Cumhuriyetin ilk yıllarında da kafa kesilmiş!
Cumhuriyetin ilk yıllarında da kafa
kesilmiş!
Gerek laik gerekse İslamî kesimden, bazı yazarlar,
Irak'ta yaşanan "kafa keserek cezalandırma" eylemlerini
"vahşet" olarak değerlendiriyorlar. İnsanlık tarihiyle özdeşleşmiş bu
tür bir cezalandırmadan meğerse TC de uzak değilmiş. Ali Şükrü Beyi öldürdüğü
iddia edilen Mustafa Kemal'in koruması Topal Osman, ihanete uğradığını
düşünerek Çankaya'yı kuşatınca tüm adamları öldürülmüş kendisinin de yolda
öldüğü söylenerek "başı kesilmiş." (Daha fazla bilgi için bkz. Yavuz
Bahadıroğlu, "Gazi Topal Osman Vak'ası", Vakit, 8-9 Ağustos 2006)
Bir baba kız diyaloğu:
-Baba, oğluma eşek deyip duruyorsun. Bunun babası da
mı eşek şimdi?
-Sen de eşek oğlu eşeksin!
Prostolarla İngilizce öğreniyoruz.
ABD’de İsrail işgalini protesto eden grup şöyle
slogan atıyordu: Israel out of Lebanon now!
Yani: İsrail Lübnan’dan defol!
Kaslar
Yaşlı bir öğretmen, Fen Bilgisi dersinde kasları
anlatıyordu. Bir ara öğrencilerden birine şu soruyu sordu: “Şimdi ben boks
yapsam hangi kaslar çalışır?”
Çocuk sakin sakin cevap verdi : “İzleyenlerin gülme kasları öğretmenim!”
Allah şaşırtmasın!
Erol Evgin: “Bundan önceki albümüm adı 'İbadetim'di.
Neden ibadetim? Güle sormuşlar 'Niye kokarsın. ‘Bu benim ibadetimdir' demiş.
İnsanın severek tutkuyla yaptığı işi ibadettir. Böyle bir hadis de var. Yani
evden sabah çıkıp kimseyi kandırmadan, aldatmadan akşam evine dönmek bir
ibadettir. Benim için de şarkı söylemek bir ibadet.
Bu kadar kendimi huzur içinde hissettiğim ve bu kadar sanki bu dünyaya bu işi
yapmak için geldiğine inandığım bir başka iş yok. Onu için bu adı koydum. Bir
de 'İbadetim' adlı bir şarkı vardı albümde. O şarkıyla da örtüştü bu düşünce.
(Mezin Tanrıseven’in E. Evgin’le yaptığı röportajdan)
Saçlarına bir şey olmamış
Adamın biri hem ahmak hem lafazandır. Sakalı süt
gibi beyaz olmasına rağmen saçına hiç ak düşmemiştir. Bir mecliste bu adamın
saçıyla sakalı arasındaki bu farkın neden kaynaklandığı konuşulur. Hazır cevap
nüktedanlardan birisi derki: “Bunda bilinmeyecek ne var? Bir şey çok
kullanılırsa elbette ki çabuk eskir. Bununda çenesi çok kullanıldığı için eskiyip
ağarmış. Beyni ise hiç kullanılmadığı için saçlarına bir şey olmamış!”
Sevginin
gücü
Bir profesör sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini
Baltimore şehrinin kenar mahallelerine göndermiş ve o bölgede yaşayan 200 erkek
çocuğunun durumlarını araştırmaları ve her bir çocuğun geleceği hakkında bir
değerlendirme yapmalarını istemişti. Ne var ki, öğrencilerin hemen hepsi bu
çocukların gelecekte hiçbir şanslarının olmadığını dile getirmişlerdi.
Bundan tam yirmi beş yıl sonra bir başka sosyoloji profesörü tesadüfen bu
çalışmayı buldu ve öğrencilerden bu projeyi sürdürmeleri ve aynı çocuklara ne
olduğunu araştırmaları istedi. Öğrenciler o bölgeden taşınan ya da ölen 20
çocuk dışındaki 180 çocuktan 176’sının olağanüstü bir başarı gösterip avukat
doktor ya da iş adamı olduklarını ortaya çıkardılar.
Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye karar verdi. Birer yetişkin
olan o çocukların hepsi o bölgede yaşadıkları için her biriyle buluşma şansı
oldu “o koşullarda nasıl bu kadar başarılı oldunuz?” sorusuna verdiği cevap hep
aynıydı: Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı onun sayesinde
Profesör bu öğretmen i çok merak etmişti. Hala hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı
öğretmenin izini bulması zor olmadı kendisini ziyaret etmek için evine kadar
gitti. Karşısında yılların yüzüne eklediği kırışıklara rağmen hala dinç duran
bir yaşlı kadın buldu. Merakla yaşlı kadına bu çocukları kenar mahallelerden
kurtarıp başarılı birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli
formülün ne olduğunu sordu. Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının kenarında
bir gülümseme belirdi:”Çok basit” dedi, “ BEN O ÇOCUKLARI ÇOK SEVDİM.” (M. Emin
Karababa’ya teşekkür.)
DUA
Bıçak soksan gölgeme
Sıcacık kanım damlar
Girde bir bak ülkeme
Başsız başsız adamlar
Ağlayın su yükselsin
Belki kurtulur gemi
Anne seccaden gelsin
Bize dua et e mi?
N. F. Kısakürek
Güzel sözler
Hicret bir kaçış değil, geri dönüp hesap sorma
eylemidir.