AKP hâlâ her şeyi olmayan tek parti
Geçen hafta 3 aylara münasebetiyle gazetemizde bol bol tebrik yayınlandı. Göz gezdirirken yine fark ettim ki AKP adına verilen ilanda yine her şey “herşey” şeklinde yanlış yazılmış. Bunu daha önce yazmıştım. Sağ olsun İbrahim Demirci Bey defalarca bu konuya değinmesine rağmen yine aynı hataya dikkat çeken bir yazı daha kaleme almış hatta bir de benim hatama dikkat çekmişti. Tekrar yazıyorum. Her şey, “herşey” şeklinde yazılmaz!

Türkiye bir tsunami görseydi
-"Kalk hanım uyan... Galiba gece AB'ye girmişiz. Dışarısı Venedik gibi olmuş..."

-"Bu sene denize gidemedik diye ağlanıyordun hanım, al deniz ayağımıza geldi. -İnsan bari neden arabamız yok diye ağlar be!"

-"Kardeşim çeksene şu kayığını dükkânın önünden ya, vitrini kapatıyorsun."

-"Ya ben caddede yavaş yavaş gidiyordum baba ya. Birden karşıma bi yat çıktı. Geldi bana vurdu. Ya valla içmedim baba ya!"

-"Ne yani, şimdi evin önüne köpekbalığı mı bağlıycaz?"

-"Abi şimdi ben evde internette sörf yapıyordum, sonra bi baktım harbiden sörf yapıyorum. Bu benim yeni bilgisayar süper oğlum"

-"Sevgili vatandaşlarım! Ankara'ya deniz getirme projesini gerçekleştirme şerefi de bizim hükümetimize nasip oldu. Hepimize hayırlı olsun."

-"Bak hanım, şimdi şu gelen dalgaya bir takıldık mı doğru bizim evdeyiz. Bende taksiye dolmuşa para kaptıracak göz var mı be heheeeee..."

-"Doğa bize her an güzel oyunlar oynayabilir çocuklar. Bakın mesela şu üzerimize gelen dev dalga. Nasıl da gerçek gibi değil mi? Tamamen bir göz yanılsaması oysa. Durun kaçmayın çocuklar, daha ders bitmedi..."

-"Demek arkamda dev bir dalga var ha! Rica ederim dalga geçme benimle, hiç öyle boşuna da kaçma, yemezler."

-"Hey sen balıkçı kayığı, kırmızıda geçtin sağa çek. Aloooo kime diyorum sağa çeeekkk!"

-"Valla işten kaytarmıyorum patron! Yemin ederim ki, balkonda otururken bacağımı köpekbalığı ısırdı. Niye inanmıyorsun ya?"

-"Ulan tam balıkçı dükkanı açtık, şehri deniz bastı iyi mi?”

-"Dürbün yaklaştırır derlerdi de bu kadar olacağını ummazdım Melike! İnanır mısın denizi ayaklarımın altında hissediyorum, Allah canımı alsın!"

-"Abi bu durumda, yarın ikinci ayakta hangi denizatı birinci gelir dersin?"

-"Tacettin bizdeki şansı görüyor musun? Belediye otobüsü diye bindik, meret deniz otobüsü oldu. Kesin fark alır şimdi bunlar, bak görürsün."

-"Çocuklar bakmayın öyle yiyecekmiş gibi. Denizden babam çıksa yerim lafı sadece bir deyim. Hanım şunlara bir şey söylesene yaa. Zaten sırılsıklam olmuşum!"

-"Kız, bu kaptan sana kesik diyordum da inanmıyordun ablana. Bak nasıl da getirdi koca vapurla bizim evin kapısına kadar. Biz kaçın kurasıyız kızım. Anlarız."

-"Haçan, deniz habire celiy. Ayakta durulmayii... Ben düşeyrum bilesunuz... Bunun adı tsunami değil, tutunamiii olsun kardaşum... Allaaaahhh..."

-"Garson bey, ben deniz kenarı masa istemedim, deniz kendi geldi. Deniz kenarı masa parası vermem bilesin..."

-"Eh be çocuğum, kaç kere dedim sana di mi taş atma denize diye. Bak kızdırdın işte!"

Umut
"Gölgeler düşse de yüreğine güneşini sakın söndürme.
Eğer umut yoksa yaşam çok uzak kalır insana.
Unutma; Senden bir tane daha yok bu dünyada.
Gülümsemeyi asla unutma!" (M. Emin Karababa’ya teşekkür.)


Bizim şarkımız 

Kırılır da bir gün bütün dişliler 
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim 
Gökten bir el yaşlı gözleri siler 
Şenlenir evimiz barkımız bizim 

Yokuşlar kaybolur çıkarız düze 
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze 
Sapan taşlarının yanında füze 
Başka alemlere farkımız bizim 

Kurtulur dil, tarih, ahlâk ve iman 
Görürler nasılmış, neymiş kahraman 
Yer ve gök su vermem dediği zaman 
Her tarlayı sular arkımız bizim 

Gideriz, nur yolu izde gideriz 
Taş bağırda, sular dizde gideriz 
Bir gün akşam olur biz de gideriz 
Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim...

Necip Fazıl Kısakürek



Günün sözü
Baba iki tane iki yüz elliyi (500 kuruş) sana vereyim Filistin’e gittiğinde onlara ver.
 İbrahim Kayacan (2001- )

2006-08-05 (Memleket gazetesi)

dikkat-tehlikeli-alan