Kur’an’da “Allah yolundan alıkoyanlar” ifadesi
“Allah
yolundan alıkoyanlar (veyasuddûne ‘an sebîlillâh)” ifadesi,
biri Mekki ve üçü Medeni surelerde olmak üzere toplam dört ayette geçmektedir. Bağlam
gereği ayetlerin birinde çeviri, “Allah yolundan (…) alıkoyanlar” (Hac,
22: 25), diğerinde de “Allah yolundan alıkoyarlar.” (Tevbe, 9: 34)
şeklinde verilmiştir. Bu yazıda söz konusu ifadenin yer aldığı ayetler,
içlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.
Kur’an, sapkın
kişileri şöyle tanımlar: “Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah
yolundan alıkoyanlar ve onun eğriliğini isteyenler var ya, işte onlar (haktan)
uzak bir sapıklık içindedir.” (İbrahim, 14: 3). Dünya hayatı kısa sürelidir.
Şeytan kalıcı olan dünyayı insanların ilgisinden uzaklaştırmaya çalışır. Hâlbuki
din, dünya nimetlerini boş vermeyi değil, ahirette kazananlardan olmak için o
nimetleri araç olarak görmeyi teşvik eder. Şeytan insanı kendisinden alçak
görür. Şeytanın ve onun izinden gidenlerin amacı, insanları cehenneme
sürüklemektir. Bu çabaların bir kısmı, İslam’dan vazgeçirme amaçlı değil, onu
cahili unsurlarla karışmış kültürel bir unsur haline getirme niyetlidir.
Mekkeli
müşrikler, Bedir savaşına çıkarken gayet kibirli ve kazanacaklarından emindiler;
ancak olayların nihai yönlendiricisi Allah’tır: “Sakın yurtlarından çalım
satarak insanlara gösteriş yaparak çıkanlar ve Allah yolundan alıkoyanlar gibi
olmayın. Oysa Allah bütün yaptıklarını kuşatmıştır.” (Enfal, 8: 47). Müşriklerin
kibrinin onlara bir katkısı olmadı. Onlar, Bedir’de yenildiler ve içlerinden sağ
kalanları rezil olup geri döndüler. Günümüzde İslam’ı ölçü almayan ve
yeryüzü kaynaklarında daha fazla pay elde etmek isteyen ülkelerin orduları;
kibir, kadın ve içki ile savaşa giden Mekkeli müşriklerin ordusundan pek de
farklı değildir. Bu tür orduların askerlerinden savaşta ahlaki, adil bir
tutum ve tavır beklenebilir mi? Ayet, müminleri kâfirlere benzemekten
alıkoymaktadır. Müslümanlar savaşa gittiklerinde Allah rızasına aykırı hareket
etmemeyi hedefler ve savaşın ardından da bağışlanma dilerler. Ne olursa olsun
galip gelmek için ekini, nesli yok etmez; yaşlı, kadın ve çocuklara zarar
vermezler.
Hudeybiye
yılında (628) Müslümanlar Kâbe ziyaretinde bulunmak istemişler ancak müşrikler
onlara izin vermemişti: “İnkâr edenler, Allah yolundan ve içerisinde oranın
yerli olsun misafir olsun insanlar için (ibadet ve ziyaret yeri) eşit
kıldığımız Mescidi Haram'dan alıkoyanlar (bilsinler ki) kim orada saptırmaya ve
zulme yeltenirse biz ona acıklı bir azap tattırırız.” (Hac, 22: 25). Kâbe
Allah’ın evi olduğu için Mekke’de yaşayanlar, o bereketli mekânın sahibi olduklarını
iddia edemezler. Orası tüm Müslümanlara açık tutulması gereken bir yerdir. Bazı
alimler hac ibadetinin rahatça yapılabilmesi için Mekke’nin hatta hac
ibadetlerinin yerine getirildiği Mina, Müzdelife ve Arafat’ın topraklarının da
satılamayacağını söylerler.
Kur’an, Yahudi
ve Hristiyan din adamlarının yanlışlarına şöyle dikkat çeker: “Ey inananlar!
Hahamlar ve rahiplerin çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler. Allah
yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarf etmeyenlere
can yakıcı bir azabı müjdele.” (Tevbe, 9: 34). Allah korkusunu içinde
hisseden az bir grup hariç sözü edilen Yahudi ve Hristiyan din adamlarının
işledikleri, “haksızlıkla yeme” suçu kapsamına şu ve benzeri şeyler
girebilir: Faiz almak, yeni dini törenler icat ederek ek gelir temin etmek,
Müslümanlarla savaş yapılması için batıl peşindeki ordulara para toplamak ve
İslam’ın yayılmasını engelleme amacıyla misyoner faaliyetlere finansal destek
vermek. Müslümanlar, onların yanlışlarına düşer ve harama eğilim
gösterirlerse “helal yemeleri” öğütlenen peygamberlerin (Müminun, 23: 51) nezih
yolundan uzaklaşmış olurlar. Ayette sözü edilen “altın ve gümüşü
biriktirdikleri için” azapla müjdelenen kimseler, biriktirdikleri mallarının zekâtını
vermeyenlerdir.
Görüldüğü gibi
“Allah yolundan alıkoyanlar” ifadesinin yer aldığı ayetlerde dünya
hayatını tercih edenlerden, kibirli kimselerden, Mescid-i Haram’da zulme
yönelenlere ve ayrıca haksız kazanç elde edenlere azap edileceğinden söz
edilmektedir.
17.5.2018
Memleket Gazetesi