Ümmetçi miyiz yoksa din milliyetçisi miyiz?
Geçenlerde bir
arkadaşım güzel çalışmalarıyla bilinen Konya’da bir sivil toplum önderinin
Hrant Dink’in öldülürmesinin ardından “Hepimiz Ermeniyiz!” sloganına itiraz
ettiğini çünkü Ermeni ırkına mensup hiç Müslüman olmadığını söylediğini
aktarmıştı.
Velev ki, hiçbir
Ermeni Müslüman olmasın bu neyi değiştirir ki (1900’lü yılların başlarında tehcir
edilen Ermenilerin bir kısmı kızlarını “saldırıya maruz kalma ihtimaline karşı”
güvendikleri Müslüman ailelere, uygun
birisiyle evlendirmeleri için emanet etmişti. Şimdilik en azından bir
kısmımızın bu Sarı gelinlerin torunları olma ihtimalini bir kenarda tutuyorum.)?
F tipi zulmünü
teşhir etmek için ölüm orucu tutan avukat Behiç Aşçı bu eylemi sonucu hayatını
kaybetseydi biz de bir basın açıklamasıyla bu durum karşısında bir icraat
geliştirmeyen AKP iktidarını protesto etseydik ve “Hepimiz Behiç’iz!” deseydik,
komünist mi olacaktık? Elbette ki hayır!
Hepimiz makul
bir gazeteci olan Ermeni Hrant Dink’in kafasına esen biri tarafından
öldürülmesi ya da birtakım hesapları olan kişi veya çetelerce öldürtülmesi
karşısında susacak mıyız? Geçici bir süre Ermeni olsak ne olur? Her ırk,
Allah’ın bir ayeti değil mi?
Bir Filistinli
ailenin evi yıkılmasın, ocağı sönmesin diye buldozerin önüne dikilen Rachel
Corrie’nin İsrail tarafından vahşice öldürülmesini ardından onun ölüm
yıldönümünde “Hepimiz Amerikalıyız!” desek, sömürgeciler arasına mı katılmış olacağız?
Elbette ki hayır!
Venezüella
cumhurbaşkanı Hugo Chavez bir suikaste kurban gitse, “Hepimiz Venezüellalıyız!”
desek dinden mi çıkarız? Elbette ki hayır!
Zulme karşı
olmak biz Müslümanlara leke getirici bir şey midir? Zulme uğrayanın etnik ve
dini kimliği önemli midir? Elbette ki hayır!
Belki de yanlış
şurada: “Biz ümmetçilik yerine din milliyetçiliği yapıyoruz. Müslümanlara
saldırı olunca sesimiz (cılız da olsa) çıkıyor. Ne var ki, haksızlık “ötekine”
yapıldığında umurumuzda değil. Bu tavır ümmetçilik değil, olsa olsa din
milliyetçiliği olabilir.
Biz din
milliyetçisi olamayız. Haksızlık karşısında susmamak, mazlumun yanında yer
almak da ümmetçiliğimizin gereğidir. Ancak bu şekilde ümmeti önceleyen tavır,
evrensel bir damar yakalamış olur. Yeryüzünün varisliği söylemi bu şekilde
gayr-ı Müslimlerden de taraftar bulur. Bu anlamda bir zihin inşasına ihtiyaç
söz konusudur. Aksi takdirde “varsa yoksa İsrailoğulları” söylemi
mensuplarından ne farkımız kalır?
2007-02-22 (Memleket gazetesi)