Kur’an’da “Allah’tan başkası adına kesilen” ifadesi
“Allah’tan başkası adına kesilen (uhille
liġayrillâhi)” ifadesi, ikisi Mekki biri Medeni olmak üzere üç surenin üç
ayetinde geçmektedir. Bu yazıda söz konusu ayetler, içlerinde bulundukları
surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.
Müslüman, her bulduğu şeyi yiyemez. Bu konuda İslam’ın
çizdiği sınırlar vardır: “De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan
yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah'tan
başkası adına kesilen bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış bir şey
bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan)
yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”
(Enam, 6: 145). Ayette “akıtılmış kan” ifadesi, dalak ve kara ciğer
gibi “donmuş kan” görünümlü iki organı yemenin yasak olmadığını gösterir. Domuz
etinin niçin pis olduğu belirtilmemiştir. Bu nedenle onun haramlığını, onu işlemden
geçirip geçirmemek değiştirmez. Haram olan domuz etindeki mikroplar değil, etin
kendisidir. Yine şirk içerikli bir amaç uğruna kesilmiş hayvanı yemek de
yasaktır. Hayatı tehlikeye giren kimse, ayette sayılan haram yiyeceklerden
doyasıya olmaksızın yemeyi meşru kılar. Bu kimseleri Allah’ın affetmesi umulur.
Ayetin sonunda “Rabbin” denilerek yasak yiyecekleri yemek zorunda kalan
kimselere merhametli davranılacağı, peygamber aracılığıyla bildirilmiş
olmaktadır.
İnkârcılar, inananları özgürlükten uzak kimseler
görseler de din hayatı “yasaklar bütünü kılan” bir şey değil, insana kendisini
sınırlamayı öğreten bir şeydir: “O, size leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası
adına kesilen hayvanı haram kıldı. Kim zorlanırsa taşkınlık etmeden ve aşırıya
gitmeden (yiyebilir). Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Nahl, 16:
115). Yenilmesi yasak edilenler gayet nettir. Bunları helal kılma yetkisi
insanda olmadığı gibi helal kılınan yiyecekleri de bir kanıta dayanmaksızın,
kulaktan dolma bilgilerle haram ilan etme yetkisi de yoktur. “Allah'tan
başkası adına” kesilenleri, şirk koşmaktan uzak müminlerin yemeleri söz
konusu olamaz. Böyle bir suç işlemek, dinde gevşeklik alametidir. Yukarıdaki ayetten farklı olarak bu ve
aşağıdaki ayette, yenilmesi yasak edilenler belirtildikten sonra “Allah çok bağışlayıcı
ve esirgeyicidir.” denilerek doğrudan insanlar muhatap alınmıştır.
İlk iki ayetten farklı olarak şu ayette haram kılınan
yiyecekler biraz daha ayrıntılı ifade edilmiştir: “Leş, kan, domuz eti,
Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş,
boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip)
kestikleriniz hariç dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla
kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan sapmadır. Bugün inkâra
sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir; artık
onlardan korkmayın benden korkun. Bugün size dininizi kemale erdirdim,
üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim
'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha
eğilim göstermeksizin (bu sayılanlardan yiyebilir.) Çünkü Allah çok bağışlayıcı
ve esirgeyicidir.” (Maide, 5: 3). Yasak edilen leş, normalde kesilerek
yenilen hayvanların ölüsüdür. Sözgelimi balıkların ölüsü “ölü eti yeme
yasağı” kapsamı dışındadır. Ayetteki “domuz eti” yasağından yola
çıkarak sadece etinin haram olduğunu söyleyen alimler olduğu gibi kastedilenin
domuzun kendisi olduğunu dolayısıyla domuzun herhangi bir kısmını içeren
(derisi, kılı vs.) herhangi bir ürünün kullanılamayacağını düşünenler de
vardır. Önceki iki ayette yer almayan ve bu ayette verilen ayrıntılar leşin ne
olduğunu açıklama amaçlıdır. Yani ek haramlar belirtmemektedir. Sadece deve,
inek, koyun, keçi gibi yenilen hayvanların canı çıkmadığı durumlarda kesilmesi
söz konusu olursa onların leş kabul edilmeyeceği ve yenilebileceği ifade
edilmektedir. Bu ayrıntıların verilmesi muhtemelen bazı kimselerin leş olan
bazı yiyecekleri leş kabul etmeyip yeme eğilimine girmelerini engellemek
içindir. Ayetteki “fal oklarıyla kısmet arama” falcılık ve kumarbazlığı
yasaklamaktadır. “Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi
tamamladım.” ifadesinde dinin kemale, nimetin tamama erdirmesinden söz
edilmektedir. İslam kâmil bir dindir, noksanı yoktur. Müslümanların muzaffer
olmasıyla da noksan olan nimet tamama ermiştir. Din -şeriat değil- eksilip
artmaz, nimetler eksilip artabilir.
Görüldüğü gibi üç ayette de “kullanılması” değil,
yenilmesi yasak olan şeylere dikkat çekilmektedir. Akla gelecek ilk anlam yeme
yasağıdır. Yasak edilenlerin yeme dışındaki kullanımları konusunda farklı
yaklaşımlar vardır. En doğrusunu Allah bilir.
21.6.2018 Memleket Gazetesi