Kur’an’da “(İsa’nın) annesini” ifadesi
Kur’an’da “li ummihi (annesine)” ifadesi bir ayette (en-Nisa 4/11) iki defa geçmektedir. Ummihi
(bağlam gereği annesine ve annesinden) şeklinde iki ayette (el-Kasas 28/13; el-Abese
80/35); ummuhu (anası) şeklinde dört yerde (el-Mâide 5/75; Lokmân 31/14;
el- Ahkāf 46/15; el-Kâria 101/9) ve ummehu (annesini) şeklinde
de iki ayette (el-Mâide 5/17; el-Müminûn 23/50) geçmektedir. Bu ayetlerden üç
tanesi, Hz. İsa’nın annesi Meryem’den söz etmektedir (el-Müminûn 23/50; el-Mâide
5/17, 75). Bu yazıda sadece söz konusu üç ayet, içlerinde bulundukları iki
surenin iniş sırasına göre ele alınacaktır. Bağlam gereği, el-Mâide 5/75’te
kelimenin çevirisi “annesi” şeklinde yapılmıştır.
Allah, gücünü
çeşitli vesilelerle insanoğluna göstermiştir. Bunlardan birisi de Hz. Meryem’in
evlenmeksizin Hz. İsa’yı doğurmasıdır. Onların her ikisi de düşünen kimseler
için birer ayettir: “Meryem oğlunu ve annesini de bir alâmet kıldık; onları,
yerleşmeye elverişli, suyu bulunan bir tepeye yerleştirdik.” (el-Mü’minûn
23/50). Ayette Hz. İsa’nın, Meryem’in oğlu olduğuna vurgu yapılması, dolaylı
olarak onun “Allah’ın oğlu” olduğu şeklindeki şirk inancına bir eleştiridir.
Söz edilen tepenin neresi olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Önemli olan yerin
adı değil, iki muttaki kula, suyu ve ürünleri bol bir yerin nasip edilmesidir.
Allah, kullarına karşı pek lütufkârdır.
Hristiyanlar,
tevhit ehli olduklarını söylerler; ancak Allah’ın birliği üzerine konuşulunca
aslında bu birliğin “üç unsurun birliği (baba, oğul ve ruhü’l-kudüs)”
olduğunu ileri sürerler. Onlara göre baba ve ruh, oğulda somut hale
gelmiştir: “Şüphesiz ‘Allah, Meryem oğlu Mesîh'tir,’ diyenler ant olsun ki
kâfir olmuşlardır. De ki: Öyleyse Allah, Meryem oğlu Mesîh'i, annesini ve
yeryüzündekilerin hepsini yok etmek isterse O’na kim bir şey yapabilecektir!
Göklerde, yerde ve ikisi arasında ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah'a aittir. O
dilediğini yaratır ve Allah her şeye tam anlamıyla kadirdir.” (el-Mâide 5/17).
Hristiyanlar, Hz. İsa’yı hem Allah hem de Allah’ın oğlu (hâşâ) kabul etmek gibi
bir şirk inancına sahiptir. Hâlbuki Hz. İsa, Allah’ın yok etmeyi istemesi
karşısında acizdir bu durumda onun ilah olduğunu savunmak ne kadar abestir!
Zaten Hristiyanlar, İsa’nın çarmıha gerilerek öldürüldüğüne sonra tekrar
dirildiğine inanmaktadırlar. Allah’ın yarattıklarından biri olan İsa ile
bütünleştiğini iddia etmek küfür ise benzer bir iddiada bulunan ve kendisini
Müslüman olarak takdim eden kimseler, bu şirk tehlikesinden ibret almıyorlar
demektir. Hristiyanın söylediğine küfür, benzerini iddia eden ve kendisini
Müslümanım diyeninkine iman denilmez.
Hristiyanların
iddiasının aksine Hz. İsa, Allah’ın kulu ve elçisidir: “Meryem oğlu Mesîh
ancak bir resuldür. Ondan önce de (birçok) resuller gelip geçmiştir. Annesi de
çok doğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri
nasıl açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) yüz çeviriyorlar.” (el-Mâide
5/75). Hz. İsa’nın babasız olarak Hz. Meryem’den doğması gayet şaşırtıcı ise
hem annesiz hem de babasız şekilde Hz. Âdem’in dünyaya gelmesi daha da
şaşırtıcıdır. Buna rağmen Hristiyanlar, Hz. İsa sevgisinde aşırı giderek
onun doğum şeklini “insanüstü bir varlık” daha doğrusu ilah olmasına kanıt
saymışlardır. Hz. Meryem’in güvenilir birisi olması, ona atılan iftiraların
geçersizliğini göstermektedir. O ve oğlu İsa, yemek yediklerine göre her ikisi
de diğer insanlar gibidir. İsa’nın ilah, annesinin de ilahı doğuran kimse
olması apaçık bir iftiradır. Allah, bu konuyu bu kadar güzel açıklamasına
rağmen, doğru yolu tercih etmeyenlere bu açıklama bir fayda sağlamamaktadır. Ayrıca
İncil’de “İsa çölde kaldığı kırk gün boyunca Şeytan tarafından denendi.”
(Markos 1/13) denilmesi de onun bizim gibi bir insan olduğunu göstermektedir.
Görüldüğü gibi ikisi
ummehu (el-Mâide 5/17; el-Müminûn 23/50) ve biri de ummuhu (el-Mâide
5/75) lafızlarıyla Hz. İsa’nın annesinden söz eden üç ayette Allah’ın Meryem
oğlu İsa olduğunu söyleyenlerin kâfir olduklarından, her şeyin sahibi olan
Allah’ın dilerse Hristiyanların ilah kabul ettiği İsa’yı ve annesi dâhil
yeryüzünde ne varsa yok edebileceğinden, Hz. İsa’nın diğer elçilerden farksız
bir beşer olduğundan, onun annesiyle birlikte düşünen insanlara ayet niteliği
taşıdığından ve Allah’ın o ikisine dünyada verdiği nimetlerden söz edilmektedir.
1.8.2019
Memleket Gazetesi