Haksöz, Türkiye’nin uzun soluklu aylık dergilerinden birisi. Derginin 212. (Kasım 2008) sayısı alımlı bir kapakla “Ergenekon’dan Anayasa Mahkemesi’ne militarizmin sefaleti” spot ifadesiyle çıkmış. Derginin giriş sayfasında belirtildiği gibi, Ergenekon’un hedefi darbeye zemin hazırlamak. Cuntacılığa vatanseverlik kılıfının giydirildiğini ifade eden gündem yazısında, Ergenekon'un kökünün darbelerde aranması gerektiğinin altını çizen dergi, çetenin köküne inilmesinin militarizmin bataklığının kurutulmasıyla mümkün olacağını ifade etmekte.
Dergide Anayasa Mahkemesi (AYM) başörtüsü yasağı kararı da ele alınmakta. Rıdvan Kaya kararın mantıksızlığına işaretle bu Mahkeme’nin despotizm muhafızlığı rolünü üstlendiğini, izahı zor bir hukuk anlayışıyla karar verdiğini ve bu kararın tarihin çöplüğüne atılacağını söylemekte.
Hasan Soylu tarafından Aktütün baskınının da ele alındığı dergide, genelkurmay başkanı Başbuğ’un, ordunun zaaflarını kabullenip çözüm üretmek yerine “Sınırı koruyamasak da iktidarımızı korumayı biliriz.” havasında ve muhtıra niteliğinde yaptığı açıklama eleştirilmekte. Başbakan ve hükümetin tutumunu da tenkit eden Soylu, Taraf gazetesinin "Paşasının Başbakanı" manşetine atıfla “paşacı siyaseti” 2. Şemdinli Vakası olarak tanımlamakta. Yazıda Hükümetin: "Ne istiyorlarsa verdik!" itirafının ise bir acziyet göstergesi olduğu belirtilmekte.
Rıdvan Kaya; bir diğer yazısında Altınova'da yaşananlardan, Abdullah Öcalan'a kötü muamele haberleri çerçevesinde başlayan çatışmalara kadar Kürt sorunundaki gerilimi değerlendirmekte. Sorunun kaynağına ilişkin tahlillerde bulunan Kaya, AYM'nin DTP hakkında vereceği kararı da yorumladığı yazısında DTP'nin kapatılmasının Kürt kimliğinin inkârında diretmek anlamına geleceğini belirterek, böyle bir kararın gerilimi ve çatışmaları daha besleyeceğine vurgu yapmakta.
Devletin, muhaliflerine karşı tutumunun bir göstergesi olarak Engin Ceber cinayetinin ve işkence olgusunun da ele alındığı dergide, ele alınan bir diğer konu İslâm dünyasında saygın bir konuma sahip olan Yusuf el-Karadavi'nin açıklamaları sonrasında alevlenen mezhep tartışmaları. Bülent Şahin Erdeğer yazısında, Sünni ve Şii kesimlerden yetkin isimlerin yaklaşımına yer vererek, Daru’t-takrib (mezheplerin yakınlaştırılması) çalışmalarının ve ortak noktaların vurgulanmasının önemine değinmekte. Süleyman Ceran ise yıllar sonra Açe'ye dönen Tunku Hasan di Tiro'nun mücadelesine yer verdiği yazısında Açe'deki mücadelenin tarihi arka planına ilişkin de bilgiler aktarmakta. Dergide küresel ekonomik krizi yorumlayan bir Noam Chomsky yazısının çevirisi de mevcut.
"Almanya Gurbeti ve Kimlikte Bilinçlenme Süreci" başlıklı yazısıyla Almanya'daki Müslümanların Almanya serüvenini gündeme getiren Hamza Türkmen, tarihi süreçle birlikte entegrasyon-asimilasyon tartışmalarını ve Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün başlangıcından günümüze dek izlediği süreci analiz etmekte. Almanya'daki İslami örgütlülükler hakkında bilgiler veren Türkmen, 11 Eylül sonrası gelişmelere ve Almanya'daki Müslümanların bilinçlenme sürecindeki kazanımlarına dikkat çekmekte.
"Kur'an Nesli" bağlamında yazılarına devam eden Mehmet Pamak ise, bu ayki yazısında "Asım'ın Nesli"nden "Büyükdoğu Nesli"ne, "Diriliş Nesli"nden "Işık Evler"e, "Milli Gençlik" gibi diğer nesil projelerinin açmazlarına ve sorunlu "medeniyet" tasavvurlarına atıf yaparak "Kur'an Nesli"nin tarih, medeniyet ve iktidar değil “vahiy” eksenli olduğuna dikkat çekmekte.
Kur'an çalışmalarında Fevzi Zülaloğlu, Kur'an'da “çokluk” kavramıyla ilgili ayetleri kategorize ederek insanların çoğunun neden hüsranda olduğunu analiz ederken; Cengiz Duman da Taberî'ye atfedilen (Fahruddin er-Râzi’nin de paylaştığı) "Kur'an dünyayı düz olarak niteler." iddiasına dair bir yazı kaleme almış. Laik-seküler yazarların Müslümanlara saldırı amaçlı bu iddialarına karşı çıkan Duman yazısında, Kur'an'daki evren tasavvuruyla ilgili ayetlere yer vermekte.
Bu sayıda Bernard Lewis'i masaya yatıran Asım Öz, Lewis'in Kemalizm modelinin her zaman tutarlı bir savunucusu olmakla birlikte Siyonist oryantalizmin de bayraktarlığını yaptığını ortaya koyduktan sonra Lewis'in "Babil'den Dragomanlara" ve "Haşişiler" adlı kitaplarını değerlendirmekte. Doğu'nun "terörist" kökenini bulma cehdindeki Lewis'in yazılarının oryantalizm ile emperyalizm arasındaki ilişkinin ete kemiğe bürünmüş hali gibi olduğunu belirten Öz, Lewis'in çözümlemelerinin Pentagon raporları gibi göründüğüne dikkat çekmekte.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapılan "Aliya İzzetbegoviç" ve "Balkanlarda Gelecek Tasavvuru" sempozyumları üzerinden izlenimlerini aktaran Haşim Ay, farklı perspektiflerin Aliya değerlendirmelerine yer vermekte.
Günay Bulut'un bir öykü/denemesinin yer aldığı dergide F Tipi hapishanelerden gelen mektuplara ve Kudüs Günü etkinlik değerlendirmesine de yer verilmiş.

Haksöz, sosyal meselelerle vahiy arasındaki sıkı irtibatı yakalamaya çalışarak Kur'an’ın aydınlığına doğru yürüyüşünü sürdürüyor.