Fransız düşünür ve yazar Roger Garaudy (1913-2012)  geçen hafta hayata gözlerini yumdu. 1954 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (1917-1991) Bilimler Akademisi'nde doktor ünvanı elde eden Garaudy Fransa Komünist Partisi'nde etkin bir konumda yer aldıktan sonra partiye yönelik eleştirilerinin fayda vermemesinin ardından bu partiden ayrıldı. Fransa Parlementosu'nda milletvekili, meclis başkan yardımcılığı, milli eğitim komisyonu üyesi ve senatör olarak görev yapan Garaudy, 1982 yılında Müslüman olduktan sonra Filistin halkının haklarını İsrail’e karşı savunmaya başlayınca, Batı basın-yayın organları ve büyük yayınevlerince dışlandı.
Garaudy’nin vefat ettiğini öğrenince, Entegrizmİslam ve İnsanlığın Geleceği (ve Konya’da öğrenci olduğum yıllarda (1988-1992) okuduğum ve o zamanlar çok beğendiğim) 20. Yüzyıl Biyografisi adlı eserini tekrar elime aldım.
Yazara göre entegrizm; dini veya siyasi olsun bir inancı, tarihin bir önceki döneminde sahip olduğu kültür yapısı veya müesseseleriyle özdeşleştirmektir. Böylece mutlak bir doğruya malik olduğuna inanmak ve onun kabullenilmesini dayatmaktır.[1] Bu yaklaşıma göre, Kur'an’ın emirlerini günümüze taşımak yanlış bir çaba olmaktadır. Zaten Mevdudi’nin Pakistan’daki “İslam Cemaati” ve İran İslam Devrimi de buna iki somut örnektir.[2]
Garaudy “Sünnet, Kur'an’dan sonra, İslam kanununun ikinci kaynağıdır. Hz. Muhammed (s)’in sünneti, söylediği sözler, yaptığı işler ve  tasvip ettiği söz ve davranışlardır. Sünnet çok değerli bir kaynaktır.”[3] dese de, ona göre entegrist Müslümanların hepsi sünneti dayatmaktadır.[4] Hz. Peygamber (s)’e atfedilen hadislere sistematik olarak bir kural değeri kazandıran peygamber sünneti kavramı Hz. Peygamber (s)’in ölümünden sonra İslam’a sokulmuştur.[5]
Hatıralar adlı eserinde erkeğe kadına verilen mirasın iki katının verilmesini öngören ayetin başka bir toplumda adalet getirmeyebileceğini ileri süren yazar,[6] şeriat konusunda da şöyle demekte: Şeriat, ilgili dönemler ve toplumlar göz önünde bulundurulmaksızın, bağlamlarından soyutlanmış ve kelimesi kelimesine uygulanabilecek  birtakım Kur'an ayetlerinden çıkarılmış bir anayasal ya da cezai yasama yetkisi olmadığı gibi,[7] şeriatı uygulamak, herkese onurunun ve görevlerinin anlamını veren bir eğitim sistemi ve bir siyasi düzen kurmadan önce işe “cezalandırmayla” başlamak da değildir.[8] Sözgelimi, ceza kanunu, hırsızlığın artık yer almayacağı ve bu nedenle müeyyidenin de hedefini bulamayacağı bir sosyal adalet bağlamında yer alır. Bu nedenledir ki, Hz. Ömer açlık döneminde “el kesme” cezasını uygulamamıştır.[9] İlahi Yasaya sahip olmaya çaba gösteren bir toplumun ilk görevi, hırsızlığa iten toplumsal koşulları, yani sosyal adaletsizliğin ve yoksulluğun bütün şekillerini ortadan kaldırmaktır.[10]
Görüldüğü gibi, yazarın sözlerinde Kur'an hükümlerinin (şeriatın) tarihselliği vurgusu çok belirgindir ve bu bakış açısı yanlıştır. İdeal olan gerekli şartlar oluştuğunda insanoğluna dünya ve ahiret saadeti getirmeyi hedefleyen ve Kur'an’ın tüm hükümlerini göz ardı etmeyen bir hayat modeli ortaya koymaktır. Kur'an hükümlerin uygulanmadığı dönemler/ortamlar arızi durumlar olarak görülüp “Bak hükümler bir kenara konarak da İslam yaşanıyormuş.” denilmemelidir. İnsanoğlunun maslahatı için gönderilen Kur'an’ın bir kısmını “kenara koymayı teklif etmek” sınırları zorlamaktır ve meşru değildir.
Gönül rahatlığıyla “Tarihselci değildi.” demeyi çok arzuladığım ve keşke “Cesedimi yakın!” diye vasiyet etmeseydi.” dediğim, Garaudy’yi Allahu Teala’nın rahmeti kuşatsın diye dua etmekten başka yapacak bir şey yok ne yazık ki.

Memleket Gazetesi’nde yayınlanan yazının gözden geçirilmiş halidir.
(21 Haziran 2012)



[1] Garaudy, Roger, Entegrizm Kültürel İntihar, (çev: Kâmil Bilgin Çileçöp), 2. bs., Pınar Yay., İst., 1993, s. 9.
[2] Garaudy, Entegrizm Kültürel İntihar, s. 87.
[3] Garaudy, Roger, İslam ve İnsanlığın Geleceği, (çev: Cemal Aydın), Pınar Yay., İst., 1991, s. 58-59.
[4] Garaudy, Entegrizm Kültürel İntihar, s. 87.
[5] Garaudy, Entegrizm Kültürel İntihar, s. 88.
[6] Garaudy’den naklen bkz. Öztürk, Mustafa, “Kur’an’ın Aktüel Değeri -Roger Garaudy’in Kur’an Tasavvuru Üzerine-“ Usûl İslam Araştırmaları Derg., S. 2, Sakarya, 2004, s. 92.
[7] Garaudy, 20. Yüzyıl Biyografisi, s. 321.
[8] Garaudy, 20. Yüzyıl Biyografisi, s. 322.
[9] Garaudy, 20. Yüzyıl Biyografisi, s. 324. “Hırsızlığın artık yer almayacağı” şeklindeki yaklaşım şu soruyu da beraberinde getirmektedir: Hırsızın elinin kesilmesini emreden ayet (Maide, 5: 38) hırsızlığın olmadığı yerde uygulanacaksa, o zaman niçin indirildi?
[10] Garaudy, 20. Yüzyıl Biyografisi, s. 325.