Keşke Unutulmasa
Keşke Unutulmasa
Bir kurdu avcılar fena halde sıkıştırmıştır. Kurt ormanda
oraya buraya kaçmakta, ancak peşindeki avcıları bir türlü ekememektedir. Canını
kurtarmak için deli gibi koşarken bir köylüye rastlar. Köylü elinde abasıyla
tarlasına girmektedir. Kurt adamın önüne çöker ve yalvarmaya başlar: "Ey
insan ne olur yardım et bana, peşimdeki avcılardan kaçacak nefesim kalmadı,
eğer sen yardım etmezsen biraz sonra yakalayıp öldürecekler."
Köylü bir an üşündükten sonra yanındaki boş çuvalı açar,
kurda içine girmesini söyler. Çuvalın ağzını bağlar, sırtına vurur ve yürümeye devam
eder. Birkaç dakika sonra da avcılara rastlar. Avcılar köylüye bu civarda bir
kurt görüp görmediğini sorarlar, köylü "Görmedim." der ve avcılar uzaklaşır.
Avcıların iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra köylü sırtındaki torbayı
indirir, ağzını açar, kurdu dışarı salar. "Çok teşekkür ederim." der
kurt, "Bana büyük bir iyilik yaptın." "Önemli değil." der
köylü ve tarlasına gitmek üzere yürümeye başlar.
"Bir dakika!" diye seslenir kurt, “Çok uzun
zamandır bu avcılardan kaçıyorum, çok bitkin düştüm, açım, kuvvetimi toplamam
için bir şeyler yemem lazım ve burada senden başka yiyecek bir şey yok." Köylü
şaşırır: "Olur mu, ben senin hayatını kurtardım." "Yapılan
iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan bir şey yoktur."
der kurt. "Ben de kendi çıkarım için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek
zorundayım." Bir süre tartıştıktan sonra, ormanda karşılarına çıkacak olan
ilk üç kişiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler.
Karşılarına önce yaşlı bir kısrak çıkar. " Ne vefası!"
der kısrak, "Ben sahibime yıllarca hizmet ettim, arabasını çektim, taylar
doğurdum, gezdirdim. Ve yaşlanıp bir işe yaramadığımda beni böylece kapıya kovdu..."
Bir sıfır öne geçen kurt sevinirken bir köpeğe rastlarlar. "Ben hizmetin değerini
bilen bir efendi görmedim." der köpek, "Yıllardır sadakatle hizmet
ederim sahibime, koyunlarını korurum, yabancılara saldırırım ama o beni her gün
tekmeler, bana sopayla vurur..." Kurt köylüye döner, "İşte gördün."
der. Köylü de son bir çabayla "Ama üç diye konuşmuştuk, birine daha
soralım, sonra beni ye!" diye cevap verir. Bu kez karşılarına bir tilki çıkar.
Başlarından geçenleri, tartışmalarını anlatırlar. Tilki hep nefret ettiği kurda
bir oyun oynayacağı için keyiflenir." Her şeyi anladım da!" der tilki
"Bu küçücük torbaya sen nasıl sığdın?" Kurt bir şeyler söyler, tilki
inanmamış gibi yapar: "Gözümle görmeden inanmam..."
İşin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez, tilki köylüye işaret eder ve köylü torbanın ağzını sıkıca bağlar, eline bir taş alır ve "Beni yemeye kalktın ha nankör
yaratık!" diyerek torbanın içindeki kurdu bir süre pataklar. Sonra tilkiye döner: "Sana minnettarım beni bu kurttan kurtardın!" der. Tilki de "Benim için bir zevkti." diye cevap verir.
İşin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez, tilki köylüye işaret eder ve köylü torbanın ağzını sıkıca bağlar, eline bir taş alır ve "Beni yemeye kalktın ha nankör
yaratık!" diyerek torbanın içindeki kurdu bir süre pataklar. Sonra tilkiye döner: "Sana minnettarım beni bu kurttan kurtardın!" der. Tilki de "Benim için bir zevkti." diye cevap verir.
O an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takılır, bu kürkü
satarsa alacağı parayı düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşı kafasına vurup
tilkiyi öldürür. Sonra da torbanın içindeki kurdu ayağıyla dürter: "Haklıymışsın
kurt, yapılan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey yokmuş..."
28 Şubat Ülkesi Tunus
Can Dündar, başbakanın Tunus ziyaretini değerlendirirken,
“Tunus’ta kaskatı bir laiklik uygulaması var. Namazdan hemen sonra camiler
kilitleniyor.” diyor. Tabi yazar, beynamaz olduğu için Türkiye’deki camilerden
haberi yok.
Çatlar
Meclis başkanı Bülent Arınç, “İdamı bile kaldırdık. Başörtüsü
yasağı da kalkacak. Sabredeceğiz.” demiş. Bu kadar beklemekle sabır taş olsa
çatlardı.
Merak
Metal Fırtına kitabının adını Dede Korkut mu koydu?
Yazarlık
Mahallemizdeki bir bakkal müşterilere uyarı niteliğinde
kocaman harflerle şunu yazmış: SİGARA YAZILMAZ!
Bakkal amca şiir yazılır mı?
Harf Hatası mı?
Başbakan Erdoğan, son TCK değişikliğinden aniden
vazgeçmelerini “STK’nın taleplerine” bağlamış. Allah Allah STK’ların talepleri
bu derece dikkate alınıyor muydu? STK’lar yıllardır başörtüsü yasağı kalksın
diye bas bas bağırıyor. Hükümet kulak tıkıyor. Acaba başbakan, “STK” derken
harflerin yerini mi karıştırdı?
Delil Ne?
STV, “Bayrak şahsi çıkarlara alet edilemeyecek kadar
kutsaldır.” dedi. Bayrak dinî bir şey midir ki kutsal olsun? Acaba bu TV böyle
bir delilden haberdar da biz mi bilmiyoruz?
8/04/2005 Memleket Gazetesi/Konya