Kur’an’da “mümin kadın” -2-
Önceki yazıda “mümin kadın (mu’mine)” ifadesinin yer
aldığı iniş sırasına göre ilk üç suredeki üç ayeti değerlendirmiş ve o
ayetlerde mümin bir kölenin evlenme konusunda hoşa giden bir müşrik eşle
evlenmekten daha iyi olduğuna, müşrik eşin cehenneme götüren inanç ve
pratiklere çağırdığına, İslam’da Allah ve Resulü’ne (s) itaatin farz olduğuna
ve Hz. Muhammed’in evlilik hukuku ile Müslümanlarınkinin bire bir aynı
olmadığına işaret edildiğini belirtmiştik. Bu yazıda ise iniş sırasına göre son
surede yer alan tek ayeti ele alacağız. Bu
ayette kastedilen kimse, mümin erkek köle de mümin kadın köle de
olabileceğinden çeviri, “mümin (erkek/kadın)” şeklinde verilmiştir.
Müminlerin adam öldürmekten özellikle de mümin birinin
canına kıymaktan son derece kaçınması gerekir. Sözgelimi bir mümin, saldıran
kâfiri vurayım derken yanlışlıkla bir mümini öldürebilir. Bu dikkatsizliğinin
sonucu alacağı ceza, Kur’an’da ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir: “Yanlışlıkla
olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir
mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim
edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti
bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde
size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer
kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim
edilecek bir diyet ve bir mümin (erkek/kadın) köleyi azat etmek gerekir.
Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay
peşpeşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.”
(en-Nisâ 4/92). Kasten öldürmenin cezası kısas iken yanlışlıkla öldürmenin
cezası kefâret (köle azat etme ya da bu mümkün değilse peş peşe iki ay oruç
tutma) ve hayatını kaybeden kimsenin ailesine öldüren kimse tarafından, onun
gücü yetmiyorsa baba tarafından akrabalarının diyet ödemeleridir. Diyet
miktarı 100 deve yani günümüz parasıyla yaklaşık 1,5 milyon tl’dir. Baba
tarafından akrabaların bu sorumluluğu suça ortak kabul edildiklerinden değil,
dayanışma göstermeleri gerektiğinden dolayıdır. Öldürülen kimse Müslümanlara
düşmanlık eden bir toplumun üyesiyse o zaman diyet verilmez, bir köleyi
özgürlüğüne kavuşturmakla yetinilir. Eğer “antlaşmalı bulunan bir toplumdan”
birinin öldürülmesinden kastedilenin gayrimüslim azınlıktan birinin olabileceği
şeklinde bir görüş de vardır. Bu durumda ona yapılacak muamele, mümin kimseden
farksız olmaktadır. Öldürme yanlışlıkla olduğundan öldürülen kimsenin
yakınları, dilerlerse öldüren kimseden diyet almamayı tercih edebilir. Köle
azat etme imkânı bulamayan kimsenin niçin iki ay oruç tutması gerektiğinin
hikmetini Allah bilir. Ayette zihâr meselesinde olduğu gibi oruç
tutamayanın altmış fakiri doyurması (el-Mücâdele 58/4) gibi bir seçenek söz
konusu edilmez. Hastalık gibi mazereti olan kimsenin oruca ara vermesi
durumunda iyileşince tutamadığı günleri ekleyerek tamamlayabileceğini
söyleyenler olduğu gibi oruca yeniden başlar, diyenler de olmuştur.
Görüldüğü gibi “mümin kadın (mu’mine)” ifadesinin yer
aldığı ayetlerden bu yazıda ele aldığımız son ayette bir müminin diğerini
yanlışlıkla öldürmesi durumunda suçunu nasıl telafi edebileceğine işaret
edilmektedir.
6.2.2020 Haksöz Haber