlarıyla da iş birliği yaparak İslâmî değerlerin yaygınlaşması için pek çok
faaliyet gerçekleştirmiştir. Kurumlar arası eşgüdümün dikkate alınmasıyla
ıslahat çabaları daha verimli bir düzeyde seyretmiştir. Müftülük, ümmet
bilinciyle de hareket etmiş ve Muş’a yerleşen Suriyeli sığınmacılara dönük
yardım faaliyetleri yürütmüştür.
Muş Belediyesi Bilgi Evleri, Muş Belediyesinin
“sosyal belediyecilik” kapsamındaki faaliyetlerini organize etmiş, bu mekânlar
Muş halkı için hem bir kütüphane hem bir mescit hem de kişisel gelişim yeri
olmuştur. Muş Bilgi Evleri, bilginin üretim merkezi denebilecek üniversite ile
de işbirliği yaparak üniversite öğretim elemanlarını ağırlamış, onların
katkılarıyla ıslahat çabaları kapsamında görülebilecek tefsir ve siyer dersleri
organize etmiştir. Ayrıca Suriye, Kudus vb. ümmetle ilgili etkinliklere de
destek sağlamış ve aktif katılım göstermiştir.
Kaynakça
Diyanet İşleri Başkanlığı. “Temel İlke
ve Hedefler”. Erişim 24 Haziran 2020.
https://www.diyanet.gov.tr/tr-TR/Kurumsal/Detay/3
Erdoğmuş, Hatip. “Bir Öğrenci İyilik Hareketi: MŞÜ Hayırda
Buluşanlar Öğrenci Topluluğu”. Haksöz Dergisi 249-250 (2020), 122-127.
Güneş, İbrahim. “Muş Müftülüğü’nün Muş’taki Islah Çabaları”.
Hürriyet Gazetesi. “İki üniversiteden türban kararı”. Erişim
15 Temmuz 2020.
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/iki-universiteden-turban-karari-15991957
Kartal, Zeliha. “Muş Belediyesi Bilgi Evlerinin Muş’taki
Islah Çabaları”.
Kayacan, Murat. “Muş Alparslan Üniversitesi’nin ‘Darbeye
Direniş’ Örnekliği”. Haksöz Dergisi 305 (2016), 77-80.
Muş Müftülüğü. “Muş Merkezinde İkamet Eden Suriyeli Ailelere
Yardım”. Erişim 24 Haziran 2020.
https://mus.diyanet.gov.tr/sayfalar/contentdetail.aspx?MenuCategory=Kurumsal&ContentId=483
Taberî, Muhammed b. Cerîr et-. Camiu’l-beyân fî
tefsîri’l-Kur’ân. thk. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî. 26 Cilt. Beyrut:
Dâru Hicr Li’t-Tabaa ve’n-Neşr ve’t-Tevzi` ve’l-İ`lan, 1422.
Vikikaynak. “2016 Türkiye Askerî Darbe Girişimi Bildirisi”.
Erişim 15 Temmuz 2020.
https://tr.wikisource.org/wiki/2016_T%C3%BCrkiye_asker%C3%AE_darbe_giri%C5%9Fimi_bildirisi
“Muş Alparslan Üniversitesi ‘15 Temmuz Darbe Girişimi ve
Türkiye’ Uluslararası Sempozyumu”. Erişim 15 Temmuz 2020.
http://www.alparslan.edu.tr/icerik.xhtml?icerik=2896
Yazının künyesi: Kayacan,
Murat, “Muş’taki Devlet Kurumlarının İslâmî Islahat Çabaları: 2011-2020 Dönemi”,
Haksöz Dergisi, S. 356, Kasım 2020.
[1] Nâsırüddîn
Ebû Saîd el-Beyzâvî, Envârü’t-tenzîl ve esrârü’t-te’vîl, thk. Muhammed
Abdurrahman el-Mar`aşlî (Beyrut: Daru İhyai’t-Turasi’l-Arabi, 1418/1997), 1:
46.
