Sen de mi Sezar?
Başlığımız, Konya’nın Güneysınırı ilçesi noteri ve o bölgede yayınlanan internet gazetesi “Güneysınır Havadis”in yazarı Mustafa Everdi’nin 21. Yüzyıl Yayınları’ndan çıkan (2001) kitabının adı. Bu yazıda, kitaptan (Aydın Menderes’in kısa süreli Büyük Değişim Partisi macerasının ele alındığı uzunca kısmı hariç tutarsak) alıntılamak istediğim edebi ifadeler mevcut.
Everdi, zalim yönetici kesim ile mazlum halkın arasında bir tercih yapmak söz konusu olduğunda tercihini ikinciden yana yapmakta: “Gerçi aldananlar aldatanlardan daha az masum ve mazur değildirler ama aldanmak, aldatmaya tercih edilir. Milletin bizdeki karşılığı bunu gerektirir.” Everdi’nin şu cümlesi de bu yaklaşıma paralel: “Genel başkanımız Ali’yle (Hz. Ali’yi kastediyor.) birlikte bizim soframız halk ekmek, semt hali, mahalle bakkalı, ev yemeğidir.”
Ali Bulaç bir köşe yazısında şöyle demişti: “Bir gün gelecek bütün sınır kapılarında ‘Müslüman'ın pasaportu La ilahe illallah'tır.’ denip bu parola ile bütün İslam yurdu serbestçe gezilecektir.” Everdi ise sınırları biraz daha geniş tutmaktadır: “Ülke sadece yönettiğimiz alan değil, gönülümüze sığan yeryüzüdür.” İnşallah gönlümüzce “vatanımızı” gezebileceğimiz vize, pasaport sorunu yaşamayacağımız günleri görebiliriz.
Bazılarının gözünde dini duyarlılığı olan kişiler muhtar bile olamaz. Dindarlara düşen hizmet sektöründe görev almaktır. İmam hatip okullarında okuyanlara engel olunmalı üniversiteye yönelmeleri engellenmelidir. Dini değerler cahillerle, köylülerle ilgilidir. Okuma düzeyi arttıkça dine bağlılık azalır vs. vs. Everdi bu kesimde çağdaşlık adı altında işlenmiş olan müptezelliklere bulaşmaktansa, bu kesimin yüklediği anlam çerçevesindeki “köylü” kimliği ile kendisi arasında mesafe koymamayı tercih eder: “Halkevlerinde kızlarımızı, karılarımızı baloların mezesi, baronlarnı çerezi yapamazdık. Köylü kalışımız ondandır.”
Everdi, farklı kesimlerin ortak idealler çerçevesinde dayanışma göstermesi taraftarıdır: “Tıka basa yiyenler mahrumdur, hantaldır, korkaktır. Bizimle açlığa koşamazlar. Açlığımızı meydanlarda birbirimize sokokulup sevinçlerimizle, eylemlerimizle bastıracağız. Ramazan orucunu, ölüm oruçlarına ekleyerek ‘gizli’ bir dayanışma içinde olacağız.”
Eğitim sistemine de kökten itirazları var Everdi’nin: “Bizi yoran çalışmaktır, ev ödevleridir, sınıfta kalmamızın nedenleridir. Düzenlenen diploma, bize kesilen tevkif müzekkeresidir. Bozuk olan müfredattır, itkiadımız değildir. Okullarından mezun olmaya çalıştıkça, bulunduğumuz yer deplasmandır.”
Cezayirli düşünür Malik b. Nebi’nin (1905–1973) sömürgecilik kadar “sömürülmeye müsait olma” halini de sorgulayan yaklaşımına paralel olarak Everdi de, “Ey ezilenler! Siz ezilmek istemezseniz yeryüzünde sizi kim ezebilir? Siz soyulmak istemezseniz sizi kim soyabilir?” demektedir.
İslamcılığı şamaroğlanı yapan yaklaşımlardan (İki gün önceki Mustafa Durdu’nun yazısı) da bütün suçların sorumlusu olarak “siyasal İslam’ı” işaret eden eleştirilerden de oldum olası hazzetmem. Bu nedenle müsaadenizle Everdi’den destek alayım: “Siyasal İslam açlıktan öleceklerin son lokması, Temmuz’da kavrulanların can suyudur. Dünya nimetlerinden mahrum olanların ‘zemzemi’, dünyada girebildikleri İrem bahçesidir. SSK’sız, (şimdilerde SGK), sigortasız, güvencesiz olanların doktoru, işsizlik sigortasıdır. Başörtülülerin ‘kamusal alanı’, ev kadınlarının siyasal katılımıdır.”
Görüldüğü gibi Everdi kalemi kuvvetli bir yazar. Mizahi yönünü merak ediyorsanız Diyanet'in Hacısıyım Hacerü'l- Esved Hastasıyım adlı eserini okumanızı hatta hacca giden yakınlarınıza hediye etmenizi tavsiye ederim. BİLKAD adlı dernek onu Konya’ya davet etmiş ve Everdi "Türkiye'de Darbeler ve Hukuk Gerilimi" konusunu anlatmıştı. Olur da başka bir konuyu anlatmak üzere yine davet edilirse kaçırmayın derim.
Not: 1. Önceki yazımda, “tevhidi duruş” vurgusu ile referandumu boykot eden dindar çevrelerle ilgili ifadelerim nedeniyle “hakkı sabrı tavsiye bağlamında” güzel eleştiriler aldım. Kastettiğim; referandumda “evet” diyenlerin bu tavırlarıyla, AK Parti ile aynı duruşa sahip olmaktan dolayı “tevhidi duruşlarına” bir halel gelmeyeceğine ve onların en az referandumu boykot edenler kadar tutarlı/tutarsız olduklarına işaret etmekti.
2. M. Ali Kapar Beyin vefat eden validesine ve Mehmet Erdoğdu Beyin de hakkın rahmetine kavuşan ağabeyine Allah’tan rahmet, geride kalanlara metanet ve sabır dilerim.
30.10.2010 (Memleket Gazetesi)