Bugün adeta sistematik ve kitlesel bir baskı aracına dönüşmüş bulunan ve insanlığını ve vicdanını yitirmemiş herkesi rahatsız etmekte olan başörtüsü yasağı konusunda ne yapacak? Okullardan kamu kurumlarına, özel dershanelerden ehliyet kurslarına kadar toplumsal hayatın geniş bir bölümünde İslâm dininin bir emrini yerine getirdikleri için eziyet gören, dışlanan, mağdur olan genç kız ve bayanların karşı karşıya kaldıkları kötü muameleye bir son verecek mi?
Bir hukuk devletinden beklenecek “her türlü idari tasarrufun denetime açık olması ilkesi”ne işlerlik kazandırmak amacıyla  YAŞ kararlarını yargı denetimine tabi tutacak düzenlemeyi yapacak mı?
Ordunun kendisini sivil iradeye bağlı bir kurum olarak değil, rejimin koruyucu ve kollayıcısı olarak görmesine zemin hazırlayan ve ülkede defalarca yaşanan askeri darbelere gerekçe olarak sunulan TSK İç Hizmet Kanununun “meşhur” 35. Maddesini değiştirmeyi düşünüyor mu?
On beş ay gibi oldukça uzun bir süre zorunlu askerlik uygulaması, ülkenin ekonomik şartları göz önüne alındığında aileleri zor durumda bırakan bir yüke dönüşmektedir. Bu bağlamda askerlik süresini kısaltmayı gerekli görüyor mu? Yine özellikle evli askerler için askerlik uygulamasını kolaylaştırmaya yönelik, sözgelimi askerlik hizmetini oturdukları şehirlerde yapmalarına ve hafta sonlarını ailelerinin yanında geçirmelerine imkân sağlama gibi bir düzenleme yapmayı düşünür mü? Zorunlu askerlik uygulamasının yanında zorunlu hastabakıcılık veya Yaşlılar Yurdu’nda hizmet verme şeklinde de seçeneklerin olduğu bir yasa teklifini meclise getirecek mi?
Özellikle imam hatip liselerinden mezun olanların üniversite öğrenimi görmelerini engellemek için üniversiteye giriş sınavında puanlarının diğer liselerden mezun olan öğrencilerden daha düşük katsayıyla çarpılması şeklindeki adaletsizliği giderecek mi?
İlköğretimi bitirmemiş çocukların yabancı dilden spora, baleden resime kadar her türlü eğitimi teşvik görmekteyken ailelerinin isteğine uygun olarak Kur'an eğitimi almalarına izin verilmeyişi resmen Kur'an’dan korkulduğunun bir göstergesi değil midir?
Kapitalist kâr mantığından başka bir ölçü tanımayan zihniyet sahiplerince toplum ahlakının başta özel TV’ler eliyle ağır bir tahribata uğratılmasına karşı tedbir almayı düşünüyor mu?
Uluslararası hukuku hiçe sayan ve BM’nin sayısız kararını uygulamamakta direnen işgalci Siyonist rejim ile diplomatik ilişkilerini kesmeyi hedefliyor mu? Bu rejimi Filistin’de tahkim etmek için kullanılacak katil uçakların Konya semalarında eğitim uçuşu yapmalarını da içeren anlaşmaları iptal edecek mi?
Partilerin bu sorulara verdikleri cevap, insan haklarını ve özgürlükleri ne ölçüde ciddiye aldıklarının göstergesidir. Ülkenin temel gündemi olması gereken bu sorulara olumlu cevap verirlerse programı ciddiye alınacak bir partiniz var, ne mutlu size!
2007-07 -19 (Memleket gazetesi)