Allah’tan korkun ve bana itaat edin
Kur’an’da on ayette
peygamberlerin kavimlerine İslam’ı tebliğ ederken Allah’tan korkun ve bana
itaat edin uyarısında bulundukları belirtilmektedir. Kur’an’da bu uyarı Hz.
Şuayb ve Hz. Lut’tan bir, Hz. Nuh, Hz. Hud, Hz. Salih ve Hz. İsa’dan ikişer
defa nakledilmektedir. Bu yazıda söz konusu ayetleri nüzul sırasına göre ele
alacağız. Bu sıralama aynı zamanda belirtilen peygamberlerin risalet görevi
sırasına da uygundur.
Hz. Nuh’un kavmi
kendilerine gönderilen elçileri yalancılıkla suçladılar. Bunun üzerine kardeşleri
Hz. Nuh onları Allah’tan sakınmaya davet etti. Ardından da onlara kendisinin
güvenilir bir elçi olduğunu söyleyerek şöyle bir uyarıda bulundu: “Allah’tan
korkun ve bana itaat edin.” O, bu çabasına karşılık onlardan bir şey de
beklemiyordu. Ardından Hz. Nuh aynı uyarıyı onlara bir kez daha yaptı (Şuara,
26: 105-110).
Hz. Nuh’unkinden farklı olarak Âd kavmi, Allah’tan
korkun ve bana itaat edin şeklinde Hz. Hud’un sözünün yer aldığı bağlamda “Hud’un
kavmi” şeklinde kullanılmamaktadır. Söz konusu her iki kavim de elçileri
yalanlamaktaydı. Kardeşleri Hud da Hz. Nuh gibi onları Allah'tan sakınmaya
çağırdı ve güvenilir bir elçi oluşuna dikkat çekti. Ardından o da “Allah’tan
korkun ve bana itaat edin.” dedi. Bu uyarısının ardından o da çabasına
maddi karşılık beklemediğini belirtse de aynı uyarıyı yapmadan önce Hz. Nuh’tan
farklı olarak onlara şu soruları yöneltti: “Siz her yüksek yere bir alamet
dikerek eğleniyor musunuz? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı ediniyorsunuz?
Yakaladığınız zaman, zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?” (Şuara, 26: 123-131).
Nasıl Âd kavmi yazı boyunca ele aldığımız uyarı
bağlamında Hud’un kavmi şeklinde yer almadıysa, benzer şekilde Hz. Salih’in
kavmi de Hz. Salih’e atfedilmeksizin Semud kavmi şeklinde müstakil olarak
belirtilmektedir. Hz. Salih’in onlara söyledikleri, Hz. Nuh ve Hz. Hud’un kavimlerine
söyledikleri ortak sözlerle aynıdır. Farklı olarak Hz. Salih kavmine şunları
söylemektedir: “Siz burada, güven içinde bırakılacak mısınız? Böyle bahçelerde, çeşme başlarında?
Ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında? (Böyle sanarak) dağları
oyup ustaca evler yapıyorsunuz.” (Şuara, 141-150).
Konumuz bağlamında, Hz. Nuh’a olduğu gibi Hz. Lut’a
da, kavmi atfedilerek belirtilmiştir. Hz. Lut’un söyledikleri önceki üç
peygamberin ortak sözleri ile aynıdır. Farklı olan sözleri şöyledir: “Rabbinizin
sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi
yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!” (Şuara, 26:
160-166).
Hz. Şuayb’ın elçi olarak gönderildiği Eyke halkı da
peygamberleri yalancılıkla suçlamış bir topluluktur. Semud ve Âd kavminin
peygamberlerine atfen adlandırılmaması gibi Eyke halkı da Hz. Şuayb’a
atfedilerek belirtilmemektedir. Önceki dört peygamberle ortak sözleri sarf eden
Hz. Şuayb farklı olarak şöyle demektedir: “Ölçüyü tastamam yapın,
(insanların hakkını) eksik verenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın.
İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık
çıkarmayın. Sizi ve önceki nesilleri Yaratandan korkun.” (Şuara, 26:
176-184).
İsrailoğullarına örnek (mesel) kılınan Hz. İsa’nın (Zuhruf,
43: 59) söz konusu uyarı bağlamında söyledikleri önceki peygamberlerin
söylediklerinden oldukça farklıdır. O açık delillerle geldiği zaman onlara
hikmet getirdiğini ve ayrılığa düştükleri şeylerden bir kısmını onlara
açıklamak için geldiğini söylemekte ve “Öyleyse Allah'tan korkun ve
bana itaat edin.” demektedir. Çünkü Allah, onun da onların da Rabbidir. Öyleyse
O'na ibadet etmelidirler. Zaten doğru yol da budur (Zuhruf, 43: 63-64). Hz. İsa
ondan önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve onlara haram kılınan bazı
şeyleri de helal kılması için gönderilmiş, onlara Rablerinden bir mucize getirmiş
ve şöyle demiştir: O halde Allah'tan korkun, bana da itaat edin! Allah,
benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na kulluk edin. İşte bu doğru
yoldur." (Al-i İmran, 3: 50-51).
Sonuç olarak şöyle diyebiliriz. Yukarıdaki
peygamberlerin ortak yönlerinden birisi de kavimlerinden şu talepte
bulunmalarıdır: Allah'tan korkun ve bana itaat edin! Tebliğde
“korkutmanın yadsınamazlığını” gösteren bu uyarı bağlamında söz konusu
peygamberlerden Hz. Hud, Hz. Salih ve Hz. Şuayb’ın kavimleri o peygamberlere
atfen değil müstakil olarak belirtilmiştir. Hz. İsa’nın gönderildiği kavim
hariç diğer tümünün peygamberi değil peygamberleri yalanladığından söz
edilmiştir. Hz. İsa ile ilgili olarak belirtilen iki ayet hariç, söz konusu
uyarının tümü Şuara suresinde yer almaktadır. Bu uyarıda kısa aralıklarla iki
defa bulunan peygamberler gibi Hz. İsa da iki defa aynı uyarıda bulunmaktadır
ama onun uyarıları iki ayrı surede yer almaktadır.
29 Mayıs 2014 (Memleket Gazetesi)