Kur’an’da “Allah hakkında bilgisizce tartışır.” ifadesi
“Allah hakkında bilgisizce tartışır (vemine-nnâsi
men yucâdilu fillâhi biġayri ‘ilmin)” ifadesi, biri Mekki, diğeri ikisi
Medeni bir surede olmak üzere üç ayette geçer. Bu yazıda söz konusu üç ayet,
içlerinde bulunduğu iki surenin iniş sırasına göre ele alınacaktır.
Yeryüzünde
halife olarak yaratılan insan (Bakara, 2:
30), Allah’ın bahşetmesiyle -herhangi bir çabası olmaksızın da- pek çok
nimetten (hava, su, ateş, duyu organları vs.) faydalanır. Ondan beklenen
şey, bu nimetlere sözle (iman, güzel hitap vs.) ve fiille (kulluk yaparak) şükretmektir;
fakat bu kalitede insan sayısı azdır: “Allah'ın göklerde olanları da yerde
olanları da buyruğunuz altına verdiğini, nimetlerini açık ve gizli olarak size
bolca verdiğini görmez misiniz? İnsanlardan kimi de doğruluk rehberi ve
aydınlatıcı bir Kitap bulunmadan Allah hakkında bilgisizce tartışır.”
(Lokman, 31: 20). Allah’ın insanlara verdiği nimetlerin bir kısmı insan
tarafından fark edilir bir kısmı ise onun kavrama kapasitesini aşar. Bu
nedenle bilinen ve henüz insan tarafından keşfedilemeyen her nimete şükretmek
gerekir. Nimetleri veren Allah gaybtır. O’nun hakkındaki bilgimiz, vahiyle ve
Peygamber’in (s) açıklamalarıyla sınırlıdır. Buna rağmen, insanların çoğu
Allah’a şükredeceğine nankörlük eder. Kimisi O’nun ortakları olduğunu ileri
sürer kimiyse O’nun varlığını inkâr eder. Hâlbuki onların iddiaları
kanıtsızdır. Ya batıl peşinde koşmuş atalarına ya da arzularına uyarlar. Hidayet
nimetini göz ardı edenlerin sonu iyi değildir!
Vahye karşı
olumsuz tutum takınan kimseler, Allah’ın oğlu, kızı, ortağı vs. olduğunu ileri
sürer. Müminlerin bu tür kimselere karşı dikkati olması gerekir: “ İnsanlardan
kimi de Allah hakkında bilgisizce tartışır ve her azgın şeytana uyar.”
(Hac, 22: 3). Allah hakkındaki bilgimiz sınırlıdır. Buna rağmen O’nun zatı
hakkında delilsiz yorumlar yapmak, insanı kulluktan uzaklaştırır. Allah’ı
tanımak, O’nu otorite kabul etmektir yoksa güç yetmediği halde O’nu vahyin
belirttiğinden daha fazla bilme iddiası taşımak değildir. Şeytanın
şerrinden Allah’a sığınmak gerekir (Nas, 114: 1-6); çünkü o, insanları Allah
ile de aldatır (Fatır, 35: 5). Bilgiye dayalı olmaksızın Allah hakkında
tartışanlar, kanıttan uzak bir şekilde “Allah şöyle yapar/yapmaz.” türü
ifadeler kullanır. Onlar ilme değil, şeytanın vesveselerine tabi olurlar. İnsanların
şer içerikli telkinlerini hariç tutarsak şeytanın insanları nasıl saptırdığı
konusunun bilimsel izahı -bildiğimiz kadarıyla- yoktur. Bu bilgi; deney, gezi,
gözlem gibi yöntemlerden ziyade vahiy bilgisiyle elde edilebilir. Ayette “her
azgın şeytana uyar” denilenler, sadece bir şeytanın kışkırtmasına
uymamakta, İslam karşıtı ne kadar çağrı varsa onlara kulak vermektedir.
İnsanların
bazıları ne bir bilgiye ne doğru yolu gösteren kişi veya kişilere ne de vahye
uyar. Bu kimseler, doğru bilgiden uzak oldukları halde Allah hakkında söz
söylemeye kalkarlar: “Öyle insanlar vardır ki yol gösterecek kimsesi ve
aydınlatacak bir kitabı olmadan Allah hakkında bilgisizce tartışır.” (Hac,
22: 8). Yukarıdaki (Hac suresi 5.) ayette olduğu gibi Allah hakkında bilgisizce
tartışmanın bu ayette tekrar eleştirilmesi, bu kimseleri kınama amaçlıdır. Hakikat
karşısında batıl düşünce ve inançlar bir anlam ifade etmez. Bazıları da
hakkın karşısına, Allah’ın belirlediği tabiat kurallarını keşfeden kimselerin
ortaya koyduğu bilgileri çıkarırlar. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.”
ifadesi bunu ima eder görünmektedir. Onların amacı, insanları dosdoğru
yoldan saptırmaktır. Onların batıl çabaları hem bu dünyada hem de ahirette
cezasız kalmayacaktır. Onları bekleyen şey, dünyada rezillik ahirette de
kavurucu azaptır (Hac, 22: 9). Onlarla tartışmayı uzatmak sonuç
getirmeyecektir. Sahih bilgi, arınmak isteyen kimselere fayda sağlar.
Görüldüğü gibi
“Allah hakkında bilgisizce tartışır.” ifadesinin yer aldığı ayetlerde
insanlara Allah tarafından açık ya da gizli pek çok nimet verildiğinden, doğru
yolu bulma konusunda sağlam bilginin ilahi vahiyde bulunduğundan, Allah
hakkında bilgisizce tartışanların doğru yola çağıran salih kimselere değil,
şeytana uyduğundan söz edilmektedir.
Memleket
Gazetesi 22.11.2018