kuranda-yurdunuzdan-ifadesi

Kur’an’da “yurdunuzdan” ifadesi üç Mekki surenin üç ayetinde geçmektedir. Bu ifadenin ikisini, Firavun rejiminin ileri gelenleri, birini de Firavun söylemektedir. Bu yazıda, söz konusu ifadenin yer aldığı ayetler, içlerinde bulundukları surelerin iniş sırasına göre ele alınacaktır.
Hz. Musa’nın değneğinin yılana dönüşmesi (Araf, 7: 107) ve görenleri hayrette bırakacak şekilde elinin bembeyaz olması (Araf, 7: 108) türünden mucizeleri gören Firavun dönemi ileri gelenleri, “Vatan elden gidiyor!” söylemine sarılarak Mısır halkını Musa’ya karşı kışkırtma yoluna gittiler.  Zaten peygamberlerin mesajını örtmenin yollarından birisi de insanlardaki “vatanı kaybetme korkusunu” harekete geçirmektir: “(Musa) Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne buyurursunuz?” (Araf, 7: 110). Hâlbuki Firavun rejiminin yıkılması, olması gereken bir şeydi çünkü İsrailoğullarından, masum erkek çocukları bile öldürtüyordu. Böyle bir düzenin olduğu yer vatan olabilir mi? İşte bu bozguncu düzenden nemalanan “ileri gelenler”, gerçekleri Mısır halkının gözünden gizlemek için “(Musa) Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor.” sloganıyla hareket ederek ardından da “Ne buyurursunuz?” diyerek kendilerince halka bir kibarlık (!) göstermektedirler. Aslında ileri gelenler, kurulu düzenin temellerinin sarsıldığının farkındadırlar ve Musa’nın çağrısının kuşatıcılığına karşı, kendilerince tedbir almaktadırlar.
Firavun, Hz. Musa ve Hz. Harun’un mesajının üzerini örtmek için bir hile organizasyonu yaptı (Taha, 20: 60). Bu organizasyonda yer alan adamlarıyla geldiğinde Musa, Firavun ve düzenbazlarına öğüt verdi. Onlara Allah hakkında yalan uydurmamaları aksi halde azaba uğrayacakları uyarısında bulundu (Taha, 20: 61). Bu uyarı, aralarında bir ihtilafa yol açmış olmalı ki kendi aralarında tartışmaya başladılar (Taha, 20: 62). Musa ve Harun’un engellenmesi için sihirbazların yeterli olmayacağı kanaatine vardılar. Halkı ikna edeceklerini düşündükleri “hakkı bâtıl gösterme amaçlı” bir söylem geliştirdiler: “Şöyle dediler: Bu ikisi, muhakkak ki sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdırlar sadece.” (Taha, 20: 63). Doğrusu sihir ile bir toplumu yurdundan etmek arasında doğrudan bir ilişki yoktur. Bu iddianın sahipleri, meselenin Musa’nın mucizeleriyle sınırlı olmadığını anlamışlardır. Zaten onun gösterdiği mucizeler, mesajının merkezinde değil, mesajını destekleyici konumdadır. Ek olarak Musa ve Harun için “örnek yolunuzu kaldırmak isteyen iki sihirbaz” demeleri de o inkârcıların, meseleyi böyle anladıklarını göstermektedir. Yani yaşam tarzları, şirk ve zulüm içerikli kültürlerinin devamı vs. tehlikededir! Hz. Harun’un güzel konuşması dikkate alındığında ona sihirbaz demelerinin, ondaki hitap güzelliğinden dolayı olduğunu söyleyebiliriz.
Firavun, asa ve beyaz el mucizesini gördükten sonra zulüm rejimini bekleyen tehlikenin farkına varır. İleri gelenlerinin Mısır halkına gösterdiği kibarlık (!) gibi (Araf, 7: 110) sıkışıp kalmış olan Firavun da ileri gelenlerine kibar (!) bir hitapta bulunur: “(Musa) Sizi sihiriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?” (Şuara, 26: 35). İleri gelenler, Firavun’un gösterdiği yolda ilerlemeyecek olurlarsa konumlarını kaybedeceklerdir. Artık isteyen (ileri gelenler) de istenen (Firavun) da aciz konumdadır. Hak gelmiş, bâtılı (bu aşamada düşünsel açıdan) yerle bir etmiştir. Musa ve Harun’un Firavun gibi dünyevi gücü yoktur ancak hak ortaya çıkmıştır ve o ikisi Allah’ın yardımını ummaktadır. Firavun ve ileri gelenlerinin izinden gittiği şeytan ise yandaşlarını yardımsız bırakır.
Görüldüğü gibi “yurdunuzdan” ifadesinin geçtiği üç ayette de Firavun düzeninin sahibi ve ileri gelenleri, kendilerini güvende hissetmemektedir ve düşüncelerini “kamuoyu” görüşü haline getirmeye çalışmaktadırlar. Meallerini verdiğimiz üç ayetin, ikisinde (Araf, 7: 110; Şuara, 26: 35) Musa, birinde ise (Taha, 20: 63) Musa ve Harun büyücü olmakla suçlanmıştır. Harun’un kendisini ifade açısından etkileyici konuşması nedeniyle “sihirbaz” diye suçlanması söz konusu olmuş olabilir. En doğrusunu Allah bilir.
06.04.2017 Memleket Gazetesi