İYİLİK SAĞLIK
Görüşmeyeli
nasılım, diye düşünüyorsanız cevabım hazır: “İyilik sağlık.” Birkaç aylığına da
olsa Konya’da değildim, döndüm ve ayağımın tozuyla BİLKAD Salı Söyleşilerinin
bu haftaki konuğu Dr. Faruk Sükan Çocuk ve Doğum Hastanesi başhekimi Adnan
Tekin Beyin “Sağlık ve Sağlık Politikaları” adlı sunumunu dinlemeye gittim.
Tekin, bu
alandaki durumu daha iyi anlayabilmemiz için Türkiye ile Batılı ülkeler
arasında sağlık açısından birtakım kıyaslamalarda bulundu. ABD’de kapitalist
yaşam tarzı gereği, “Paran varsa tedavi olursun!” anlayışı geçerli. Devlet
sağlık sektöründe pek görünmüyor. Hastaneler genellikle cemaatlere ait ama
onlar da hayır hasenat yeri olarak düşünmüyorlar hastaneleri. Ülkedeki
kapitalist yapıya ayak uyduruyor ellerindeki sağlık kurumları.
İngiltere’de
yaklaşık 100 yıllık bir sağlık hizmetleri kaydı tutulmuş. Bu anlamda Türkiye’de
çok ciddi eksiklikler var. Ne çektirdiğimiz filmlerin, ne gördüğümüz
tedavilerin ciddi bir şekilde kaydı tutuluyor.
Dünya Tabipler
Birliği’ne göre dünyada en büyük sağlık sorunu açlık ve yoksulluk. Belki de siz
de benim gibi açlığın ve yoksulluğun sağlık sorunu kapsamında görüldüğünü ilk
defa duymuş olabilirsiniz. Ama DTB, konuya temelden yaklaşıyor ve hemen
herkesin sağlık alanındaki sorunları çözmek için bir şeyler yapabileceğini ima
ediyor.
Gelişme ile
nüfus azalması arasında doğrudan bir ilişki var. Rusya’da doğum başına devlet
tarafından 30 000 dolar verilse bile yine de nüfus eksilerde seyrediyor.
Türkiye’de
“Sağlıkta Dönüşüm Programı” uygulanıyor ve bu program Dünya Bankası, Uluslar
arası Para Fonu (IMF) ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından da destekleniyor.
Bu programa
uygun olarak Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın (SB) bütçesinin %95’i sağlık
çalışanlarına harcanıyor. Sakın “Demek ki hastalıktan kırılacağız, zaten IMF
iyiliğimizi istemez ama bu durum kimsenin umurunda değil!” diye düşünmeyin.
Zira SB yeniden yapılandırılıyor ve ilaç, hasta tedavilerinin devlete getirdiği
masrafın karşılanması SB’nin görevleri arasında yer almıyor artık. Bu kurumdan
beklenen planlama ve denetleme sadece.
Yine bu program
kapsamında sosyal sigorta kullanımı konusunda da ciddi denetlemeler gelecek.
Gelmesi de zorunlu zira yaklaşık 70 milyon olan Türkiye nüfusunun 84 milyonu
sosyal güvenlik imkânına sahip! Anne iki oğlunun sigortasından birden, bir kişi
hem bağ-kurdan hem de SSK’dan faydalanabiliyor Türkiye’de.
Türkiye’de
sağlık harcamaları konusunda bir bilinçsizlik söz konusu. Batı’da MR çekimi
için randevu aylar sonrasına veriliyor. Türkiye’de ise hasta 10 gün beklese
sorun ediyor. Avrupa’da gebelik öncesi doktor ziyareti en fazla 3 iken
Türkiye’de bu sayı ona kadar çıkabiliyor. Çünkü kimi hastalar ültrasonu
“bebeğin cinsiyetini öğrenme makinesi” olarak algılayabiliyor. Görünen o ki,
rahat hizmet alabilme imkânı, hastanelere yığılmayı artırmış.
Tabi bu
dikkatsiz kullanımın ve hastanelerdeki muayene sayısının artmasının ciddi bir
maliyeti var ve bu maliyetin düşürülmesi gerekiyor. Bu amaçla pre-plot Aile
Hekimliği uygulaması başlatıldı. Artık hastalar önce bu imkânı değerlendirecek.
Değerlendirmeyip doğrudan Tıp Fakültelerinin yolunu tutarsa 15 YTL’ye kadar
kendisinden bir ücret talep edilecek. Yine aynı hastalık için gerek olmadığı
halde defalarca hastaneye giden bir hastadan mükerrer ziyaretler için ücret
talep edilecek.
Bu sektörde
Türkiye dışa bağımlı ve bu oran %95. Yani ilaç ve ileri teknoloji konusunda
ciddi yatırımlara ihtiyacı var Türkiye’nin.
Sağlık alanında
bizi bekleyen problemleri şöyle görüyor Adnan Tekin Bey: “Nüfus yaşlanacak ve
artacak. İleri teknoloji kullanımı ve Refah Toplumunun gereği olarak maliyetler
çoğalacak. Genel anlamda hastalıklar artacak ve özelde kanserde patlama
yaşanacak.”
Tablo karamsar
gelebilir ama durum bu. Artan maliyetler konusunda vatandaşların
bilgilendirilmesi gerekiyor ki bu alanda yaşanan israf önlenebilsin. Ayrıca
büyük miktarlarda paraların döndüğü devasa ilaç firmalarının manipülasyonlarda bulunduğu
bu sektörde üniversitelerin ve hastanelerin “usulsüz alım yapıp
yapmadıklarının” da ciddi bir şekilde denetlenmesi gerekiyor.
Adnan Tekin Beye
bir teklifim var: “Hastanenizin uygun gördüğünüz bir yerine LCD ekran büyük bir
TV yerleştirin. Sağlık sektöründe israfı ve hataları önleme konusunda sıra
bekleyen hastalara eğitici ve bilgilendirici kısa filmler seyrettirin. Hatta bu
ekran STK’ların ilgi alanlarına göre sosyal problemlerin çözümüne yönelik
katkılarına da hizmet edebilir.”