Hamas Konya’nın gündeminde
Geçtiğimiz
cumartesi günü İnsan Hakları ve Özgürlükleri Derneği, Filistin sorununu Konya
gündemine taşımak için Vakit gazetesi dış politika yazarı Ahmet Varol’u Fuar
Teşhir Salonunda ağıladı. Ahmet Varol ile konuşma öncesi görüşme imkânı bulduk.
Ona Hamas’ın başarısının beklenip beklenmediğini sordum. Varol’a göre, Hamas’ın
başarısı bir tesadüf değil. Hamas, milletvekili seçimlerinden önce belediye
seçimlerine girmiş ve %50,5 oy almıştı. Filistin halkının Hamas’ı tercih etmesi
el-Fetih’in yolsuzluklarının, meylettiği lüksün doğal bir sonucuydu. Bu sonuca
etki eden diğer bir faktör de Hamas’ın okullar, insan hakları örgütleri, yardım
kuruluşları, hastaneler vb. kurumlarıyla Filistin halkının sorunlarına cevap
bulmasıydı.
Belediyelerden
sonra milletvekili seçimlerinde de iktidarı Hamas lehine değiştiren Filistin
halkı şu mesajı verdi: Filistin sorunu masa başı görüşmelerle çözülemez. Çözüm Hamas’ın
gösterdiği gibi intifadadır!
Varol,
Türkiye ziyaretiyle ilgili olarak da “Hamas’ın Türkiye ziyareti, TC hükümetinin
dostane tavırlarıyla mı yoksa ‘İsrail’i tanı!’ telkinleriyle mi geçti?”
şeklindeki soruma gezinin başarılı geçtiğini, TC hükümetinin BOP projesi
kapsamında Hamas ile görüşmediği kanaatine sahip olduğunu söyledi. Bu konuda
Varol’u çok iyimser bulduğumu ifade etmeliyim. Zira basında görüşmelere dair
nakledilenler doğruysa, Hamas’a verilen mesajlar “Hamas! Silahı bırak ve
İsrail’i tanı!” şeklinde. Bu tavsiye verildiyse eğer, bu bağlamda Rıdvan
Kaya’nın Haksöz dergisinin bu ayki sayısında sorduğu sorular gerçekten manidar:
“Filistin halkı Hamas’a bunun için mi oy verdi? İsrail’i tanıma ve silah
bırakma işini el-Fetih zaten yapmamış mıydı? Peki ne elde etti?”
Hamas’ın
seçimi kazandıktan sonra “Dün dündür. Bugün bugündür.” felsefesiyle hareket
etmediğini Halid Meşal’in el-Ahramu’l-Arabi dergisiyle yaptığı röportajda
görebiliyoruz: “İsrail’i tanımak gibi bir gündemimiz yoktur. İsrail, 1967
sınırlarına çekilir, Kudüs’ü başkentimiz olarak tanır ve Filistinli
mültecilerin dönüş hakkını kabul ederse ancak o durumda uluslar arası toplumun
bize gelip tutum belirlememizi talep edebilir.”
Dünyada
hakim medya hep Hamas’ın silah bırakıp bırakmayacağını tartışıyor ama Siyonist
İsrail ordusunun Filistin halkına yönelik saldırıları konusunda suskun.
Ahmet
Varol, Hamas’ın başarısının tamamen kendisinden kaynaklandığını, komplo
teorilerinin gerçeği yansıtmadığını ve bu seçim başarısının ABD ve İsrail’e
“rağmen” bir başarı olduğunu düşünüyor. Her iki işgalci devletin de
Filistin’deki demokrasinin getirdiğinden memnun olmayışı Varol’u doğruluyor.
Varol,
“Filistin’i nasıl bir gelecek bekliyor?” şeklindeki soruya da umut dolu bir
cevap verdi. Bununla birlikte Filistin’in geleceğinin Irak’ın, İran’ın,
Lübnan’ın ve Suriye’nin geleceğinden bağımsız olmadığını vurguladı.
Ortadoğu
uzmanı Varol, salondaki konuşmasında da ABD ve İsrail’in gücünün abartıldığını,
ABD’nin bir “yeryüzü tanrısı”, İsrail gizli servisi Mossad’ın da şerrinden
kurtulmanın mümkün olmadığı bir örgütmüş gibi lanse edildiğini söyledi.
Gerçekten de gelişmeler ABD ve İsrail’in güçlerinin “sanal” olduğunu gösterdi.
Afganistan’da Taliban direnişi devam ediyor. Irak’taki işgal başarısız. İsrail
Gazze’den çekilmek ve Yahudi yerleşim birimlerini bir bir boşaltmak zorunda
kaldı.
Filistin
halkı; uyandı, direndi ve özgürlüğüne kavuşacak. Darısı tüm Müslüman halkların
başına!