Rzeczpospolita Polska
Geçtiğimiz hafta bir vesileyle Polonya Cumhuriyeti (Rzeczpospolita Polska)’ndeydim. Gitmeden önce orayı görüp gelmiş olan bir yüksek lisans talebesinden Polonyalıların çok içtiklerini, bunun sonucunda sokakları kirlettiklerini ve Polonya’nın gayr-ı ahlaki skandallarla sarsılan bir ülke olduğunu dinlemiştim.
Ne var ki, oraya gittiğimizde duyduklarımıza nispetle gayet iyi bir ortamla karşılaştık. Türkiye’yi aratmayan bir misafirperverlik sergilendi bizlere. Sokaklarda Türkiye’den çok farklı durumlarla karşılaşmadığım gibi, Kalisz şehrini hatta Varşova’yı da beklediğimden daha dindar buldum. Kalisz’in modern kabul edilmeyen kısmında Konya’daki mescidlerin durumuna benzer şekilde neredeyse adım başı kilise mevcuttu. Genci, yaşlısı dua etmeye ve günah çıkarmaya gidiyordu. Rahibin günahın affedilip affedilmediğini nasıl anladığını sorduğumda rehberimiz, rahibin Allah ile irtibatlı olduğunu yani ondan bilgi (ilham/vahiy) aldığını söyledi. Demek ki onlarda da peygamber olmadığı halde Allah ile sürekli irtibatı olduğuna inanılan kimseler mevcut. 
Kiliseler alabildiğine Hz. İsa, Meryem ve evliyalara ait olduğu söylenen heykel ve resimlerle doluydu. Varşova’da büyük bir kilisenin zemin katında ise devlet büyüklerinin mezarları mevcut idi. Söylediklerine göre “evliya” olduğunu düşündükleri kişilerin heykellerini ve resimlerini kiliselere yerleştirme, Katolikler arasında yaygın imiş. Protestanlar ise bu tür bir eylemden nispeten uzak duruyorlarmış. Valilik binasında mevcut kuleyi gezerken Kalisz’e dair bir resim gördüm. Resimde şehrin üstünde duran bir bulutun içinde cübbeli ve takunyaya benzer ayakkabılı bir zat yerleştirilmişti. Meğerse o şahıs o şehrin koruyucusu, gözeticisi kabul ediliyormuş. Ölmüş olması onun “tasarrufta bulunmasına” engel değilmiş. Doğrusu onların bu sapkın anlayışları bana hiç yabancı gelmedi.
Orada büyük bir tavuk fabrikası çalışanından bize aktarılan bilgiye göre ülkenin tümünde hayvanlar “kesildikten sonra” yeniyormuş. Gerekçesi ise kesilen hayvanın kanının ancak bu sayede dışarı çıkarılabilmesiymiş. Aksi takdirde kan ete yayılıp kırmızı benekler halinde kesilen hayvanın etine karışıyormuş. Kesimler ya elle ya da makineler aracılığıyla yapılıyormuş. Yani orada et, tavuk yemek caiz. Hayvanları kesmelerinin hayvan haklarına aykırı bulunup bulunmadığı konusunda bir bilgilerinin olmadığından yola çıkarak, bu konuda Avrupa Birliği’nin katı kuralları olmadığını söylemek mümkün. Polonya Havayolu şirketi LOT Türkiye’ye gelen giden yolculara takdim ettiği yemeklerde domuz eti ve yağı olmamasına özen gösteriyor.
Gezdiğimiz bir müzede sergilenen resimlerde örtünme şekli Müslümanlara çok benzeyen ve elinde tespih olan kadın resimleri vardı. Günümüz Hıristiyanları arasında niçin bu tür kıyafetlerin pek görülmediğini sordum. O kıyafetlerin dinî değil geleneksel olduğunu söylediler. Ancak neyin dinî neyin geleneksel olduğuna nasıl karar verdiklerini başarılı bir şekilde izah edemediler.
Gezide gördüm ki, kilisede görevli rahipler aynı zamanda okullarda din öğretmeni. Eğitim hakkında bilgi aldığımız okulun her sınıfında bizde Atatürk resimlerinin konduğu yere haç konulmuş ve koridorlar da Papa II. John Paul resimleri ve ona ait sözlerle bezenmiş. Avrupa Birliği üyesi olmalarına onların bu hali halel getirmemiş. Laiklik elden gitmemiş.
Yine okullarda kılık kıyafet sınırlaması yok. Okulun internet sayfasından sorumlu ve lüle lüle saçlarla okula gelebilmek için her gün 2-3 saatini harcayan Bartek adlı erkek öğrenciye karışan yok. Ziyaretimiz sırasında okulda Polonyalıların Milli Marşlarını da dinledik. Bizden farklı olarak onlar, haftada en az iki gün Milli Marşlarını okumuyorlarmış. Hafta içi her gün de Andımız türünden bir seremonileri mevcut değilmiş. Milli Marşlarını sadece özel günlerde okuyorlarmış. Okulda görevli rahip ile görüşmeyi denedimse de “yoğun olduğu gerekçesiyle” görüşmemiz gerçekleşmedi.
Heşt
TRT'nin yeni Kürtçe kanalı için logo çalışmaları sürerken ismi de kurumun 8. kanalı olmasına atıfla Kürtçe 8 anlamındaki Heşt oldu. Kanal, yayınlarına Ocak ayında başlayacak. Özelde Kürt kardeşlerimize genelde hepimize hayırlı olsun.
Günün sözü
Barak Hüseyin Obama genç, yakışıklı ve “bronzlaşmış” bir başkandır.
                                                                                  Silvio Berlusconi

internet