Kabak hikâyesi
Kabak
hikâyesi
Ulu bir kavak ağacının yanında
bir kabak filizi boy göstermiş. Bahar ilerledikçe bitki kavak ağacına sarılarak
yükselmeye başlamış. Yağmurların ve güneşin etkisiyle müthiş bir hızla büyümüş
ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya gelmiş. Bir gün dayanamayıp sormuş
kavağa: “Sen kaç ayda bu hale geldin ağaç?” Kavak: “On yılda.” demiş. “On yılda
mı? Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!” diye gülmüş ve
çiçeklerini sallamış kabak. “Doğru.” demiş kavak.
Günler günleri kovalamış ve sonbaharın
ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yapraklarını düşürmeye,
soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye başlamış. Sormuş endişeyle kavağa:
“Neler oluyor bana ağaç?” diye sormuş. “Ölüyorsun.” demiş kavak. “Niçin?” diye
merakla soran kabağa kavak şöyle cevap vermiş: “Benim on yılda geldiğim yere,
iki ayda gelmeye çalıştığın için.”
Ders: Çalışmadan emek harcamadan
gelinen nokta başarı sayılmaz. Kolay kazanılan, kolay kaybedilir.
Üç bakış
Erkek adam cam silmez.
Erkek adam karısına cam sildirmez.
Erkek adam hizmetçi tutar.
Günün sözü
Barış yapmak istiyorsan,
dostlarınla değil, düşmanlarınla müzakerede bulunuyorsun demektir. Moshe Dayan,
(komutan ve siyasetçi) (1915-1981)
Alevilerin hakları
Talip: Türkiye’deki Alevilerin çoğunun İslâm
algısı Kitabî görünmüyor ve Türkiye’de epeyce de bir nüfusları var. Görmezden
gelmek mümkün değil. Taraf Gazetesi’nde Rasim Ozan Kütahyalı’nın Pazar günkü
yazısında (12.10.2014) Maraş’taki Alevi katliamına
dair yazıyı okudum. Yaşananlar gerçekten çok feci imiş.
Alim: Neden bugün öğrendin, yeni bir yazı mı o?
Olaylar çok eski de! Hem sonra, derin devlet bugüne kadar yaptıklarını
Alevisiz ve Alevilerin derin devletteki
uzantıları olmadan ve onlardan yardım almadan yapmadı ki! Ve yapılanlarla
Sünnilerin hiç alakası yok ki! Bu memlekette ne Ermeniler, ne de Aleviler
Müslümanlar tarafından mağdur edildiler. Komplekse kapılmayalım, bu ülkenin
gerçek mağdurları bizleriz.
Talip: Ne var ki, onların mağduriyetlerini bizim
gündeme getirmemizin onlar açısından önemli olduğunu anladım.
Alim: Henüz başımızı örtme özgürlüğüne bile
sahip değiliz. Bu mağduriyetlerimizde Alevilerin de olumsuz payları var.
Talip: Aslında biz onların, onlar da bizim
haklarımızı savunmaları, ezber bozuyor. Bu da her iki kesime özgürlükleri daha
çabuk kazandırabilir.
Alim: Ama elbette ki, herkesin özgürlüğü için
çalışmalıyız.
Talip: Sözgelimi İstanbul'da onca cami
kundaklandı muhtemelen yakalanan Alevi birisi olacak ama İslami kesim basın
yoluyla uyanmış görünüyor ve bu nedenle çıngar çıkarmıyor. Bu da hesapları/ezberi
bozuyor.
Alim: Yeryüzünde Kur’an hakim olmadan, ne
gayr-ı Müslimlere ne de Müslümanlara rahat yüzü yok. Bu dünyayı geçmişte
aleviler de yönetti. Hıristiyanlar da yönetti; ama biz hep ezildik. Kimsenin
ezilmediği dönem, Müslümanların yönetimde olduğu dönemlerdir ama elbette ki, herkesin
özgürlüğü için mücadele etmeliyiz. Sana katılıyorum. Fakat bazı gerçekleri de
unutmayalım diyorum. Peki sana bir sorum var: Cem evlerinde camide yapılan
ibadete alternatif ibadet ve ayin yapanlara ne diyeceksin?
Talip: İşte alternatif ibadeti yapanların
sayısı milyonları buluyor, ne olacak onların hak talepleri
Alim: Hak talepleri ayrı bir konu.
Talip: İbadet mekanı talepleri var.
Alim: Mecusi bile olsalar, insanlara ibadet
özgürlüğünü tanır Kur’an. Onlar bizden hak talep edebilirler mi? biz zaten hak
talep ediyoruz. Hakları yiyen biz miyiz? Biz iktidarda olsak bile, mazlumların
haklarını vermeye kalksak verdirmezler ve bizi zulüm işlersek eğer iktidarda
tutarlar. Başörtüsü meselesini anayasayla halletmek istedi AKP, ama yaptırdılar
mı?
Talip: Hocam Kürtler de, Aleviler de,
Protestanlar da vs. hep kendilerini merkez alarak hak talebinde bulunuyorlar.
Ancak bizim onların onların da bizim haklarımızı savunmaları bir etki
bırakıyor.
Alim:
Öyle oluyor evet.