Yusuf’un “planını” uygulamaya koyması
Kardeşlerinin kıskançlığı
nedeniyle birçok sıkıntı çeken Yusuf, onların yanında getirmelerini istediği
kardeşi üzerinden, onlara bir ders vermek ister. Bu yazıda; Yusuf’un, -Allah’ın
öğretmesiyle- kurduğu planı nasıl uygulamaya koyduğu ve bundan dolayı Mısır’da
kardeşlerinin zorluk içinde nasıl kıvrandıkları, Kur’an ve Tevrat ayetleri
bağlamında karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır.
Yusuf
peygamber; kuyuya atılması, satılması, iftiraya uğrayıp zindana
konulmasının ardından özgürlüğüne kavuşur ve Mısır’da –muhtemelen– en etkili
kişi haline gelir. Artık o, kralın
koyduğu kurallara aykırı kararlar verdiğinde bile sorgulanamaz bir yöneticidir.
Ancak bu özgürlük “Allah’ın dilemesi” ile sınırlıdır: “Bunun üzerine (Yusuf) kardeşinin kabından
önce onların kaplarını aramaya başladı. Sonra onu (öz) kardeşinin kabından
çıkardı. İşte Yusuf için böyle bir plan düzenledik. Yoksa Allah dilemedikçe
hükümdarın dinine (kanununa) göre kardeşini alıkoyamazdı. Dilediğimizi
derecelerle yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen biri vardır.” (Yusuf, 12: 76). Tevrat’ta,
Yusuf’un kardeşinin yükünden kâseyi bulup çıkaran Yusuf değil, kâhyadır: “Kâhya
büyükten küçüğe doğru hepsinin torbasını aradı. Kâse Benyamin'in torbasında
çıktı.” (Yaratılış, 44: 12).
Yusuf’un kardeşleri, karşı karşıya
kaldıkları zorlukta farklı anneden kardeşlerinin yanında, tanıyamadıkları
kardeşleri Yusuf’u da kötülemeye yönelirler: "Eğer çalmışsa daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı, dediler. Yusuf
bunu içinde gizli tuttu, onlara belli etmedi ve kendi kendine ‘Siz daha kötü
bir konumdasınız. Allah sizin anlattığınız şeyin aslını daha iyi bilmektedir.’
dedi.” (Yusuf, 12: 77).
Yusuf’un kardeşleri, babalarının ileri yaşını gündeme
getirerek yükünde kâsenin bulunduğu kardeşine karşılık değil, içlerinden birinin alıkonulmasını teklif ederler. Çünkü o
kardeş, babaları tarafından onlara emanet edilmiştir: “Dediler ki:
Ey aziz! Onun gerçekten ihtiyar, büyük bir babası var. Onun yerine bizden birini
al. Biz seni iyilik edenlerden görüyoruz." (Yusuf,
12: 78). Kardeşlerin, babalarını tekrar üzmemek için getirdikleri bu teklif
kabul görmez: "Eşyamızı yanında bulduğumuzdan başkasını
almaktan Allah'a sığınırız. O takdirde muhakkak zalimler oluruz, dedi.”
(Yusuf, 12: 79). Kardeşlerin, Tevrat’taki
ifadeleri biraz daha farklıdır: “Yahuda, ‘Ne diyelim, efendim?’ diye karşılık
verdi, ‘Nasıl anlatalım? Kendimizi nasıl temize çıkaralım? Tanrı suçumuzu ortaya
çıkardı. Hepimiz köleniz artık, efendim; hem biz hem de kendisinde kâse bulunan
kardeşimiz." (Yaratılış, 44: 16).
Yusuf’un kardeşlerinin
yaşça büyük olanı, babasına karşı ikinci kez mahcubiyet içine girecek bir
durumla yani Yusuf’un kardeşini Mısır’da bırakmak zorunda kalmaları nedeniyle
kardeşlerine hitabı, Kur’an’da şöyle anlatılır: “Ondan ümitlerini
kesince aralarında konuşmak üzere bir yana çekildiler. Büyükleri dedi ki: Babanızın
sizden Allah adına kesin söz aldığını ve bundan önce Yusuf hakkında işlediğiniz
hatayı bilmiyor musunuz? Ben, babam bana izin verinceye yahut Allah benim için
hükmünü verinceye kadar bu yerden ayrılmayacağım. O, hüküm verenlerin en
hayırlısıdır.” (Yusuf, 12: 80). Büyük kardeşteki pişmanlık duygusunun çok kuvvetli
olduğu, ayetten net olarak anlaşılmaktadır. Ayetteki “Allah benim için hükmünü verinceye kadar”
ifadesine dayanılarak, bu pişmanlığın tövbe anlamında olduğu söylenebilir.
Kardeşler, iki defa kardeşlerini koruyacaklarına dair babalarına söz
verdiler. Ne var ki ikisini de yerine getiremediler. Kardeşlerin büyüğü haliyle
kendini daha fazla sorumlu hissetti. Tevrat, Kur’an’ın
büyük kardeş dediği kimsenin adının Yahuda olduğunu söyler ve onun Yusuf’a konuyla ilgili teklifi Tevrat’ta şöyle aktarılır:
“Lütfen şimdi çocuğun yerine beni kölen kabul et. Çocuk kardeşleriyle birlikte
geri dönsün. O yanımda olmadan babamın yanına nasıl dönerim? Babamın başına
gelecek kötülüğe dayanamam.” (Yaratılış, 44: 33-34).
Görüldüğü gibi Kur’an’da
da Tevrat’ta da Yusuf’un kardeşleri “görüntüde hırsız pozisyonuna düşen
kardeşlerinin” yerine yüklerinde aranan kâsenin çıkmadığı, içlerinden birinin
cezalandırılmasını talep etmektedirler. Ancak bu talep, hukuka uygun değildir
ve zaten her iki Kitap’ta da bu teklif, Yusuf tarafından kabul edilmemiştir.
Ayrıca yükünde kâsenin bulunduğu kardeşin, Yusuf’un planı sonucu hırsızlık
iftirasına maruz kaldığı da söylenemez çünkü Yusuf, diğer kardeşlerine fark
ettirmeden ona, kardeşi olduğunu söylemiştir (Yusuf, 12: 69).
16.9.2016
Memleket Gazetesi