Yapılan tüm güzel işlere salih amel diyebiliriz. Endülüslü alim Şatibi’nin kullandığı iki kavramı (hâccî ve tahsinî) salih ameli tanımlarken kullanmakta bir beis görmüyorum. Bir eylemi salih kılan asli unsurlara hâccî, o eylemin aslından olmayan ve olmadığında onu geçersiz kılmayan ancak güzelleştiren unsurlara da tahsinî unsurlar diyebiliriz. Bu anlamda salih amel gördüğümüz bir etkinlikteki eksiklikler sadece tahsinî unsurlar ile ilgiliyse, bize düşen ona gücümüz ölçüsünde destek vermektir. Bize danışılmadı diye, bu konuda küsmek, darılmak olmaz.
Diyelim ki, yetim çocuklarla ilgileniyoruz. Buna dair bir kuruluşumuz var. Aynı konuda başka ya da yeni bir kuruluş bir çalışma başlatmış. Bize de bu çalışmasından haber vermemiş, beklediğimiz düzeyde “ilgi” görmediğimiz için “O zaman biz de bu salih amele destek vermeyiz! Bize sorulmadan böyle bir işe girişilir mi?” denebilir mi?
Yine sözgelimi, çiftçilerin yıllardır yaşadıkları problemlerle ilgili bir derneğimiz olsun. Başka bir dernek de onların problemlerine el atmış olsun. Ancak bir şekilde bu etkinliğinden bizi haberdar etmiş ancak “Haydi birlikte yapalım!” dememiş olsun. Şimdi bu durumda bize düşen kenara çekilmek, usule aykırı davranmakla suçlamak mıdır, yoksa “Bu bir salih ameldir. İyi zannımızı korumalıyız. Bu etkinliğin en azından bir kısmı bizim de yapmak istediğimiz ancak yapamadığımız bir şey, destek verelim ki ‘maruf’ olan şeyler yaygınlaşsın. Hatta biz o kuruluşu, davet edelim gelin sizin henüz el atmadığınız çiftçilerin diğer problemleri var. Onları birlikte çözelim. Bu sorunların bir kısmını zaten çözüme kavuşturmak üzereyiz. İsterseniz siz de eksik kalan şu kısma yardım edin, projemizi nihayete erdirelim.” demek midir?
Son bir örnek daha vereyim: Mesela, Filistinlilerin ev-bark sorunlarıyla ilgilenen bir platformun üyesi olduğumuzu düşünelim. Ancak duyduk ki, aynı konuyla ilgilenen Yahudi ve Hıristiyan platformlar da varmış ve bize “Gelin bu çabayı birlikte verelim!” dememişler sadece bu etkinliklerinin varlığından bizi haberdar etmişler. Yapılacak şey bu arkadaşlara, “Yahu kardeşim aynı çabayı biz de veriyoruz. Bize neden gelip danışmadınız!” mı diyeceğiz, yoksa “Allah bunların hidayetini artırsın. Biz de onların bu salih amellerine destek verelim de evsiz Filistinliler ev sahibi olsun, ev sahibi olanlar da İsrail saldırılarından kurtulsun!” mu diyeceğiz?
Bu konudaki bir yanlış da “Haberimizin olması için yeterli bilgilendirme yapılmamış!” şeklindeki incitici sözlerdir.  Salih amelde bulunmak isteyenlerin teşvik görmeleri gerekir, kınanmaları değil. Bulunulan salih amelde eksiklikler olabilir ancak en büyük eksiklik bu güzel çabalara destek vermeyip bir de “Niye eksik?” diye “gayretli kimseleri” tenkit etmektir. Bir şey daha iyi yapılamıyor diye iyisini yapmaktan vazgeçmeyen insanlar ancak takdir edilmeyi hak ederler.
Salih amelin illa da bir usulü olacaksa usul, gördüğümüz her salih amele sahip çıkmak,  geliştirmek ve destek vermek olmalıdır. Unutmayalım ki, bizim dışımızda gelişen salih ameller de “destek vermediğimiz için” salih olmaktan çıkmaz. Sadece etki alanı birazcık daralır o kadar. Sevabı götüren yine götürür!
Murat Kayacan