Kur’an’da “Şüphesiz ben bir ateş gördüm.” ifadesi
Kur’an’da “Şüphesiz ben bir ateş
gördüm (innî ânestu nâran).” ifadesi, üç Mekki surenin birer ayetinde
geçmektedir. Bu yazıda söz konusu ayetler, içlerinde bulundukları surelerin
iniş sırasına göre ele alınacaktır.
Hz. Musa, soğuk bir gecede
ailesiyle yolculuk yapmaktadır. Muhtemelen bu yolculuk, onun kayınpederi Şuayb
ile Medyen’de kalma konusunda anlaştığı sürenin (el-Kasas 28/27) bitmesinden
sonra gerçekleşmiştir: “Hani o, bir ateş görmüş ve ailesine, ‘(Burada)
durun. Şüphesiz ben bir ateş gördüm. Belki ondan size bir kor getiririm veya
ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.’ demişti.” (Tâhâ 20/10). Hz. Musa’nın, ailesine
“Burada ikamet edin.” değil, “(Burada) durun (umkuśû).”
demesi, nispeten kısa süreli bir kalışa işaret etmektedir. “Şüphesiz ben
bir ateş gördüm.” derken kullanılan “görmek” fiili, “Eğer onlarda bir
reşitlik görürseniz.” (en-Nisâ 4/6) ayetinde de kullanılmakta ve o bağlamda
“bilirseniz” anlamına gelmektedir. Yine “belki” diyerek ailesini ısıtacak ateş
getireceğinden ya da yolu soracağı birini bulabileceğinden söz etmesi, her
ikisini de gerçekleştirebileceğinden emin olmadığını göstermektedir. Ayetteki “yol
gösterici”nin, dinî açıdan bir yol gösterici bulma arzusunu gösterdiği, doğal
olarak iyi kulların bunu hedefleyeceği de söylenmiştir. Ayette “ailesine”
denirken kastedilenin eşi olduğu da ifade edilmektedir. Bu yorum doğru
kabul edildiğinde Hz. Musa, hanımına daha güzel bir hitapla hitap etmiş olur.
Yukarıdaki ayette Hz. Musa, ateş
gördüğü yerden ailesine kor getirmeyi ya da yol gösterici birini bulmayı “umut
ettiğini” belirtirken şu ayette oradan ya haber ya da bir ateş parçası
getireceğini “vaat” etmektedir. Belli ki beklediğini elde etme konusunda umudu
artmıştır. Umduğu şey ise döndüğünde ailesinin ısınmasını sağlamaktır: “Hani
Musa, ailesine şöyle demişti: Şüphesiz ben bir ateş gördüm. Size oradan bir
haber getireceğim veya parlak bir ateş koru getiririm, umarım ki ısınırsınız!”
(en-Neml 27/7). Hz. Musa’nın gelecek zaman kipli “getireceğim”
ifadesi, kararlılığına işaret etmekte ve ayrıca ailesini bıraktığı yerle
gittiği yer arasının az olmadığını göstermektedir. Ayetteki “parlak bir
ateş koru getireceğim” ifadesi, getireceği ateşi ısınmanın yanında
aydınlanma için de kullanılacağını göstermektedir.
Hz. Musa, bir ateş gördüğünde o
ateşin yanında bulmayı umut ettiği kimseleri tanmadığı için ailesiyle birlikte
o yöne gitmemekte ve ailesinden “muhtemel kötü kimselerden onları koruma
niyetiyle” ayrılmakta, bu güzel niyetin ötesinde bir nimete yani vahye ve
mucizelere (el-Kasas 28/30-32) kavuşmaktadır.
Önceki iki ayetten farklı olarak
şu ayette Hz. Musa’nın ateşi nerede gördüğü bilgisi verilmektedir: “Sonunda
Musa süreyi doldurup ailesiyle yola çıkınca Tûr tarafından bir ateş gördü.
Ailesine, ‘(Burada) durun. Şüphesiz ben bir ateş gördüm. Belki oradan size bir
haber yahut ısınmanız için bir ateş parçası getiririm.’ dedi.” (el-Kasas
28/29). Isınmanın gündeme gelmesinden yola çıkarak mevsimin kış olduğu söylenebilir.
Bu ayetten hareketle harcama yaptıklarından dolayı kadınlar üzerine bir derece
üstün olan erkeklerin (en-Nisâ 4/34) eşlerini gittikleri yere götürebilecekleri
bu konuda yetki sahibi oldukları ifade edilmektedir. Tabi bu ayetin, hüküm
değil ibret içerdiği unutulmamalıdır.
Ele aldığımız ayetlerde Hz.
Musa’nın aile reisliği görevini iyi yaptığına, hanımına güzel hitap ettiğine,
Hz. Musa ile ailesinin Tûr dağı tarafında konakladıklarına, hanımların
eşlerinin yerleştiği yere yerleşmelerinin daha doğru olacağına işaret
edilmektedir. Değerlendirdiğimiz üç ayetteki lafız farklılığı, sözü lafzen
değil, anlam olarak nakletmenin ve nikâhı farklı lafızlarla kıymanın caizliğine
delil olarak gösterilmektedir. Bununla birlikte Hz. Musa’nın ailesini kısa
süreliğine de olsa ayrılışına ikna etme amaçlı yakın anlamlı cümleler kurduğunu
söylemek daha doğrudur. Yani Kur’an’ın Hz. Musa tarafından kullandığı
lafzın tek, diğer benzer lafızların ise onun sözlerinin anlamının kısmen başka
kelimelerle ifadesi olduğu görüşü, benimsenebilecek tek görüş değildir.
2.4.2020 Haksöz Haber