Kur’an’da “Allah’ı anmaktan” ifadesi
“Allah’ı
anmaktan (‘an żikrillâhi)” ifadesi, üç Medeni surenin birer ayetinde geçmektedir.
Bu yazıda söz konusu ifadenin yer aldığı ayetler, içlerinde bulundukları
surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.
Dünyevi
meşgaleler, müminleri dinî görevlerini yerine getirmekten alıkoymamalıdır.
Allah korkusu, onları bu tehlikeden uzak tutar: “Onlar, ne ticaret ne de
alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten
alıkoyamadığı insanlardır. Müminler, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu
bir günden korkarlar.” (en-Nur 24/37). Ticaret, alışverişi de içerir yani daha
büyük çaplıdır. Müminler ticaret ve alışveriş yapsalar da onlar için daha
hayırlı olan şey, ahirette kurtulanlardan olmak için yapılanlardır. Ayette
Allah’ı anmanın yanında namazdan söz edilmesi, Allah’ı anmanın salt namazla
sınırlı olmadığını ve aynı zamanda namazın bu konudaki değerini göstermektedir.
İnsan, inanç ve ibadetlerinde vahye uygun hareket edip etmediğini kontrol
ediyor, sözle ve fiilen Allah’ın büyüklük ve yüceliğini belirterek
söylediklerine uygun bir hayat yaşıyorsa Allah’ı anıyor demektir. Müminler,
dünyada mal biriktirseler de zekât, infak vs. ile asıl hedef olarak ahiret için
sevap biriktirmeyi seçerler. Bu bilinçle hareket eder ve ihtiyaç sahiplerine
vermeleri gereken zekâtı vermeyip de mallarına haram karıştırma yanlışına
düşmezler; çünkü dünyada kazandıklarından dolayı ahirette hesap vereceklerini
bilirler. O günün dehşetinden korku duyan müminler, kötülükten uzaklaşır. Kötülükten
alıkoyan namaz gibi (el-Ankebut 2945) Ahiret inancı da mümin üzerinde benzer
bir etki yapar.
Münafıkların
yanlışlarına dikkat çeken ayetlerin ardından neredeyse mal ve evlat
çoğaltmaktan ibaret olan dünya hayatı hakkında müminler uyarılmaktadır; çünkü
eleştirilen kötü kimseler arasında sayılmamak, bazı insanların rehavete kapılmasına
ve hak yolda gevşeklik göstermelerine neden olabilir. İstenen şey, mal ve
evlat sahibi olmaktan uzak durmak değil, onlara olan ilginin dini unutturmamasıdır:
“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın.
Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.” (el-Münafikun, 63/9). Malı
artırma isteği ve çocukları memnun etme arzusu, Allah’ın farzlarına özen
göstermemeye, haramlardan kaçınmamaya neden olmamalıdır. Allah’ı anmaya (subhanallah,
elhamdülillah ve Allahuekber demeye, dua etmeye, orijinaliyle ve çevirisiyle
Kur’an okumaya vb.) ve O’na itaate engel olmayan düzeydeki mal ve evlat
sevgisi, ölçülü bir sevgidir. Aksi takdirde sonuç hüsrandır. İslam’ı
dikkate almayıp hayatlarının merkezine mal ve çocuk çoğaltmayı koyanlar,
kayıplarını artırmaktan başka bir şey yapmamaktadır. Takvayı unutan kimsenin
mülkiyeti, eninde sonunda bir zulüm aracına dönüşür. Ayette, Allah’ı anmaktan
alıkoymaması istenen şeylerin ikisinden söz edilmesi, meselenin sadece onlarla
sınırlı olduğu anlamına gelmez. Allah’ı anmaktan alıkoyma ihtimali olan diğer
şeylere karşı da (makam beklentisi, makamı koruma çabası, eğlence, tatil vs.) uyanık
olmak gerekir. Zaten ebedi olanı bırakıp, geçici olanını sarılmak akıl kârı
değildir.
Şeytan,
müminleri birbirine düşürmek ve Allah’ı anmayı unutturmak için bazı araçlar
kullanır: “Şeytan içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak;
sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan)
vazgeçtiniz değil mi?” (el-Maide 5/91). İçki ve kumar, ibadetlere engel olur. İlki
bilinci giderir; ikincisi ise insanı hırsa boğarak haksız kazanca yönlendirir. Şeytanın
belli vakitlerde kılınması zorunlu olan namazı bıraktırmaya çalışması,
insanları “kötülükleri” kolayca işler hale getirmek içindir. Ayetteki son cümle,
soru cümlesi olsa da kastedilen içki ve kumardan uzak durma emridir. Allah’ı
doğru şekilde anabilmek için insanın ne dediğini bilmesi gerekir. İçki de buna
engeldir. Ana dil farkından dolayı namazda ne dediğini bilmeyen Müslümanlar, en
azından 7 cümlelik Fatiha suresinin ve mümkünse “namaz sureleri” diye bilinen
kısımların anlamlarını ezberlemeli ve o anlamları namazda düşünmelidir.
Görüldüğü gibi
“Allah’ı anmaktan” ifadesinin yer aldığı ayetlerde ticaretin, alışverişin, malların,
çocukların müminleri sorumluluklarını yerine getirmekten alıkoymadığından,
şeytanın kötü alışkanlıklar ile müminlerin arasını bozmaya ve Allah’ı
unutturmaya çalıştığından söz edilmektedir. Şeytana uyanlar kaybedecek;
ancak Allah’ı anıp O’na itaat edenler kazanacaktır.
Memleket Gazetesi
27.12.2018