Gazetemizin internet sayfasında “Konya’nın iz bırakan lisesi hangisidir?” konulu bir anket var. Ankete Konya’nın “bilinen” okullarının yani Konya Anadolu İHL’nin (Konya İmam Hatip Lisesi) Konya Lisesi’nin (Gazi Lisesi) Karatay Lisesi’nin, Konya Endüstri Meslek Lisesi’nin ve Selçuklu Atatürk Lisesi’nin (Atatürk Kız Lisesi) isimleri yerleştirilmiş.
Daha önce gazetemizin sayfasında “Özel okul kalitesinde eğitim veren devlet okulu (ilköğretim) hangisidir?” anketi düzenlenmiş ve belki de beklenmedik şekilde okullarını sahiplenen 100. Yıl Mah. Ahmet Haşhaş İlköğretim Okulu öğrenci ve öğretmenlerinin üstün gayretleriyle okullarıMareşal, Vali Necati Çetinkaya, Mümtaz Koru vb. “bilinen” ilköğretim okullarını geride bırakmıştı.
Şu anda sitemizde “iz bırakan lise”nin hangisi olduğuna dair ankete ilgi gayet iyi görünüyor. En fazla tıklanan okul şu ana kadar Konya Anadolu İmam Hatip Lisesi oldu. Tanıdıklarımdan öğrendiğime göre, okul öğrencileri ankete “2500 Tık” sloganıyla destek arıyor. Öğrenciler okullarının tarihine dair yazılmış Şükrü Özdoğru’ya aitKuruluşundan Bugüne Türkiye'de İmam Hatip Liseleri ve Konya İmam Hatip Lisesi (1951 - 2001) 50. Yıl adlı eseri inceliyor ve okulda afişler hazırlayarak, aralarına katılan yeni öğretmen ve öğrencileri okullarının kimleri yetiştirdiğine dair bilgilendirerek ankete katılmaya davet ediyorlar. Tanıtım sırasında okulu Hacıveyiszade’nin (Allah kendisine rahmet etsin.) kurduğundan, İslâm hukuku alanında Türkiye’de akla gelen ilk kişi olanHayrettin Karaman’ın okullarından mezun olduğundan, gazeteci Abdurrahman Dilipak’ın,Mehmet Keçeciler’in, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in, Konya Ticaret Odası Başkanı Hüseyin Üzülmez’in bu sıralardan geçtiğinden söz ediyorlar. Böylece okullarında “aidiyet bilincini” geliştirmeyi hedefliyorlar.
İHL mezunlarının Facebook’ta iki tane de grubu mevcut. Bu gruptakiler de anketten haberdar edilmiş. Bakalım anket nasıl sonuçlanacak? Acaba birinci olmaya aday diğer okullar bu konuda ne yapıyorlar?

Gaznet’e boşuna kızmışız
Daha önce Gaznet’in EPDK’ya şikâyet edildiğine ve bunun üzerine Gaznet’in verdiği cevaba dair bir yazı kaleme almıştım. Konuyu bir internet sitesi de gündeme getirdi. Ardından da acaba konunun Gaznet’in dediği gibi olup olmadığına dair bazı araştırmalarım oldu. Evet, Selçuklu Belediyesinden aldığım duyumlara göre, Gaznet doğru söylüyormuş. En azından söz ettiğim Hocacihan 100. Yıl Mah. sakinlerinin dilekçelerine Gaznet’in verdiği “dilekçe veren mahalle sakinlerinin bulunduğu bölgenin imar adaları oluşmamış arazilerin ve kent taşkın önleme derelerinin yanında olduğu, bölgenin birçoğunda imar adalarına göre yapılaşmanın tamamlanmadığı bu nedenle o bölgede doğalgaz şebekesi oluşturulamadığı” şeklindeki cevap sahih imiş. Yani Hocacihanlıların asıl yapması gereken Gaznet’e dilekçe üstüne dilekçe gönderip, “Hadi bize doğal gaz getirin.” demek değil, Selçuklu Belediyesi’nin kapısına dayanıp, “Haydi hizmet bekliyoruz. Doğalgazın bize de gelebilmesi için üstünüze düşen vazifeyi yerine getirin.” demeleriymiş. Gaznet’in sorumluluklarını yerine getirip getirmediği meselesi sonraki işmiş!

Beden dili üzerine
İki gün önce BİLKAD’ın söyleşi programlarının konusu “Beden Dili ve İletişim” ve konuğu da Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Mehmet Fidan idi. Bu enfes sunumun konusu üzerine biraz literatür karıştırdım. Sahip olduğum ve yeni öğrendiğim bilgilere göre, gözlüğün üstünden bakmak, saldırgan bir bakış açısı kabul ediliyor. İnsan yüzünün 250 bin değişik ifadeyi anlatabildiği söylenmekte. Çoğu benzerlik arz etse de her mimik her ülkede aynı anlama gelmiyor. Beden dili abartılı şekilde kullanılırsa mesaj geri planda kalıyor (Cem Yılmaz’ın başrolde olduğu bir reklamda “Kardeşim beni çekmeyin, ürünü ön plana çıkartın esprisi yapması boşuna değil).
Fidan’ın verdiği bilgilere göre iyi bir iletişimde kelime dağarcığının etkisi %10, sesin kullanımınınki %30 ve beden dilininki ise %60. Anlaşılan o ki, “beden dili” deyip geçmemek gerekiyor.

 10 Aralık 2009 Perşembe (Memleket Gazetesi)