Çınar derneği, okuma ve yazma işleriyle haşır neşir olmayı seven Mustafa Demirel Beyin çabalarıyla güzel çalışmalara imza atan bir dernek. Derneğin çalışmaları içinde yer alan bir programa değinmek istiyorum.
Programın sorumlularından birisi gazetemiz yazarlarından G. Zeynep Demir. Program geçen dönemde kitap tartışması şeklinde idi. Davet edilen konuşmacı bir kitabı hazırlıyor ve dinleyicilere sunuyordu. Katılımcılar genel itibarıyla, profesörlerden, yüksek lisans talebelerine, hemşirelerden öğretmenlere okumaya ilgi duyan çeşitli meslek ve öğrenim gruplarına bir kesime hitap etti. Ben de elimden geldiğince bu programlara katıldım. İnşallah önümüzdeki dönem de katılmaya devam edeceğim. Çünkü bu tür etkinlikleri oldukça önemserim.
Edav’da yaklaşık 9 yıl süreyle bu türden programlara gerek konuşmacı gerekse dinleyici olarak katıldım. Ancak ne yazık ki oradaki program “dinleyici kıtlığı nedeniyle” sone erdi. Vakıftaki tüm etkinliklerin bittiğini söylemek istemiyorum. Sadece Çınar vakfında yapılan türden program nihayete erdi. Yoksa Edav hâlâ güzel çalışmalara imza atan bir vakfımız.
Bu bağlamda bayrak bir tarafta düşüyorsa, başka bir tarafta onu kaldıran çıkıyor. Çınar derneğindeki gayretli arkadaşlar programlarını konuşmacı ve konu açısından zenginleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Programa katılanların çoğu kendisini iyi yetiştirmiş dinleyicilerden oluştuğu için de her oturum dolu dolu geçiyor.
Programın bir güzelliği de dinleyicilerden kendisini “yeterli” hissedenlerin konuşmacı olarak katılımlarına imkân sağlanması. Bu sayede program uzun soluklu bir hale gelebilir ve dinleyiciler gönül rahatlığıyla “benim programım” diyebilirler.
Cumartesi günlerinize entelektüel bir muhteva kazandırmak istiyorsanız, önce Çınar’a ardından da saat 17:00’de TYB’nin programına gideceksiniz. Bu sayede popüler kültüre meyletmemiş ve hâlâ “erimeye karşı” direnen insanları görmek şevkinizi artıracaktır, emin olun.
Çınar derneğinde geçen dönem, İbrahim Sarmış’ın “Peygamberi Doğru Anlamak” kitabını, Tolstoy’un “Hz. Muhammed” üzerine yazdığı hadisleri övücü eserini, Hatice Kelpetin Alpaguş’un “Osmanlı Halkının Geleneksel İslâm Anlayışı ve Kaynakları” isimli çalışmasını dinleme ve değerlendirme imkânı bulduk. Bakalım önümüzdeki dönemde program nasıl zenginleşecek ve Konya’nın kültürel hayatına katkıda bulunacak?

Merak ettiğim ancak bir türlü çözemediğim şey ise şu: Mustafa Güçlü Beyin söylediğine göre Selçuk Üniversitesinin öğrenci sayısı 80 bine ulaştı. Seminer konferans türü çalışmalar yapan ve sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek vakıf ve dernekler acaba genele açık bir program yaptığında dinleyecek 80 öğrenci bulabiliyor mu? Cevabı hayırsa, bu öğrencilere şu soruyu sormak istiyorum: Fe eyne tezhebûn?!