Adı Carol Hoffman… 70 yaşlarında Amerika’nın Florida eyaletinde Methodist kilisesi üyesi… Benim gibi o da İngilizce kelimelerin etimolojisini ve tarihini öğreten bir mail grubunun üyesi. Allah’tan başka ilah olmadığına, Hz. Muhammed (s)’in onun peygamberi olduğuna, Kur'an’ın da hak bir Kitap olduğuna inanıyor. Ancak Müslüman olmayı düşünmediğini ve ömrünün son günlerini kilise içinde kalarak tamamlayacağını söylüyor. Hoffman, 11 Eylül’ün hemen ardından, kiliselerinde yaşanan bir tartışmayı aktarıyor: “Cemaat üyeleri arasında bu konuda hararetli tartışmalar oldu. Bir kısım kilise müdavimi, ‘Masum insanlarımızı kaybettik. Onların anısına kilisenin içine ABD bayrağını asalım.’ derken bir kısmı da, ‘Hayır! Ülkemiz yöneticileri dünyanın dört bir yanında emperyalist saldırılar yapıyor. Olacağı buydu. Şiddet eninde sonunda bizi de buldu.”
Kilisede iki farklı fikirden hangisinin benimseneceği oylama usulü belirlenmiş ve ABD bayrağının kilisenin içine asılmasını istemeyenler çoğunluğu sağlamışlar ve bayrak asılmamış. Bu olayın ardından birkaç kilise müdavimi kiliseyi terk etmiş ve cemaatten ayrılmış.
Bu olay şu açılardan ilginç. Kilise üyeleri kilisede günlük bir olayı değerlendirip, kararlarını açıklayabiliyor. Bunu yapmakla dine siyaseti karıştırmış olmakla suçlanıp 1 yıl hapisle yargılanmaları söz konusu olmuyor. Cemaat kilise papazını resmi makamlara böyle bir olaya meydan verdiği için şikâyet etmiyor. Olay vatan müdafaası veya hainliği bağlamında değerlendirilmiyor. Kilise müdavimlerinin çoğu meseleye milli açıdan değil insani değerler açısından bakıyor. Milli hassasiyetleri, dinî/insanî hassasiyetlerinin önüne geçmiyor. Aynı inancı paylaşmadıkları dünyanın öbür tarafındaki ülkelerin insanlarıyla empati yapabiliyorlar.
Bu sadece bir örnek. Yine Londra’da bir milyon gayr-ı Müslimin Irak işgalini kınaması, Brezilya’da düzenlenen sol kesimin organize ettiği sosyal forum sırasında  onbinlerce göstericinin kendilerine ait olmayan ancak kendilerini mensup hissettikleri Filistin bayrağını taşımaları da mevcut örneklerden sadece ikisi.
Muharref bir dinin mensupları böylesine asil davranışlar sergileyebiliyorsa, birbirlerine hakkı tavsiye edebiliyorlarsa muvahhit değerlere sahip Müslümanlar için umutsuzluğa kapılacak bir durum yok demektir. İnsanlık ölmedi.
Ben bu dersleri çıkarabildim. Ya siz?
Unutkanlık
-Doktor bey! Her şeyi unutuyorum. Bana ne tavsiye edersiniz?
-Ne zamandan beri?
-Ne ne zamandan beri?
Günün Sözü
“En az iki dili anlamadıkça birini asla anlamayacaksın.”
Roranl Searle


06.12.2008