Kur’an’da “Dönüşünüz ancak Allah’adır.” ifadesi
“Dönüşünüz
ancak Allah’adır (İlallâhi merci’ukum).” ifadesi, biri Mekkî diğer ikisi
Medenî bir surede geçen toplam üç ayette yer almaktadır. Bu yazıda söz konusu
ayetler, içlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.
Kur’an her şeyi yerli yerince yapan ve her şeyi bilen Allah
tarafından indirilmiş, ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir
kitaptır (Hud, 11: 1). İndiriliş amacı, insanların Allah'tan başkasına ibadet
etmemelerini sağlamaktır. Onu getiren peygamber de Allah tarafından gönderilmiş
bir uyarıcı ve müjdeleyicidir (Hud, 11: 2). Kur’an, insanları Allah’tan
bağışlanma dilemeye ve tövbe etmeye teşvik eder. Allah itaatkâr kullarını, belirlenmiş
bir süreye kadar güzel bir şekilde dünyada yaşatır, iyilik yapan herkese de
karşılığını verir. Yüz çevirenleri ise büyük bir günün azabı beklemektedir
(Hud, 11: 3). Önemli bir gerçek, insanlara şöyle bildirilir: “Dönüşünüz ancak
Allah'adır. O, her şeye güç yetirir.” (Hud, 11: 4). Tehdit içerikli bu
ifade, doğru yolu gösteren Kur’an’ı göz ardı ederek yaşayan ve uyarıları
dikkate almayıp günah işlemeyi sürdüren kimselere, dönüşün yalnızca Allah’a
olduğunu, O’nun sapıtanları cezalandırmaya gücünün yettiğini bildirmektedir.
Allah’ın karşısına tövbe etmeden varanların akıbeti ne kötüdür! İnkârcıların
ahireti inkâr etmeleri, cehennem azabına karşı onları korunaklı bir hale
getirmeyecektir.
Hak olan ve hakkın hâkim olması için gönderilen Kur’an,
Tevrat ve İncil’in Allah’tan geldiğini onaylar ve onların tahrif edilmiş
yönleri hakkında bilgi verir. Bununla da sınırlı kalmaz, sosyal düzeni belirleyici
hükümler içerir: “Sana da daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere
hak olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) gönderdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiği
ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey
ümmetler!) Her birinize bir şeriat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri
bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve şeriatlarda) sizi denemek
için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Dönüşünüz ancak
Allah'adır. Artık size, üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri(n gerçek tarafını)
O haber verecektir.” (Maide, 5: 48). Ayetteki “Sana da daha önceki
kitabı doğrulamak” ifadesinin orijinalinde yer alan “min el-kitab”
lafzı, Kur’an’ın kendinden önceki kitaplarda bulunan her ayeti değil, onlardaki
ilahi mesajlardan “arta kalanı” onayladığına işaret eder. Kur’an’ın
kendinden önceki kitapları “korumak üzere (müheymin)” gönderilmiş
olması, onlardaki tahrif unsurlarını göstermesi anlamındadır. Allah tüm
insanlara tek peygamber ve tek şeriat göndermeyi dilememiştir. Her peygamber
kendinden önceki peygamberi tasdik etmiş, kendisine şeriat verilmediyse önceki
peygamberin yolunu sürdürmüş, verildiyse de önceki şeriatın bazı hükümlerini kaldırmıştır.
Ayetteki “bir şeriat ve bir yol”dan aynı şeyin kastedildiği söylendiği
gibi ilkinin değişken, ikincisinin ise (inanç konuları gibi) sabit olduğu ifade
edilmiştir. Ayetteki “iyi işlerde birbirinizle yarışın” ifadesi
genelde insanlığa özelde müminlere bir yol göstermedir. İyilik iyiliği çeker. İslam’ın
ilkelerine uygunluğu gözetilmeden yapılan iyilikler de teşvik edilmelidir. Bu
dünyada, gaybi yanı da göz önünde bulundurulduğunda hakikatin kesin bilgisine
erişmek mümkün olmasa da onun uğrunda çabalamak gerekir. Ahiret Günü,
insanların hakikati kesin olarak öğrendikleri gün olacaktır.
İyiliği emretmeyi, kötülükten alıkoymayı emreden
Kur’an (Al-i İmran, 3: 104), müminleri kendilerine çeki düzen vermeye
yönlendirir. Müminler, insanları doğru yola getirmekle değil, onlara dini
anlatmakla sorumludurlar: “Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz
doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. Dönüşünüz ancak Allah'adır.
Artık O, size yaptıklarınızı bildirecektir.” (Maide, 5: 105). Müminlerin
özeleştiri yaparak hak yolundaki mücadelelerini sürdürmeye teşvik edildikleri
bu ayette “Ey iman edenler!” şeklinde çoğul ifade kullanılması,
müminlerin iç ilişkilerindeki yol haritalarını da çizmektedir. Başkalarını
düzeltmeye çalışan müminlerin, kendilerini davet ettikleri gerçeklerden uzak
tutmaları düşünülemez. Sadece başkalarına iyiliği emreden ancak kendisini
unutanlar da tutarlı bir tavır sergileyip hem toplumu hem de kendilerini
düzeltenler de Allah’a dönecektir. Herkesin yaptıklarına göre
değerlendirileceği ahirette, meleklerin tuttukları iyilik ve kötülük kaydı, her
bireyin önüne konulacak, iyi insanlar ödüllendirilecek, kötüler
cezalandırılacaktır. Herkese yaptığının bildirilmesi, iyiler için müjde,
kötüler için tehdittir. Hesap Günü’nden kaçış yoktur.
Görüldüğü
gibi “Dönüşünüz Allah’adır.” ifadesinin yer aldığı ayetlerde, Kur’an’ın
önceki kitaplar üzerinde belirleyici ve onlardaki tahrifleri gösterici
olduğuna, hükmedilmek üzere gönderildiğine, Allah tarafından farklı şeriatların
gönderilmesinin hikmetinin insanların imtihan edilmesi olduğuna, iyilikte
yarışmanın faziletine, başkalarını doğru yola çağıranların kendilerini ihmal
etmemeleri gerektiğine ve kimsenin yaptığının yanına kâr kalmayacağına dikkat
çekilmektedir.
1.6.2018
Memleket Gazetesi