Valiler yetkilerini devrederse
Cumhuriyet Üniversitesi İslâm Tarihi
öğretim üyesi Ünal Kılıç’ın “Şehir Yönetimi ve Valilik” adlı çalışması vali
seçimi ve denetlenmesinde Peygamber (s) ve ilk halifeler döneminden güzel
örnekler aktarıyor. Kitapta anlatıldığına göre, gerek Peygamber (s) gerekse ilk
iki halife, istisnalar dışında idarede yakınlarına görev vermedi. Hz.
Peygamber, Hâris b. Nevfel el-Hâşimî’yi vali tayin etmedi. Onun izinden giden
Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer de kabiledaşlarını idarî görevlere getirmekten
şiddetle kaçındılar.
Hz. Peygamber, Bâzân’ın ölümünden
sonra Yemen’i idarî bölümlere ayırarak her birisine bir vali tayin etti. Bu
bölgede görev yapan valilerin denetimi, idarî işlerde içinden çıkamadıkları
konularda yardımcı olunması ve dinî prensiplerin öğretimi için Muaz b. Cebel’i
muallim olarak gönderdi. Muaz, organizatör vali gibi değerlendirilecek bir
tarzda bölgedeki vilayetleri dolaşıyor, görevleriyle ilgili valilere gerekli
ikaz, tavsiye ve istişarede bulunuyordu.
İlk halife Hz. Ebû Bekir’in ardından
Müslümanların yöneticisi olan Hz. Ömer, valilerin denetimi için Muhammed b.
Mesleme’yi görevlendirmiş o da kadrolu bir müfettiş gibi valileri denetlemişti.
Bununla birlikte kendisi de valileri valilik yaptıkları vilayetlerde bizzat
teftiş etmişti. O, önceden haber vermeksizin valilerin evlerine gider günün
herhangi bir vaktinde ziyarette bulunurdu. Bu sayede onların lüks ve israf
içinde olup olmadıklarını öğrenmeye çalışırdı. Onun döneminde bazı valilerin
lükse kaçması, halk tarafından hoş karşılanmamış ve tepki görmüştü. Nitekim
Kûfe’de inşa edilen ve muhtemelen az da olsa lükse kaçan valilik binası halk
tarafından “Sa’d’ın Sarayı” olarak
nitelendirilmeye başlanmıştı. Sa’d b. Ebî Vakkas’ın çarşıdan gelen gürültüler
sebebiyle rahatsız olduğu bu sebeple de kapıların kapatılmasını istediği de
söyleniyordu. Bu durumdan haberdar olan halife Ömer, valilik kasrının kapısını
gönderdiği bir adam ile yaktırdı.
Görüldüğü gibi, Hz. Peygamber ve ilk
dönem halifelerinin şehir yönetimi ve valilik sistemi bize güzel/ilginç
örnekler sunmaktadır. Müslümanlar tarafından geliştirilen şehir yönetimi ve
valilik kurumunun nevi şahsına münhasır olduğu söylenebilir. Zira valilerin hem
dinî hem siyasi ve idarî yetkilerinin olması, onları diğer toplumlardaki
valililiklerden, dolayısıyla bu dönemdeki valilik sistemini de söz konusu
toplumlardaki valilik sisteminden ayırmakta ve şehir yönetimine rengini
vermektedir. İslâm devletinde görev alan valilerin sadece devlet başkanlarına
değil halk ve Hakka karşı da sorumlulukları söz konusudur.
Anlattıklarımız, kısmen de olsa
günümüzde uygulanan pratikler olabilir. Zira Türkiye’de valilerin
denetlenmediğini iddia etmek mümkün değildir. Bu durumda “Bayram değil seyran
değil sen bunları bize niye anlattın?” diye sorabilirsiniz. Cevabı haksoz.net
adresinden okuduğum bir haber ile vereyim: “Jandarma'nın polis bölgesinde
yaptığı operasyonlar Meclis'te bile tartışılırken, Jandarma 30 ilde şehir içi
operasyon izni istedi. Jandarma Genel Komutanlığı, başta Doğu ve Güneydoğu
illeri olmak üzere Ankara, İzmir, Konya, Muğla, Mersin, Elazığ ve Rize’nin de
aralarında bulunduğu 30 ilde, operasyon yapma yetkisi istedi. Talebi, İçişleri
Bakanlığı ve Başbakanlık’a aktaran valiler kararsız kaldı. İzmir ve Konya’nın
da içinde yer aldığı 16 ilin valisi operasyon yetkisine izin verirken, 14 ilin
valisi karşı çıktı.”
Hükümetin işi, sadece vali tayin
etmekle bitmiyor. Aksine, vali denetlemeleri sırasında şunları da teftiş etmesi
gerektiğini düşünüyorum: Gönderilen vali, insan haklarını mı önceliyor,
güvenliği mi? İktidarı elinde tutabiliyor mu yoksa seçilmişleri bırakıp,
atanmışlara mı meylediyor? Şehri korumakla görevli olanların yetkilerini şehrin
emniyeti için muhafaza mı ediyor yoksa “sınırları korumakla görevli olanları”
davet edip kendisini konağına mı hapsediyor? 28 Şubat’ın izlerini silmeye mi
çalışıyor, tahkim etmeye mi?
Vali denetlemelerinde bu soruların da
cevapları aranmazsa, devletin adı değişecek haberiniz olsun! Siz hâlâ TC’nin demokratik,
laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu söylemeyi sürdürebilirsiniz ancak
artık internet var ve yönetsel yapının dışarıdan nasıl tanımlandığını görmek
hiç de zor değil. 14 ilin valisini tebrik ediyorum.
Murat KAYACAN