Peygamberin halasının kızı Zeynep b. Cahş onunla evlenmek istemektedir. Rasulullah ise onu azadlı kölesi ve evlatlığı Zeyd b. Harise ile evlendirmiştir. Ne var ki bu evliliğin yürümeyeceğinin belli olmasının ardından da Zeyd eşini boşamış ve Rasulullah da Zeynep ile evlenmiştir. Bu yazıda bu konuya dair iki ayet üzerinde duracağız.
Rivayetlerin çoğuna göre Zeyneb’in Zeyd ile evlenmesi hicretten önce Mekke’de inen (ancak Medenî bir sure olan Ahzab suresinde yer alan) şu ayet ile gerçekleşmiştir: “Allah ve peygamberi bir işe hükmettiğinde artık mümin bir erkeğin ve mümin bir kadının işlerinde kendi isteklerine göre bir seçim hakkı yoktur. Kim Allah'a ve peygamberine karşı gelirse şüphesiz o apaçık bir sapıklığın içine düşmüştür.” (Ahzab, 33: 36). Zeynep b. Cahş her ne kadar kendisinin soylu bir aileden gelmesini Zeyd’in de köle olarak satılmış ve Rasullah tarafından hürriyet bahşedilmiş bir kişi olmasını görmezden gelmemiş olsa da ilahi emir ile karşı karşıya gelince itaati seçmiş ve evlenmiştir. Ne var ki, aradaki statü farkı evliliğin yürümesine engel olmuş ve Zeyd kararlı bir şekilde onu boşamayı düşünmüştür. Bunu Rasulullah’a ifade edince Kur’an ikisi arasındaki diyaloğu şöyle aktarmaktadır: “Hani Allah'ın kendine nimet verdiği senin de kendisine lütufta bulunduğun kişiye, ‘Eşini yanında tut ve Allah'tan sakın!’ diyordun. Allah'ın ortaya çıkaracağı şeyi de içinde gizliyor ve insanlardan korkuyordun. Oysa Allah Kendinden korkmana daha layıktır. Sonunda Zeyd onunla ilişkisini kesince seni onunla evlendirdik ki, oğullukları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde üzerlerine bir zorluk olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir.” (Ahzab, 33: 37).
Yukarıdaki iki ayetten ilk bakışta anlaşılan Zeynep’in her iki evliliğini de ilahi emir doğrultusunda yaptığıdır. Ne var ki, insanlar birçok fiili kendileri işledikleri halde Kur’an o fiilleri Allah’a isnat etmekte ve onların öznesinin Allah olduğunu söylemektedir. Bu, Yüce Allah’ın evrendeki egemenliğini ve otoritesini vurgulamak, insanlara her şeyi O’nun verdiğini hatırlatmak için kullandığı din diline bir örnektir. Hz. Peygamber’in Zeynep’le evlendirilmesi olayı da aynı şekilde olup Yüce Allah’ın bu işteki fiili, toplumun tepkisini çeken Rasulullah’ın korkmamasını söylemek, böylece evlatlıkların boşadığı kadınlarla evlenilemeyeceği şeklindeki cahili anlayışı yıkmaktan ibaret olmuştur. Rasulullah’ın içinde gizlediği şey, bu işin toplumda yol açacağı tepki ve elçiliğine oluşturabileceği engeldir. Değilse, ikisinin nikâhını Yüce Allah’ın gökte kıydığı ve Peygamberin de bunu yapmağa mecbur kaldığı şeklindeki anlatımlar, sünnetullahı göz ardı ederek çok yerde ayetleri literal anlayıp insanın her şeyini Yüce Allah’ın önceden belirlediğini ve ona yaptırdığını anlatan Cebriye anlayışından başka bir şey olmaz. Onun için Hz. Peygamberi Zeynep’le Yüce Allah’ın evlendirdiği anlatımlarına bu şekilde bakmak gerekir.
Zeyneb’in, Rasulullah’ın evlatlığı Zeyd ile yaptığı evliliğindeki sorunlara şahit olan Rasulullah, onun kocasına sabır telkin etmiş ve eşini boşamamasını istemiştir. Peki yukarıdaki ayette Rasulullah’ın Allah’ın ortaya çıkaracağı şeyi içinde gizliyor oluşu ifadesinden ne kastedilmektedir? Burada iki ihtimal söz konusudur. Allahu Teala Rasulullah’a bu evliliğin sona ereceğini ve ardından onun –evlatlık edinilen kimsenin boşadığı eşi ile evlenme yasağını kaldırmak amacıyla- Zeynep ile evleneceğini ilham etmiş olabilir. Diğer ihtimal de onun “bir kimsenin evlatlığının boşadığı eş ile çocuğunun boşadığı eşin evlenmesi arasında bir ilişki olmadığı” kanaatinde oluşu ve bu yanlış kanaati ortadan kaldırma konusunda kendisini yeteri kadar güçlü hissetmemesi olabilir. Herhalukârda Rasulullah’ta bu değişimi gerçekleştirme konusunda bir çekingenlik/erteleme arzusu söz konusudur ve bu durum ilgili ayette eleştiri konusu yapılmaktadır.
Yukarıdaki ayetlerin Zeyd eşini boşadıktan sonra geldiğini düşünmek daha doğru olur. Aksi takdirde evli birini başka biri ile evlendirmek söz konusu olur ki bu, şeriata da akla da örfe de uygun değildir. Yukarıdaki ayette Onu seninle evlendirdik ifadesinden kastedilen de Zeyd’in eşini boşamasının ve “Boşanan kadınlar, kendi kendilerine üç âdet süresi beklerler.” (Talak, 65: 4) ayeti gereğince iddetin beklenmesinin ardından Zeyneb’in Rasulullah ile yaptığı evliliktir.
En doğrusunu Allah bilir.


19 Haziran 2014 (Memleket Gazetesi)