Saati 7:00’a ya da 8:00’a kurmak ve 9:00’da işte olmak ama işimizi bize veren Allah’a şükretmek için sabah namazını kılmaya camiye gitmemek.
Sahabeyi, onlara tabi olanları okumak ancak onları ailemize ve iş arkadaşlarımıza tanıtmamak.
Günahlarımızı küçük ama diğerlerininkini büyük görmek.
Ötekilerin cezalandırılmasını ama kendimiz bağışlanmasını istemek.
Kur'an’ı başkalarına öğretecek kadar anlama gayreti içine girmemek ama en son dedikoduları adeta hıfzetmek.
Dua ederken klişeleşmiş olan dualarımız hariç, söyleyecek farklı sözlere sahip olmamak ancak bir arkadaşımızla konuşurken bu konuda hiçbir güçlük çekmemek.
Allah’ın duamıza icabet etmesini beklemek ama O’nun bizden beklediklerine kulak vermemek.
Şeytanın bile Allah’a doğrudan dua edip, O’nun kendisine süre vermesini istediğini bilmek ancak Allah katında kendini şeytandan daha değerli görüp Allah’a doğrudan yönelmek yerine araya birilerini koymak.
Cenneti istemek ama gününü gün eder bir hayat sürmek.
Başına kötü bir durum geldiğinde yaratıcıyı suçlamak, ama nimetler için şükretme ihtiyacı hissetmeyip, “Bunlar benim ticareti iyi bilmemin sonucudur.” diye düşünüp böbürlenmek.
Doğuştan Müslüman kabul edilip nüfus kâğıdına “Dini: İslâm” yazılmak ama dinin gereği başörtüsünü yasaklamak.
Az olan dünya nimetleri için çok, nimetleri çok olan cennet için az çalışmak.
Ümidini kesenin İblis olmasına rağmen geleceği sürekli karanlık görmek.
Yaratıcı karşısında diz çökmenin aslında zulmedenlere karşı bir “dik duruş”u getireceğini görmemek.
Allah’ın son noktayı koyduğu bir konuda ısrarlı sorular sormak.
Kendisi değişmesi gerekirken vahyi değiştirmeye çalışmak.
Selin geleceğini göre göre Nuh gibi alaycılara aldırmaksızın gemi yapmaya devam etmektense alaycıların safında yer almak.
Kur'an’da Allah korkusu daha sık vurgulanmasına rağmen ısrarla Allah sevgisinden bahsetmek böylece Allah’tan korkmayan, kuldan da utanmayan bir nesil yetiştirmek.
Öfkelendiren kişinin kontrolüne girmek ama bunu fark edememek.
Noeli Hıristiyanca, Bayramları Müslümanca kutlamak.

Bu garipleri artık normal görür hale gelmek ve herkesi haklı ve makul bulmaya başlamak.