[2] Ömer
Dumlu, Kur’ân’da Salâh Meselesi, 4. Bs (Ankara: DİB, 2012), 227.
[3] İsmail b. Hammâd el-Cevherî, “slh”, es-Sıhah
tâcü’l-luġa ve ṣıḥâḥu’l-ʿArabiyye, thk. Ahmed Abdulğafûr Attar (Beyrut:
Daru’l-İlm Li’l-Melâyin, 1407/1997), 1. 383.; Mustafa
İslamoğlu, Hayat Kitabı Kur’an, 3. Bs (İstanbul: Düşün, 2009), 98.
[4] Muhammed
Reşîd Rızâ, Tefsîrü’l-Menâr (Mısır: el-Hey’etü’l-Mısriyyetu’l-`Amme
li’l-Kitâb, 1990), 7: 350.
[5] el-Khalîl
b. Ahmed el-Ferâhîdî, “salaha”, Kitâbü’l-ʿayn, thk. Mehdi el-Mahzûmî ve
İbrahim es-Sâmerrâî (Bağdat: Daru Mektebeti’l-Hilâl, t.y.), 3: 117.
[6] https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2709.pdf
(Erişim 14 Temmuz 2020).
[7] Hürriyet
Gazetesi, “İki üniversiteden türban kararı” (Erişim 15 Temmuz 2020).
[8] Muhammed
b. Cerîr et-Taberî, Camiu’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân, thk. Abdullah b.
Abdülmuhsin et-Türkî (Beyrut: Dâru Hicr Li’t-Tabaa ve’n-Neşr ve’t-Tevzi`
ve’l-İ`lan, 1422).
[9]
Mahmud Gavsani, 2020 yılında es-Sâbûnî’yi bizzat ziyaret etmiş ve ona Kur’an’ın
yaklaşık 1/3’ünün tefsirinin Safvetü’t-tefâsîr’den okunduğu müjdesinu ulaştırmıştır.
[10]
Bu etkinliğe dair izlenimler için bk. https://www.haksozhaber.net/musta-medrese-gelenegi-sempozyumu-32914h.htm
(Erişim 14 Temmuz 2020).
[11] Hatip
Erdoğmuş, “Bir Öğrenci İyilik Hareketi: MŞÜ Hayırda Buluşanlar Öğrenci
Topluluğu”, Haksöz Dergisi 249-250 (2020), 122-127.
[12] Vikikaynak,
“2016 Türkiye Askerî Darbe Girişimi Bildirisi” (Erişim 15 Temmuz 2020).
[13] Murat
Kayacan, “Muş Alparslan Üniversitesi’nin ‘Darbeye Direniş’ Örnekliği”, Haksöz
Dergisi 305 (2016), 77-80.
[14] “Muş
Alparslan Üniversitesi ‘15 Temmuz Darbe Girişimi ve Türkiye’ Uluslararası
Sempozyumu” (Erişim 15 Temmuz 2020).
[15] Diyanet
İşleri Başkanlığı, “Temel İlke ve Hedefler” (Erişim 24 Haziran 2020).
[16]
Görüşme, İbrahim
Güneş, “Muş Müftülüğü’nün Muş’taki Islah Çabaları”. (8.6.2020).
[17] Muş
Müftülüğü, “Muş Merkezinde İkamet Eden Suriyeli Ailelere Yardım” (Erişim 24
Haziran 2020).
[18]
Görüşme, Zeliha
Kartal, “Muş Belediyesi Bilgi Evlerinin Muş’taki Islah Çabaları”. (9.6.2020)
[19]
Tefsir derslerinin kadınlara yönelik olanında dönemin valisinin eşi Aziz
Yıldırım’ın eşi Selma Yıldırım’ın -Allah rahmet eylesin.- himayesi ve katılımı
ilgiyi artırmıştır.